HAMAS, Filistin topraklarında yerleşik ve uzun bir mücadele tarihine sahip olmasıyla İslam dünyasının gözünde ayrı bir değere sahip…
“Arap Baharı” denen sürecin uluslararası sistem mühendisliğiyle ters dönmesiyle HAMAS ağır bir tehdit altında... Kimsenin dili varmıyor söylemeye ama durumun iç açıcı olmadığı açık…
HAMAS, hedef tahtasında… HAMAS’ın varlığına kast eden doğrudan sadece israil değil, Arap İslam yarımadasını da aşıp dünyaya yayılan bir koalisyona dönüşmüş. HAMAS’ı o koalisyonunun hedefi hâline getiren HAMAS’ın israil’i kısa bir süre içinde yok edebileceği kanaati değildir.
HAMAS’ı bir numaralı hedef haline getiren HAMAS’ın Gazze gibi dar bir bölgede oluşturduğu toplum modelidir. HAMAS, bu toplum modeliyle uluslararası güçleri ve onların çevre işbirlikçilerini rahatsız ediyor.
İsrail’in düşmanlığını bir yana bırakalım.
Dünyadaki İslam karşıtları, bu çağda İslamî bir toplum inşa edilemeyeceğini iddia ediyorlardı. HAMAS, alabildiğine ağır koşullar altında bile İslamî bir toplum inşa edilebileceğini gösterdi. Batı’daki İslam karşıtı kuruluşlar HAMAS’a düşman… İsrail, bu düşmanlığı yaymak için HAMAS’ın ahlaki yozlaşmaya karşı takındığı tutumu sürekli Batı gündeminde tutuyor. Bu yönde adeta 24 saat canlı yayın yapıyor. Batı toplumlarındaki Yahudi karşıtlığının HAMAS sempatisine dönüşmesini engelliyor.
Mazlum Müslüman toplumları sözde kurtarma taşeronluğuyla görevlendirilen ulusalcı sosyalist yapılar, din çağı geçti, çağdaş uygar dünyadayız, bu çağda dine dayalı bir kurtuluş hareketi olmaz, diyorlardı. HAMAS, bireysel kurtuluş gibi milli kurtuluşun da İslam’da olduğunu, İslamî kurtuluş hareketlerinin sosyalist kurtuluş hareketlerinden çok daha başarılı olabileceğini ispatladı. Ulusal solcu El Fetih ve onun kamplarında yetiştirip dünyaya ihraç ettiği bugünün sosyalisti veya liberali pek çok gazeteci sürekli HAMAS aleyhine çalışıyor. HAMAS aleyhindeki israil kampanyasına odun taşıyor.
Körfez Krallıkları, “seçim” teriminden nefret ediyor; İslam dünyasında seçimle iş başına gelen bütün idarecileri düşmanı gibi görüyor. HAMAS, Arap İslam âleminde başarı örneği bulunmayan bir seçim modeli inşa etti ve aradan geçen sürede bu sistemin işleyebileceğini kanıtladı. Körfez Krallıkları, HAMAS’ı hem bu yönü hem de inşa ettiği açık toplum modeliyle kendi toplumlarının aklına kötü (!) şeyler getiren fesat bir yapı olarak değerlendiriyor. Mısır’da Mübarek ve Sisi’yi, Tunus’ta Zeynelabidin bin Ali’yi destekleyen krallar ve onların emrindeki sermaye, Filistin’de HAMAS’a karşı Abbas’ı ve israil’i destekliyor. Gazze’ye her tür yardımı engellediği gibi Mısır Cuntası üzerinden Gazze’nin can damarlarını da koparıyor.
Tekfirci yapılar, yıkmaktan keyif alıyor; inşadan rahatsız oluyor. Dünyanın herhangi bir yerinde yolunda yürüyen bir kurtuluş hareketi gördüklerinde onun işini bozmak için seferber oluyor. HAMAS, Gazze’yi dar imkânlar altında hem madden hem manen inşa ediyor. Hastane yapıyor, küçük de olsa atölyeler açıyor. Farklı din ve inançlardan insanların bir arada birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılama dayanışması ile birlikte yaşayabileceğini duyuruyor. HAMAS inşa ettikçe onlar HAMAS’ın her adımını kendi kafalarındaki Şer’i mahkemede yargılayıp onu tekfir ediyorlar. Oraya sirayet edip bu küfür hâlinin (!) hakkından gelmek istiyorlar. Ama HAMAS’ın tedbirleri onların çabalarını boşa çıkarıyor. Öfkeye kapılıyorlar, HAMAS’a karşı kinlerini büyütüyorlar. İmkân bulurlarsa Gazze’ye el atacaklarından kuşku duyulmuyor.
Mezhepçi yapılar, İslam’ın bütün mezheplerine yönelik mutedil bir yaklaşımın bulunduğu yerlerde mezheplerine adam katamıyor. HAMAS, İhvan-ı Müslimin çizgisinde bir cemaat olarak Müslümanlar arasındaki farklılıkları anlayışla karşılıyor. İçinde farklı düşünenler varsa da kendilerini sürekli mağdur göstermek isteyen mezhepçi yapıların işine yarayacak politikalara yönelmiyor. Mezheplerini İslam’ın yerine koyup İslam’a hizmeti sadece mezheplerine hizmet olarak görenler HAMAS’a bir türlü tam ısınmıyor.
HAMAS, şu an yapayalnız ve tam bir ateş çemberinde… Ya kendisini inkâr edip bütün birikiminden vazgeçecek ya da sıranın kedisine gelmesini bekleyecek. İslam dünyasında sözlerinin geçmediği bir karış yer bile bırakmak istemeyen uluslararası sistem ve işbirlikçileri HAMAS’ın İslam dünyasındaki değerinden endişe edip onunla ilgili projelerini gizliyor, pusularında bekliyorlar. Ancak onların bir hesabı varsa Yüce Allah’ın da bir hesabı vardır.
Dün olduğu gibi şu an için ve yarın için de Hasbunallahu ve ni`mel vekil ni`mel Mevla ve ni`me`n nasîr…