Ticari veya mesleki amaçlar haricinde ürün veya hizmet alımı yapan kişi olarak tanımlanan tüketici, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yer alan kanuni düzenlemeler ile pek çok güvenceye kavuşturulmuştur.
Kanuni hakları ihlal edilen tüketici, bu hakkını satın almış olduğu mal veya hizmetin değerine göre tüketici hakem heyeti veya tüketici mahkemesinde arayabilmektedir.
Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları Bildirgesine göre 9 tane temel ve evrensel tüketici hakkı mevcuttur. Ancak çoğu kişi bu haklarından habersiz.
Siirt'te İLKHA muhabirine konuşan vatandaşlar, tüketici haklarından haberdar olduklarını ancak yasal hakları konusunda pek bir bilgilerinin olmadığına dikkat çekti.
Bir sorunla karşılaştığında Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabileceğini belirten Mustafa Yüksel, hukuki haklarını tam olarak bilmediğini söyledi.
Genelde ihtiyacı olmayan bir ürünü almadığını söyleyen Yüksel, "Öncelikle kaliteli mal almaya çalışırım. Alışverişlerimde peşin, zaman zaman da kredi kartı kullanıyorum. Bir malı aldığımda o malın ilk önce kalitesine bakarım, incelerim, son kullanma tarihine bakarım. Aldığım ürünün içindeki katkı maddelerinin neler olduğuna bakarım, bu konuda kendimi bilinçli sayarım. Kapıda genelde mal almıyorum ancak internetten alışveriş yaptığımda da gönderilen satış sözleşmesini okumuyorum. Yasal haklarımı kısmen biliyorum. Bir sorunla karşılaştığımda Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabileceğimi, aldığım bir ürünü belirli bir süre içerisinde iade alabileceğimi biliyorum ama, çok detaylı mı, diye sorarsanız, hayır. Özellikle hukuki haklarımı bilmiyorum." dedi.
"Asla tatlı sözlere kanmıyorum"
Alışveriş yaptığında zaman zaman bazı sıkıntılar yaşadığını belirten Yüksel, "Tüketici haklarına başvurmama rağmen bir sonuç alamadım. Ama iyi ki var, iyi ki kurulmuş çünkü halka oldukça yardımcı oluyorlar. Çocuklarım bilinçli bir tüketici değil fakat eşim oldukça bilinçlidir. Bu bilinci aşılamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bir ürün alırken garanti belgesini alıp onaylıyorum ve saklıyorum. Satıcıların vadettiği şeye bakıyorum. Vadettiği şeyi pahalıya vadediyorsa satıcı bunu gerçekleştiremez. Bazen arıyorlar, telefon kazandınız, diyorlar. Neden bedava telefon versin ki bir şirket? Bu konuda son derece bilinçliyiz ve asla tatlı sözlere kanmayız." ifadelerini kullandı.
"Yasal haklarımı biliyorum ama şimdiye kadar sıkıntı yaşamadım"
İhtiyacı olmadığı halde indirimde olduğu ve daha sonra işine yarar düşüncesi ile alışveriş yaptığını belirten Kadir Özçelik, güzel bir ürün gördüğünde sınırları zorlayarak almaya çalıştığını söyledi.
Bir mal alacağı zaman genelde internetteki ürünleri takip ettiğini belirten Özçelik, "İşime ilerde yarayabilir düşüncesiyle kışlık, yazlık olsun alışveriş yapıyorum. Kamp çadırı dahi almışımdır. Ama açtığım dahi olmamıştır. O anki psikolojime bağlı, eğer ürün çok güzel ise sınırları zorlayarak almaya çalışıyorum. Ürün alırken genelde peşin ödüyorum, caydığım ürünler de oluyor. Ama 15 gün sonra iadesi gerçekleşiyor. Genellikle sağlam sitelerden alışveriş yapıyorum. Şu ana kadar bir pürüz çıkmadı, hatta televizyon dahi aldığım oluyor. Gönderilen sözleşmeleri genelde okuyorum çünkü dolandırma amaçlı pek çok olay yaşanıyor. İnce eleyip sık dokuyorum, sahte sitelerden de alışveriş yapmıyorum. Yasal haklarımı biliyorum. Ama şimdiye kadar bir sıkıntı yaşamadım. Yaşayan arkadaşlarım oldu. Ama onlar da tüketici haklarına başvurarak ürünleri iade etme şansları oluyor. Şimdiye kadar tüketici haklarına başvurmadım ama bir sorun yaşarsam başvururum. Bu konuda çocuklarımı ve kendimi bilinçlendirmeye çalışıyorum. Mesela bir ürünün raftaki etiket fiyatı ile kasadaki fiyatını karşılaştırıyorum. Aldığımız ürünlerin garanti belgelerini genelde alıyoruz. Satıcıların aldatıcı sözlerine kesinlikle kanmıyorum, kendi bütçeme uygunsa alıyorum." diye konuştu
"Bir sıkıntı yaşadığımızda tüketici haklarına başvuruyoruz"
Genelde ürün alırken satıcının, malını övmesinden dolayı ürünün kalitesine bakamadığını belirten Mehmet Evin, ürünü alıp götürdükten sonra anlatıldığı kalitede olmadığının farkına vardığını söyledi.
"Bir ürün alırken ihtiyacımın olup olmadığına bakarım." diyen Evin, "İhtiyacım yoksa o ürünü almam, başka mağazalara bakarım. O ürünü bütçemize en uygun olan yerden satın alırım. Bir ürünü bazen peşin bazen de taksitle aldığımız oluyor. Bir ürünü alırken satıcıya güveniyoruz, herhalde bizleri mağdur etmezler, diyoruz. Yasal haklarımızı genelde bilmiyoruz ama bir sıkıntı yaşadığımızda tüketici haklarına başvuruyoruz. Bir ürün alırken garanti belgesini muhakkak alıyorum. Ama bu belgeler genelde beyaz eşyada oluyor. Satıcıların sözlerine genelde kanıyoruz. Malını övüyor, bir bakıyorsunuz ürün kalitesiz çıkabiliyor." şeklinde konuştu.
"İnsanımız kırılan her ürünün garantiye girdiğini sanıyor"
Sattıkları ürünlerde hata müşterilerden kaynaklansa da ürünün garanti kapsamına girmesi gerektiği noktasında sıkıntılar yaşandığını belirten gözlükçü Ömer Alkaş, ellerinden geldiği kadar müşterilere yardımcı olmaya çalıştıklarını söyledi.
Alkaş, "Müşterilerle bazen ufak tefek sorunlar yaşıyoruz. Ama sattığımız ürünler genelde firmanın garantisi altında. Tabi her kırılan gözlük, çerçeve garantiye girmiyor. Çünkü ürünün nasıl kırıldığı, kullanım hatasından mı kaynaklandığı, imalat hatası mı gibi konularda problem yaşıyoruz. Bizim insanımız kırılan her ürünün garantiye girdiğini sanıyor. Bu sadece gözlük için değil diğer ürünler için de geçerli. Kırılan her şey garantiye girmez. Ancak üretim hatası olan ürünler garanti kapsamına girer. Firmamız kendi hatasından kaynaklanan ürünü muhakkak değiştiriyor. Ama 100 tane arızalı, sorunlu gözlüklerin ancak 10-15 tanesi üretim hatası olur, yoksa geriye kalan ürünlerin geneli kullanıcı hatasından kaynaklanıyor. Ama bizler yine de bir esnaf olarak elimizden gelen yardımı yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
İLKHA