MERSİN- Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Genel Başkanı Salih Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda öğrencilerin başörtülü şekilde okula girmesine yönelik engellin kaldırılmasını değerlendirerek, böyle bir yönetmeliğe müdahale edilmesi ve ‘başı açık’ ibaresinin kaldırılması ile ortaöğretimde başörtüsünün serbest olmasını güzel bir aşama olduğunu ifade etti.
Yönetmeliğin değişmesinin olumlu bir adım olarak değerlendiren TESSEP Genel Başkanı Demir, “Böyle bir yönetmenliğe müdahale edilmesi ve ‘başı açık’ ibaresinin kaldırılması ile ortaöğretimde başörtüsünün serbest olması güzel bir aşama. Gelindiği nokta itibari ile gerçekten buna vesile olanlardan Allah razı olsun. Yani bu konu güzel bir adım oldu. Ortaöğretimde başörtüsü serbestsi önemlidir. Ama bununla birlikte tartışmasız ve sıkıntısız hayatın bütün alanlarında başörtü serbestiyetinin olması lazım.” Dedi.
Halkının yüzde 99’nun Müslüman olduğu bir ülkede başörtüsü yasağını tartışmanın iyi olmadığını ifade eden Demir, “Bu serbest olma; avukat, hakim, polis veya ordu mensupları için de bu başörtü meselesi serbest olması gerekir. Ancak o zaman bu işin bu memlekette artık sorun olmaktan, biz de çıktığını göreceğiz.” İfadelerini kullandı.
“Hakları elinden alınan başörtülülere, hakları iade edilmeli”
Başörtüsü mücadelesi verenlere haklarının iade-i itibar yolu ile kendilerine verilmesi gerektiğinin altını çizen Demir, “Gelinen noktaya başörtüsü yasağının kalkması için mücadele veren ve bu uğurda çeşitli zulümlere maruz kalan bacılarımız vesile olmuştur. Şimdiki rahatlık o dönemde çekilen çilelerin bir bereketidir.” Şeklinde değerlendirmesini sürdürdü.
“ Başörtüsü yayatın tüm alanlarında serbest olmalı”
TESSEP olarak özelikle başörtüsü mücadelesi üzerinde çok güzel işlere imza atıklarına değinen Demir, yapılan çalışmalar hakkında ise şu bilgilendirmede bulundu: “Tesettür Seferberliği Platformu olarak özelikle başörtüsü mücadelesi veren öğrenci velileri, çocuklarını gerçek manada okula başörtülü bir şekilde göndermek istiyorlar. Özellikle bu tip veliler ile bir araya gelerek bir birimize gerekli destekleri sağladık. TESSEP olarak gerçekten güzel adımlar atıldı. Bundan sonra da şunu ifade ediyoruz: Hayatın tüm alanlarında bu serbestiyetin olması noktasında STK’lar olarak birliktelik oluşturup hükümeti bu konuda biraz sıkıştırmak gerekir diyoruz.” İfadelerini kullandı.
“Bacılarımız, kınayıcının kınamasından korkmasınlar”
Başörtülü olarak ortaöğretime gidecek olan öğrencilere de seslenen Demir, şu tavsiyelerde bulundu: “Her şeyden önemlisi Yönetmelikteki yasaklar, yasak olup olmaması bir tarafa bir Müslüman olarak bu meseleye bakmak lazım. Bir Müslüman bu meseleye şöyle bakacak; ‘Kardeşim bu örtü Allah’ın emridir. Benim bu örtüyü örtmem gerekir. Bu bir farizadır. Bu farizayı terk edersem Allah korusun ahretimi kaybederim. Bir insan ahretini kaybetse bütün dünya nimetleri kendisine verilse ne yazarki.’ Utanması gereken benim başörtülü bacım olmayacak. Bizatihi başı dik olması gereken kişi kendisi olacak. Hani Allah Kur’an’da da diyor ya; ‘Onlar kınayıcının kınamasından asla çekinmezler.’ Kınayanlar İslam’a karşı olanlar, muhalif olanlardır. Eğer kınanan pozisyonundaki biz isek onların kınamaları karşısında, biz gerçekten böyle bir aşağılık kompleksine girersek hele bir fariza üzerinden. Allah muhafaza, ahretimizi zirü zeber ederiz.” Şeklinde değerlendirmesini sürdürdü.
“Bacılarımızda uyanacak İslami şuurlanmadan korkuyorlar”
Demir, şöyle devam etti: “Özellik şunu ifade edelim, bu meseleye karşı olanlar sadece bez parçasına karşı olma gibi bir girişimde değiller. Asıl mesele başörtüsünün, bir kardeşimiz üzerinde oluşturmuş olduğu sorumluluk duygusu, şuur duygusu meselesidir. O şuurun, o sorumluluğun oluşması mutlaka etrafını aydınlatacaktır ki işte korkulan budur. Yani başörtülü bir bacımız sınıfına girdiği zaman bir yıl sonrası o sınıftan çıktığında kendi ile birlikte başını örten onlarca kızımız, kardeşimiz ve bacımız olacaktır. İşte korkulan bu.”
STK’lar, İslami camialar bir hassasiyet oluşturmalı
Başörtüsünün önünün açılması ile yetinilmemesi gerektiğine özellikle vurgu yapan Demir öğrenci velilerine, STK’lara ve İslami camialara şu çağrıda bulundu: “Müslüman bacılarımız ve kardeşlerimiz şimdi ama hemen şimdi kızlarımızı tesettürlü olarak okula gitme meselesinde bir hassasiyet oluştursunlar. STK’lar, İslami camialar bir hassasiyet oluştursunlar. Bu meselenin ziyadeleşerek artarak devamında sürece katkı sağlasınlar. Bugün çok kangren sorunlar oluşturan bu karma eğitim meselesinin üzerine biran önce eğilmesi lazım. Karma eğitim meselesinin çözülmesi lazım. Ve yine bununla birlikte müfredatlar. Bu müfredatın tamamı ile bir gözden geçirilmesi lazım.” (Osman Öksüz-İLKHA)