Amerika’nın tehditlerinin, yaptırımlarının, saldırı ve işgallerinin uluslararası hukukla bağdaşır bir tarafı yok. Bu biliniyor ve bazı çevrelerde dile getiriliyor; ama hiçbir ülke bir adım atamıyor, bir girişimde bulunamıyor.
Venezuela’da yaşananların izahı yapılabilir mi? Açıkça darbe istemenin, yönetimi devirmekten söz etmenin, askeri müdahale tehdidinde bulunmanın nasıl bir açıklaması olabilir?
Eskiden Amerika müdahale ve karışıklıkları ya üstlenmez ya da farklı bir formatta değerlendirir ve normalleştirmeye çalışırdı. Fehmi Koru bir yazısında “Amerika darbeleri destekler; ama sadece başarılı olanları” diye yazmıştı. Biz bunu 15 Temmuz girişiminde ve Sisi darbesinde bir kez daha gördük.
Ama şimdilerde tam bir haydut profili çiziyor Amerika ve Amerikan yöneticileri.
Hintli yazar Arundhati Roy, ABD’nin haydut devlet tanımına mükemmel bir şekilde uyduğunu belirtmiş. Son gelişmelerle ilgili şunları söylüyor Roy: “Şimdi de aynı eski korku taktikleri ve nükleer silahlarla ilgili aynı eski sahte haberlere başvurarak İran'ı bombalamaya hazırlanıyor. Bu şimdiye kadar yapmış olduğu en büyük hata olacak.”
Çelişkileri de oldukça iyi yakalamış Arundhati Roy:
“Afganistan'ı işgal ettikten on yedi yıl sonra, sadece Taliban'ı devirmek amacıyla Afganistan'ı taş devrine götürecek bir bombalama yaptıktan sonra, ABD hükümeti aynı Taliban'la tekrar görüşmeye başladı. Arada, Irak, Libya ve Suriye'yi tahrip etti. Yüz binlerce insan hayatını savaş ve yaptırımlara kaptırdı. Bütün bir bölge kaosa sürüklendi, antik şehirler yıkıcı savaşın tozları altında kayboldu.”
Artık her şey aleni.
Trump bir tarafta “Avrupa ordusu” fikrinden dolayı Avrupa’yı tehdit ediyor, bir tarafta Çin’e ek vergiler getirirken misillemeyi kabul etmeyeceği ve bunun bedelinin olacağını söylüyor.
S-400 meselesine de bu açıdan bakmak gerekir.
Türkiye’ye getirdiği itiraz “NATO ile uyumlu değil”, peki ya Hindistan..?
Hindistan NATO üyesi değil; ama Amerika’nın tehditlerinden sonra S-400 füzelerini almaktan vazgeçtiğini açıkladı.
“Benim füzelerimi alın” diye diretiyor Amerika, çünkü kendi füzeleri bir müdahale durumunda Amerikan kuvvetlerine karşı kullanılamaz.
Yani Amerika hem Türkiye’ye, hem Avrupa’ya hem de Hindistan’a açıkça “Size yönelik olası bir müdahalede bulunduğumda bana karşı durabilecek silahlar edinmenize izin vermiyorum” diyor.
İşte “haydut devlet” tanımına tam da uyan şey budur.
Amerika’ya karşı sadece askeri olarak direnmek oldukça zordur. Lokal kazanımlar ve başarılar çok bir şey ifade etmiyor. Amerika, askeri, siyasi ya da ekonomik olarak bir hamlede bulunuyor ve istediğini elde ediyor.
Eğer dünya, özellikle de İslam Dünyası bu küresel hayduttan kurtulmak istiyorsa çok yönlü bir savaşa hazırlıklı olmalıdır.
Küresel ekonomik sistem tümüyle terk edilmelidir. Alternatif yollar aranmalı küresel kapitalizmin ve spekülatörlerin rahatça at oynatmasına izin verilmemelidir.
Komşu ülkeler arasında cereyan eden çatışma, çekişme ve anlaşmazlıklar savaşa dönüşmeden halledilmeli, Amerika’nın ölüm ve yıkım üzerinden rant elde etmesine izin verilmemelidir.
İçte fay hatlarına dikkat edilmeli, evrensel hukuk çerçevesinde siyasal ve kültürel açılımlara imkân tanınmalıdır.
Tüm bunların ötesinde şuna herkes kesinlikle inanmalıdır.
Amerika dost değildir ve kendisi dışındaki yerlere “sömürülecekler” gözüyle bakmaktadır.