Solhan’da DAP kapsamında desteklenen Hastalıktan Ari İşletme sahibi Salih Tütünen, hayvancılık sektörünün sıkıntılarını ve ilerleyememesinin önündeki engelleri değerlendirerek, hayvancılığın ilerlemesi ve yem bitkisinin üretilebilmesi için mera ve hazine arazilerinin üreticiye açılması gerektiğini söyledi.
Hayvancılık sektörüne 2010 yılında DAP projesi kapsamında başladığını söyleyen Tütünen, 2011 yılında Avusturya’dan getirdiği hayvanlarla işe başladığını söyledi. Tütünen, hayvancılığın yüzde 70’i kaba yem olduğunu, kaba yemin olamadığı yerde hayvancılığın ilerleyemeyeceğini ifade etti.
Hayvancılık sektöründe yaklaşık 7 yıldır üreticilik yaptığını dile getiren Tütünen, “Hayvancılık zor bir sektördür, çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Özelikle ilimizde kaba yem ile ilgili ciddi sıkıntılarımız var. Kaba yem ihtiyacımızı, Muş ve Iğdır’a gidip getiriyoruz. Bu da bizi maddi anlamda olumsuz etkiliyor. Hayvancılığın yüzde 70’i kaba yem gideridir. Kaba yemin olmadığı yerde siz ne yaparsanız yapın ilerleyemezsiniz.” dedi.
“Yem bitkilerinin üretimi için hazine ve meraların üreticiye sunulması lazım”
Hayvancılık sektörünün gelişmesi için üreticinin önünün açılması gerektiğini ifade eden Tütünen şunları söyledi: “Devletten beklentilerimiz var, Gıda, Tarım Bakanı söylüyor, ‘Biz hazine arazisi ve meraları üreticilere ve çiftlik sahiplerinin hizmetine açıyoruz.’ diyor ama biz bunu yerelde göremedik. Yanı başımızda bir çok hazine arazisi var faydalanamıyoruz. Hazine arazisinden faydalanmak için tüm kurumlara gitmemize rağmen, bazılarından olumlu, bazılarından olumsuz görüşler aldık. Üreticini gelişebilmesi için yöneticilerin bizlerle ilgilenmesini ve sıkıntılarımızı görmelerini istiyoruz. Hayvancılığın ilerlemesi ve devam etmesi için olmazsa olmaz kaba yem bitkileridir. Bununla ilgili devlettin hazine arazisi var, üreticilerin faydalanmasına sunmalıdır. Bingöl’de hazine ve meraların çokluğundan söz ediliyor ama üreticiye açılmadığı için zor günler yaşıyoruz.”
“Çalıştığımızı ve kazandığımız kaba yeme veriyoruz”
Bingöl’de yeteri kadar üretilemeyen kaba yem bitkileri olan, yonca, silaj, mısır gibi bitkileri çevre illerden getirmek zorunda kaldıklarını aktaran Tütünen, kaba yem giderlerinin yüksek olması nedeniyle hayvancılıkta fazla ilerleyemiyoruz. Eğer yılda 20 hayvan alıyorsan bunun 15’ini satıp kaba yeme veriyoruz, geriye 5 hayvan kalıyor bununla da hayvancılık olmuyor. Yani çalıştığımızı ve kazandığımız kaba yeme veriyoruz. Hemen yanı başımızda mera ve hazine arazileri var ama faydalanamıyoruz. Kazancımızı götürüp uzak yerlerde kaba yeme verip devam ediyoruz. Nereye kadar devam edecek bilemiyoruz. Zor şartlar altında hayvancılığı devam ettiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Üreticinin ayakta kalabilesi için devletin sahip çıkması lazım”
Bingöl’de hastalıklardan ari bir işletme olduklarını ifade eden
Tütünen, “Doğu Anadolu bölgesinde bildiğim kadarıyla DAP projesinde 63 çiftlik kuruldu bu 36 çiftlikten yaklaşık şuanda 59’si tanesi ya kapanmış veya iflas etmiştir. Bunların kapanma gerekçeleri nedir? Araştırılması lazım. Destekler verilerek çiftlikler kurulmaya devam ediliyor ama çiftliklerin yüzde 80’i boş, boş bir çiftlik kurmanın bir anlamı yok. Biz buraya milyon para bağladık. Ben burayı kapattığım zaman burası market değil ki bu devletin, milletin ve bizim zararımızadır. Üreticinin ayakta kalabilesi için devletin sahip çıkması lazım.” diye konuştu.
“Yerel yöneticileri yanımızda göremiyoruz”
Üreticiler olarak kendi imkânlarıyla ayakta durduklarını söyleyen Tütünen, “Ankara’dan desteklerden söz ediliyor ama yerelde maalesef biz bunu göremiyoruz. Biz yerel idarecilerimizi de yanımızda göremiyoruz. Tamamen kendi yağımız da kavruluyoruz. Bu da ne zamana kadar devam edecek onu da bilmiyorum. Şu an ciddi anlamda sıkıntı yaşıyoruz. Her şeye rağmen devam ediyoruz. Burada 7 yılım bitti yanımda hiçbir kurumu göremedim. Bizimle ilgilenen kimse yok.” şeklinde konuştu.
İLKHA