Star Gazetesi’nden Fadime Özkan’ın Cizre saldırısına ilişkin sorularını yanıtlayan DTK Eşbaşkanı Dicle, “Kesinlikle bu bir PKK ile HÜDA PARçatışması değil” diyerek saldırıyı çatışma olarak aktaran basın kuruluşlarını tekzip etti.
“Uzlaşmaya varılan gece korkunç olaylar oldu”
Fadime Özkan’ın, “Cizre olaylarını provokasyon olarak nitelediniz. Böyle olduğuna dair ne tür bilgiye bulguya sahipsiniz?” sorusuna yanıt veren Dicle, saldırının korkunçluğuna dikkat çekerek, “Bir kere zamanlama çok dikkat çekici. Bir gün öncesinde YDG-H kongresinde bütün YDG-H’lıları bağlayacak bir karar alınıyor. Bundan böyle çözüm sürecine yardımcı olmak için kanal kazılmayacak, kepenk kapatılmayacak, kimse yüzünü örtmeyecek diye. İkincisi ise tarafların masa başında görüşüp birbirilerini dinledikleri ve uzlaşma konusunda ileri bir noktaya geldikleri günün gecesinde bu korkunç olayların olması. İki önemli gelişmenin hemen ardından derin bir gücün, üçüncü bir elin devreye ustaca girdiği anlaşılıyor.” şeklindeki görüşlerini yeniledi.
“PKK-HÜDA PAR çatışması değil”
Özkan, “Üçüncü bir el girse de iki taraf çatıştı ama” demesi üzerine, HÜDA PAR – PKK çatışmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Cizre’deki olaylar kesinlikle PKK ile HÜDA-PAR çatışması değil, bunu böyle okumak çok yanlış olur. Hükümet de bunu iki örgütün çatışması olarak yorumlamamalı.” uyarısında bulundu.
Hatip Dicle, kendisine yöneltilen diğer soruları şu şekilde yanıtladı:
"- Kim peki derin güç?
Dış güçler de olabilir, devlet içindeki bazı birimler de olabilir. Paralel yapı olarak tanımlanan yapılanma devreye girmiş olabilir. Paralel yapının polis içindeki, diğer güvenlik birimleri içindeki güçleri olabilir. Bingöl olayı buna örnektir. Hükümetin elindeki bilgilere sahip değilim ama Başbakan da çözüm sürecini baltalamak amacıyla dışarıdan sızma olabileceğini -Cizre sınırdır- paralel yapının da dâhil olabileceğini söyledi. Cizre’deki yangın söndürüldü. Şimdi herkes kendi içinde soruşturma yapmalı, çözmeli. Her iki taraf da Hükümet de çözüm sürecine yardımcı olmak için çalışmalı.
- Hükümet-devlet Türkiye kamuoyunu çeşitli vasıtalarla çözüm sürecine hazırlarken PKK-HDP siyasi hattının kendi tabanını ve örgütünü sürece hazırlamadığı yönünde eleştiriler var?
Bu izlenimler doğru değil. Bizim bütün legal kurumlarımızda çözüm sürecinin en iyi şekilde yürümesi için çalışmalar yürütülüyor. Bu görüşmeler Avrupa’da da sürüyor, Türkiye’de yerelde de.
- Sokaklara eylem için çıkan YDG-H’lı gençlerle ilgili olarak bugüne dek hep aynı savunma yapıldı: “Bu gençler çatışma ortamına doğdu, şiddetten başka şey görmediler, dolayısıyla biz bunları kontrol edemiyoruz?” Bu gençler hep böyle şiddet üretecek ve önü alınamayacak mı?
Bakın, şimdiye kadar kongre kararı olmadığı için gençler hakkında yapılan o yorumlar doğruydu, YDGH kimseyi dinlemiyordu. Ama artık YDGH ile ilgili bir kongre kararı var. Eylemlerde yüz kapatmayı, halkın malına canına zarar vermeyi, otobüs yakmayı, kepenk kapattırmayı reddettiler. Üstelik bunu yapanlar bizden değildir, sömürgeci güçlerin ajanlarıdır diye ilan ettiler. Bundan sonra buna uymak zorundalar." (Hürseda Haber)