Korona, Nipah, Ebola, Sars, Mers... gibi biyolojik virüsler mi?
Yoksa hayatımızı ve neslimizi hedef alan batı menşeli sözleşmeler ve kanunların korumasındaki aklaksızlık virüsü mü?
Cevaplarınızı duyar gibiyim, elbette ikincisi daha tehlikelidir.
Çünkü mezkur biyolojik virüslerin bulaştığı kişiler, bağışıklık kazandırdığı için genellikle aynı kişiye bir daha zarar vermiyor. Ayrıca önceden yapılan aşı ile de etkisiz hale getirilebilir.
Ancak batı menşeli sözleşmeler ve kanunların zihin virüsünün tahribatı çok daha yüksektir. Hem toplumu ifsat ediyor hem de bulaştığı kişilerin zihnini ve düşüncesini esir alıyor. Zaten bir aşısı da yoktur.!
Ayrıca bu zihin virüsünün aktif olduğu toplumlarda, bir kuşak sonraki nesilleri fikren ve ruhen ya öldürüyor ya da mukaddesatına ve medeniyetine düşman yapıveriyor.
Birkaç gündür gündemde olan konu bunun en iyi delilidir.
Dikkat edin, Müslüman bir toplumda Diyanet İşleri Başkanı bir ayet okuyacak, azgın bir güruh onu hedef tahtasına koyup saldırı üstüne saldırı yapacak.
Allah’tan manevi atmosferin zirvede olduğu günlerden geçiyoruz. Bunun bereketiyle birçok duyarlı çevre Sayın Başkan’a sahip çıktılar. Yoksa okuduğu bir ayetten dolayı, zihni virüslü hastaların hışmına uğrayıp çeşitli entrikalarla saf dışı edilecekti.
Evet, Rabbimizin ayetine karşı saldırıya geçenler ruhunu bu zihin virüsüne kaptıran zavallılardır. Daha acı olanı ise bunların hepsi sözde Müslüman ve Müslüman çocuklarıdırlar.
Bu zihniyetin yetişmesi için Jakoben Kemalist sistem yıllarca baskı yaptı. Bununla birlikte batı menşeli kanunlar ve çeşitli sahte argümanlarla Müslüman toplumumuzda zihni bir değişimi başardı.
Artık yeter! İthal edilen bu kanunlar ve sözleşmeler yuvalarımızı yıkıyor, neslimizi telef ediyor, ruhsuz ve idealsiz olarak yetiştirdiği toplumu, inancına ve mukaddesatına düşman yapıyor.
Ey Cumhurbaşkanı! Ey siyasi iktidar! Ey elinde fırsat olanlar!
Biyolojik virüslerden daha çok toplumumuzu tahrip eden bu zihinsel virüse karşı ne zaman bir düzenleme yapacaksınız?
Müslüman toplumumuza dayatılan batı(l) ve seküler kanun ve sözleşmeleri ne vakit fesh edeceksiniz.
Mezkûr kanun ve sözleşmeler, toplumumuzu inancından ve medeniyetinden koparmak için yapılan toplumsal bir operasyondur. Bu operasyona ne zaman dur diyeceksiniz?
Unutmayın, bu sapkın düşünceleri meşrulaştırmaya çalışan çevreler; toplumumuzun kodlarıyla oynamak için hazırlanan sözleşmeler ve kanunların oluşturduğu zeminden güç alıyorlar.
Elhasıl biyolojik virüslerle yapılan mücadeleden daha çok bu öldürücü zihin virüsü ile de mücadele edilmelidir.
Hem de zaman kaybetmeden hemen şimdi!