Hayatımızdan bir ramazan daha geldi geçti. Neler kazandık neler kaçırdık bilemiyoruz.
Ramazanı dolu dolu yaşayanlara Rabbimizin neler vereceğini her ne kadar okumuşsak, dinlemişsek ve anlatmışsak da somut olarak kazandıklarımızın ve kaybettiklerimizin farkında değiliz, yarın öldükten sonra göreceğiz.
Bugün bildiğimiz bir şey var ki Ramazan gitmiştir, bayram bitmiştir.
Müslüman bir fert olarak herkesin ne elde edip ne fırsatlar kaçırdığını herkes kendisi daha iyi bilir fakat İslam Ümmeti olarak iyi bir mevsim geçirdiğimizi söyleyemeyiz. Aksine ciddi bir kuşatılmışlık yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Herkes bu kuşatılmışlığın farkında, özellikle İslam'ın derdiyle dertli Müslümanlar olarak bunu iliklerimize kadar hissediyoruz.
Dün de belirttiğim gibi emperyalizm tarafından körfezdeki kralların ağzıyla İslam Ümmetine “teslim olun” ültimatomu verilmiştir. Şimdi göreceğiz bunun arkası nasıl gelecek, hangi adımları atacaklar, dünya bunu bekliyor.
Zaten bundan öncesinden mezhep ve milliyetçilik adına ümmeti bir birine kırdırma işi yoluna konmuş devam ediyordu.
Ne yana bakarsanız bakın ufukta bir ışık, bir çıkış ve kurtuluş yolu göremiyorsunuz.
Ve böyle bir günde mübarek ramazanı yolcu ettik, ardından da bayram yaptık eğer bayramsa.
Fakat bir şey var; değil mi ki ölmedik, yaşıyoruz, değil mi ki şu anda birilerimiz yazıyor, birilerimiz okuyor. Velev ki Ramazan gitmiş olsun, velev ki kadir gecemiz kaçmış olsun, velev ki bayram geçmiş olsun. Mademki nefes almaya devam ediyoruz. O halde her şey için yeniden bismillah diyebiliriz ve demeliyiz de.
Nerede kalmıştık diye koşuşturmamıza kaldığımız yerden başlamalıyız. Hele bu hafta böyle geçsin diye pazartesini beklememeliyiz. Kaldığımız yerden dedim ya. Belki birilerimizin kaldığı bir yer olmaya bilir, bu durumda baştan bir bismillah demeliyiz, sıfırdan başlamalıyız.
Mademki ölmedik nefes alıyoruz, mademki yaşıyoruz, ayağa kalkmalıyız, bir hamle, bir sıçrama yapmalıyız. Geçip gitti diye üzülmemeliyiz, belki o gün bizim için kadir gecemiz olacaktır.
Ateşten yaratılmış olan şeytan şu sıcaklarla ortaklık edip bizi gevşetmesin, mayıştırmasın. Sıcakların geçmesini beklemeyelim. İslam adına Ümmet adına yapabileceğimiz şeyleri önümüze koyalım ve mutlaka bir yerlerden başlayalım.
Böyle günlerde büyüklerimiz bize; “Haydi yavrum kalk yüzüne bir su çal bismillah de!” derlerdi.
Biz de öyle diyelim; Kalkın şöyle bir elinizi yüzünüzü yıkayın, üzerinizdeki uyuşukluğu atın, bismillah deyin ve bir yerlerden başlayın.
Allah'ın izniyle kazanan biz olacağız.