"Halka dayatılan sistem huzur getirmedi"

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, 29 Ekim’de ilan edilen Cumhuriyet sistemine değinerek halka sorulmadan dayatma yoluyla ilan edilen sistemin halka huzur getirmediğini ifade etti.

HÜDA PAR Şanlıurfa Bozova İlçe Teşkilatı 2’nci olağan kongresi gerçekleşti. Tek listeyle seçime girerek güven tazeleyen Mustafa Bayram yeniden Bozova İlçe Başkanı oldu.

Kongre; HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, siyasi parti temsilcileri, STK başkanları ve parti üyelerinin katılımıyla Ziraat Odası Konferans Salonu'nda gerçekleşti.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kongrede yoklama yapıldıktan sonra Divan Başkanlığı seçimi yapıldı. Ardından HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Bu ülkenin Kurtuluş Savaşı yıllarında çok yoğun bir mücadeleden geçtiğini hatırlatan Yavuz, bu halk ne uğruna savaşmış ve şehit olmuşsa o değerlere karşı anlamsız bir düşmanlık yapıldığını ifade etti.

“Bu milletin sarıklıları, çarşaflıları cephelere giderken; sonrasında bu insanlara ve değerlerine düşmanlık yapıldı”

Bir azınlığın, küçük bir grubun istekleri göz önünde bulundurularak yeni bir sistem inşa edilmeye çalışıldığını söyleyen Yavuz, "Bu ülke çok yoğun bir mücadeleden geçti. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar yani İtilaf devletleri dediğimiz ülkeler, bu ülkeyi sarıp sarmalamış işgal etmişlerdi. Müslüman millet bir kurutuluş mücadelesi ortaya koydu. Kendi namusuna, dinine, değerlerine, milletine, memleketine sahip çıktı. Bu gaye doğrultusunda şehid olan şehitleri rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Gelin görün ki hemen arkasından bu millet ne uğruna savaşmış ve şehit olmuşsa, o değerlere karşı anlamsız bir düşmanlık yapıldı. Cumhuriyet cumhur demek, çoğunluk demek ve halkın bütünü demektir. Halkın bütünlüğünün içinde bulunduğu durum dikkate alınmadı. Bir azınlığın, küçük bir grubun kendi isteği göz önünde bulundurularak yeni bir sistem inşa edilmeye çalışıldı. O zamandan bu yana 94 yıldan beridir iki yakamız bir araya gelememiş. Neden böyle oldu. Evet, merak ediyoruz gerçekten. Bu milletin sarıklıları, sakallıları, çarşaflıları cephelere giderken; tekbirlerle, salavatlarla komutanlarının emriyle 'öl' dedikleri zaman ölürken, sonrasında niye bu insanların sakalına, sarığına, çarşafına camisine düşmanlık yapıldı. Bu anlamsız düşmanlığın sebebi nedir anlamak istiyoruz." dedi.

“Cumhuriyet ilan edilirken halka sorulmadı!”

Cumhuriyet ilan edilirken halka sorulmadığını, bu sistemin dayatıldığını sözlerine ekleyen Yavuz, "İtalyanlılar gelseydi ne yapacaklardı. İngilizler bu memlekete hakim olsalardı ne yapacaklardı. Fransızlar bu memleketi işgal etselerdi ne yapacaklardı. Emin olun yapılanları yapmaya cesaret edemezlerdi. Takrir-i Sükûn kanunu çıkarıldı, istiklal mahkemeleri kuruldu. Sadece şapka giymediği için binlerce insan idam edildi. Böyle bir anlamsızlık olur mu? Bizim cumhuriyetle bir sorunumuz yoktur. Cumhuriyet bir idare sistemidir. Demokratik, sosyalist, İslam cumhuriyetleri olur. Aslolan adalettir, adil bir sistemdir ve nizamdır. Bizim sorunumuz cumhuriyetin; azınlığın cumhuriyeti, bir avuç elitin cumhuriyeti haline getirilerek bu halkın değerleriyle kavga edilmesi, bu halkın dinine, imanına, inancına, geleneğine, göreneğine, tarihine düşman hale getirilmesidir. Bizim karşı çıktığımız nokta budur. Yoksa bu millet cephelerde Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez’i, Arap’ıyla, zengini fakiriyle, kadını ve erkeğiyle hep beraber bir mücadele ortaya koydu. Gönül isterdi ki bu mücadelenin sonunda, bu halka sorulsun. Ama cumhuriyet ilan edilirken halka sorulmadı. Diyoruz ki bu hataya düşüldü, bu yanlış yapıldı ama bu saatten sonra bu yanlış yapılmasın. Cumhuriyet gerçekten halkın cumhuriyeti haline getirilsin. Peki, bu yanlış devam ediyor mu? Evet, maalesef devam ediyor. Sistemin sorun üreten ana gövdesi olduğu gibi duruyor." ifadelerini kullandı.

“Tanımı yapılmayan laiklik bir zulüm aracına dönüştürüldü!”

Laikliğin bir tanımının yapılmadığını söyleyen Yavuz, şöyle devam etti: "Cumhuriyet sistemi iki temel sacayağı üzerine kuruldu. Birincisi laikçilik, ikincisi Türkçülük. Laiklikle ne kast edildiği izahtan yoksun bırakıldı. Anayasada halen laiklik ve Türkçülük var. İşte bunlar gerekçe gösterilerek sistem halkına düşmanlık yaptı. Laikçiliğin tanımı yapılmadığı için herkes eline gücü geçirdiğinde bu laikliği farklı tanımladı. Kimi laikliğe aykırı olduğu için milletin sakalını, kimi sarığını dert etti. Kimi şimdilerde olduğu gibi müftülere nikah yetkisi veriliyor diye 'bu da laikliğe aykırı' diyor. Bu nasıl bir şey anlamak istiyoruz. Bazen de partiler bundan nasibini aldı 'laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmak' suçundan Türkiye bir partiler mezarlığına dönüştü."

Laikliğin artık bir dayatma olmaktan çıkarılması çağrısında bulunan Yavuz, “Bu nasıl bir şey ki milletin sakalıyla, sarığıyla, çarşafıyla, başörtüsüyle, dini nikahıyla, partisiyle o kadar uğraşıyor. Bu nasıl bir şey? Buna bir tanım getirin. Gelen adam kafasına göre yorumluyor. Şimdi biz buradan çağrı yapıyoruz. Laikliğe bir tanım yapalım! Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün güzel bir şey söyledi. Dedi ki, 'Laiklik devletin her dine eşit mesafede olmasıdır' ehlen ve sehlen. Laikliği kaldıralım bu tanımı getirelim. Devlet her dine eşit mesafede olsun. Öyle bir şey olsun ki, kimse gelip kafasına göre laikliği yorumlayıp lehine bir silaha dönüştürmesin.” şeklinde konuştu.

Kongre, HÜDA PAR Bozova İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Muhittin Bağmacı tarafından okunan faaliyet raporunun ardından, ilçe yönetim üyesi Abuzer Özaydın’ın mali raporunu okunmasıyla son buldu. (Ramazan Casuk-İLKHA) 






















 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Şanlıurfa Haberleri

Avukat Karadaş: "Kanun yapma sürecinde halkın manevi değerleri dikkate alınmalı"
Soluk borusuna süt kaçan bebek kurtarılamadı
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kırhan: "Hareketsiz yaşam diyabete ne oluyor"
Balıklıgöl’ün duvar ve su kanalı çöktü
Yapılan zamların ardından halk fakirleşiyor