Şimdiye kadar bizim coğrafyamız çok değişik kalabalıklar ve etkinlikler gördü. Fakat son yıllarda bizim bu bölgemizin farklı kalabalıklara sahiplik ettiğini görüyoruz. Muhammedi kalabalığın sokaklara ve meydanlara taştığını görüyoruz. Kalplerde olan salâvatlar artık meydanlarda “arşı-alaya” yükselmektedir. Birileri ısrarla bu Muhammedi kalabalıkları görmek istemeseler de mızrak çuvala sığmaz oldu… Aslında bunun birçok nedeni olmakla beraber özellikle bu bölgede yaşayan peygamberler, evliya ve asfiyanın ruhlarının bereketi olsa gerek. Fakat bunun yanında meydanlardaki Peygamber Sevdalılarının azmi ve Muhammedi aşklarının filizlendiğini söyleyebiliriz. Bütün tehdit ve baskılara rağmen meydanlarda olmak; iman, aşk ve muhabbet ister. Kendi duruşlarıyla Peygamber Sevdalıları bunu göstermiştir.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Kutlu Doğum etkinliklerindeki mesaj çok önemlidir. Ancak bu yıldaki anlam ve önemi bir kat daha artmıştır. “Çukur siyasetçilerine” karşı halkın aradığı bir liman söz konusudur. Güvenebileceği ve sırtını dayayabileceği bir gücü aramaktadır. Halkın bunu görmeye ihtiyacı vardır. “Görsellik” her zaman insanlar üzerinde büyük etki bırakır. Hele bu görsellik “ihlâs” ve “fedakârlık” temeli üzerinde yükselmişse çok daha büyük bir tesir bırakacaktır. Tam bu noktada final hükmünde olan “Diyarbekir Kutlu Doğum Etkinliği” en büyük mesajı barındırmaktadır. Özellikle bu yıl “bomba patlayacak” safsatalarına karşı “iman'i bir duruşla” ciddi bir kalabalıklar oluşturmak hayati önem taşımaktadır. Dosta güven, düşmana endişe veren bu kalabalıkları çoğaltacak herkes Muhammedi binaya bir tuğla koymuş hükmündedir. Bunun içindir ki bir seferberlik ilan edilmeli ve tanıdığımız herkesi bu rahmet iklimine davet etmeliyiz. Onların katılımını sağlamalıyız.
Tarihte olduğu gibi Muhammedi davaya sahiplik edenleri, Allah'u Teâlâ her daim yükseltmiştir. Ona düşmanlık edenler de kaybetmiştir. Tarihteki Ebu Cehil'ler, Ebu Lehep'ler, Utbe'ler ve Şeybe'ler kaybettiği gibi bugünküler de kaybetmeye mahkûmdurlar. Ona sahiplik eden Muhacir'ler ve Ensar kazandığı gibi bugünküler de kazanacaktır. Onun davasını yükseltenler, kendileri de hem dünyada hem de ahrette yükselmişler. Bugün onun davasına “ensar” olanları Kutlu Doğum Etkinliğinde görüleceği şüphesizdir. O manevi iklimi gören herkes; bir kez daha onu solumak için yollara düşeceklerdir. Diyarbakır'da, LGBT ahlâksızlığını yaymak isteyenlere karşı, Muhammedi nuru sahipleneceklerdir. Başta Diyarbakır halkı olmak üzeri herkesi Diyarbakır'daki “Mevlit Etkinliğine” davet ediyoruz. Bu şerefe nail olmaya davet ediyoruz.
Bugünkü ümmetin tarumarlığı karşısında “Vahdet ve Kardeşlik Peygamberi” olan Hz Muhammed (sav)'in çizgisine sarılmak, Onu meydanlara taşımak her Müslüman'ın ana görevidir. Onun sevgisini kalplere nakşetmek, adını yükseltmek için gayret sarf etmek her Müslüman'a farzdır. Bunun bir parçası olan “Mevlit Etkinliklerini” çoğaltmak, kalabalıklar oluşturmak için çaba göstermek hepimizin görevidir.17 Nisan günü bir kez daha bu iklim için Diyarbakır'da olmaya gayret etmeliyiz. Muhammedi mesajı ve Müslümanların birliğini, beraberliğini göstermeliyiz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Zaza'sıyla ve bütün etnik unsurlarıyla Muhammedi şemsiye altında bir olmanın tam zamanıdır. “La ilahe illallah” bayrağı altında toplanmanın ve bir yerlere mesaj göndermenin tam zamanıdır. Bu birlikteliği Medyalarında görmek istemeyen ve yer vermeyenler; istihbarat raporlarıyla en ince ayrıntılarıyla değerlendirenlere mesaj vermenin tam zamanıdır. Peygamberler Sevdalılarının tabanının derinden ve kararlı bir şekilde geldiğinin farkındalar. Bu bölgeyi marksistlere vermek isteyenlere cevap vermenin tam zamanıdır. Haydi, Aziz Muhammediler hep beraber Diyarbekir'e Mevlit Etkinliğine...