TBMM - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda, 200 subay-astsubay hakkında ''iffetsizlik, şans oyunları oynamak, Facebook'ta yanlış işler yapma'' suçlamalarıyla toptan soruşturma başlatıldığını söyledi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı birliğinde Balıkesir'de görev yapan 20'ye yakın astsubay ve uzman hakkında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'nca bir ekip tarafından sorgu kayıtları tutulduğunu belirten Kart, her personele, ''kusurları, ilişkileri, aileleriyle ilgili özel konular, internette hangi siteleri ziyaret ettikleri, Facebook'ta Başbakan aleyhinde söylemde bulunulan bir makaleyi neden beğendikleri'' yönünde sorular yöneltildiğini iddia etti.
Kart, bu kişilere, yasa dışı yollarla elde edilen, özel hayatlarıyla ilgili görüntüler izletildiğini, hukuki ve yasal dayanağı olmayan fiili soruşturmalar yoluyla kişilerin, emekli olmak ya da istifa etmek zorunda bırakıldığını savundu.
CHP'li Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hava Kuvvetleri bünyesinde tasfiye edilmek istenilen 800 kişinin 150'ye yakını hakkında ahlaki gerekçeler ve borçlanma ilişkileri nedeniyle; 700'e yakın kişi hakkında ise tamamen Alevi olmaları nedeniyle işlem yapılmıştır. Devlet içinde, yasal ve anayasal dayanağı olmayan güç odakları oluşmuştur. Bu odaklar, kendi özel hukuklarını yaratmışlardır. Kamu personel yapılanmasında inançlar üzerinden ayırımcılık yapılmaktadır. Olay münferit ya da kişisel boyutlarda değildir. Kadrolar tasfiye edilmektedir. Ayrımcılık, bölücülük ve nefret uygulaması anlamına gelen bu tür ihlaller sonucunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde son 6 ayda emeklilik ya da istifa dilekçelerini veren subay-astsubay sayısı nedir Bu kişiler hakkında son 2 yılda herhangi bir disiplin soruşturması yapıldı mı ''
Kart, Reyhanlı'daki saldırıya ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kart, Hükümet'in, Suriye muhalefetini aklamak için neden gayret gösterdiğini, Suriye sınırının neden provokasyona açık hale geldiğini sordu.
Reyhanlı'daki saldırıya ilişkin yayın yasağının sorulması üzerine Kart, bunun bir acz olduğunu, teknik, yasal ve anayasal anlamda dayanağı bulunmayan, doğrudan bir sansür anlamına geldiğini savundu. Kart, ''Bir hükümet neden sansür uygular; aczin, sorumluluğunun ortaya çıkmaması için, bilgi kirliliği ve karartma yapmak istiyorsa yayın yasağı getirir. 'Delillerin etkilenmemesi' diyeceksin, delilleri devlet eliyle yok edeceksin'' dedi.