Suriye’de zalim Baas rejimi tarafından sistematik olarak katledilen 11 bin muhalifin (çoğunluğu veya hepsi İhvan üyeleri olabilir) fotoğraflarının medyaya sızdırılmasıyla vahşet ve zulmün boyutu bir kez daha gözler önüne serildi. Müslüman, gayrı Müslüman tüm insanlığın utanç duyacağı, kanlarının donacağı ve Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun, dedirtecek cinsten.
Bu fotoğrafların anlattıkları; bilinmeyen, anlatılmayan, görülmeyen şeyler değil. Bu sadece işlenen zulüm ve vahşetin küçük bir boyutu, devede kulak misali ve malumun ilamından başka bir şey değildir. Hama katliamı öncesi ve sonrasında canlı tanık ve mağdurların anlattıkları, her gün kameralar önünde atılan varil bombalarıyla parçalanan masum bedenler, yıkılan ve yakılan şehirler, kimyasallarla katledilen insanlar, yapılan işkenceler bu fotoğraflardan az mıdır? Bütün bu olup bitenlere rağmen Esed ve Baas rejimi şu ana kadar yapmış oldukları katliamlardan en ufak bir pişmanlık ve nedamet duydular mı? Bu zulme direnen ve karşı çıkanları halen terörist ve hain görmeye ve öyle ifade etmeye devam etmiyorlar mı?
Tarihte hangi zalim, hangi diktatör yaptıklarından dolayı pişmanlık duydu? Bugün dünyanın dört bir tarafında yapılan zulüm ve haksızlıklarda ama direk ama dolaylı parmağı olan Amerika, işlediği zulümlerden dolayı çıkıp ta bir özür diledi mi? Vietnam, Irak, Afganistan ve diğer işgallerle öldürdüğü milyonlarca insan için pişmanlık duydu mu? Ebu Gureyb, Guantanamo’daki görüntüler çarşaf çarşaf basın ve medyada çıktı da ne oldu? Halen Irak ve Afganistan’a getirdikleri özgürlükten dem vurup insansız hava araçlarıyla masumları katletmeye devam etmiyor mu?
Zalim Saddam, idam edilirken bile Halepçe katliamı ve diğer zulümler için özür diledi mi, pişmanlığını dile getirdi mi? Halepçe görüntülerinin dünya kamuoyuna servis edilmesi ve işlenen vahşet karşısında Amerika ve Batı dünyası ne yaptı, dünya bu zulmü durdurmak ve zalimlerden hesap sormak adına ne yaptı? Tek kelimeyle bir hiç…
Siyonistler ve şefleri kameralar karşısında yarım asırdır yaptıkları katliam ve vahşetlerden hangisi için pişmanlık duydular, hangisi için özür dilediler, insanlığın gözünü içine baka baka pişkince zulüm ve işgallerine durmadan devam ediyorlar. Durmuş veya geri adım atmışlarsa direniş ve mukavemetten dolayıdır.
Diğer zulüm ve katliam görüntülerinin basına sızmasıyla dünyanın ve müstekbirlerin takındığı tavrın aynısı Suriye’deki fotoğrafların da başına geldi. İlk günde bahaneler, yapılan vahşeti örtmek ve gözden kaçırmak için sulandırmalar ve dezenformasyon başladı.
İşte bunlardan birkaç tanesi:
Cenevre-2 görüşmeleri öncesi bu fotoların basına sızdırılması manidardır…
Suriye yetkilileri,yaptıkları açıklamada fotoğrafların sahte olduğunu açıkladı…
Suriye krizinde enformasyon savaşı yaşandığını ifade eden Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, iki tarafın da savaş suçu işlediğini ama en büyük suçları da cihatçıların işlediğini söyledi.
Evet, Cenevre-2 görüşmeleri öncesi bu fotoların servis edilmesi manidar olabilir, hatta bilinçli bir şekilde bazı hesaplamalar yapılarak de verilmiş olabilir, fotoların bir kısmı sahte ve üzerinde oynanmış da olabilir, cihatçılar suç işlemiş de olabilir ama bütün bunlar orada yapılan bu zulüm ve vahşeti meşru ve haklı göstermez. Hiçbir menfaat, hiçbir maslahat, bu zulüm ve vahşetin görülmemesine engel olamaz ve olmamalıdır.
Bu görüntüler olsa da olmasa da biliyoruz ki Suriye’de büyük zulümler yapılıyor, her saat ve dakika yeni masum insanlar, bebekler ve çocuklar katlediliyor, evlerin üzerine varil bombaları atılıyor. İnsanlar evlerini ve barklarını terk etmek zorunda kalıyor. Bunun da sorumlusu Esed ve ona destek verenlerdir.
İnsanlar görse de görmese de Zuntikam olan Allahu Teâlâ her şeyden haberdardır ve görüyordur. Zamanı gelince hesabını tek tek soracaktır. Önemli olan bizim kimin safında yer aldığımız ve duruşumuzdur. Zalimlerden yana mı yoksa mazlumlardan yana mı?
Allahu Teâlâ bizleri mazlumların safında zalimlere karşı duranlardan eylesin…