Meşal, yaptığı açıklamada, Filistinliler için Kudüs’e zarar verecek her konunun ateşle oynamak anlamına geldiğini ifade ederek, siyonist işgal rejiminin uygulamalarına karşı durmak gerektiğini belirtti.
İşgalcilerin, Ramazan’ın son on gününde Filistinlileri kışkırttığını ve Mescid-i Aksa’nın saygınlığını çiğnediğini hatırlatan Meşal, düşmanın ortak olduğuna ve anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak birleşmelerinin önemine dikkat çekti.
Meşal, işgalcilerin Kudüs’teki ihlalleri karşısında başta İzzeddin el-Kassam Tugayları olmak üzere direniş gruplarının misillemede bulunmaya ve çatışma kurallarını yeniden belirlemeye karar verdiğini söyleyerek, “Kudüs Savaşı direnişin her geçen gün daha da güçlendiğini gösterdi” dedi.
Savaşın işgal rejimi üzerinde büyük etki bıraktığına ve imajına zarar verdiğine işaret eden Meşal, Filistinlilerin tümünün savaşa katılmasının öneminin de ortaya çıktığını ifade etti.
1948’de işgal edilen topraklardaki Filistinlilerin Kudüs’e ve Gazze’ye destek olduklarını, işgal rejiminin ırkçılığına cevap verdiklerini belirten Meşal, işgalden kurtuluş projesinde direnişe güvenilebileceğini, Arap ordularının başaramadığını direniş güçlerinin yapabileceğini dile getirdi.