Oda TV adlı internet sitesinde Hazreti Muhammed'e ve İslamî değerlere yönelik hakaret ve saldırılar, kamuoyunun büyük tepkisini çekiyor.
İslam'a olan kinlerinden dolayı her fırsatta Kur’an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimize, İslami değerlere ve Müslümanlara saldıran Oda TV’ye tepkiler giderek artıyor. Bunun yanında ise gerek yazılı gerekse sosyal medya üzerinde süren saldırılar karşısında herhangi bir yaptırımın olmaması da kamuoyunda büyük bir tepkiye neden oluyor.
İslam’a, kutsallarına ve Peygamber Efendimize saldıran Oda TV'ye sert tepki gösteren ve Oda TV adlı internet sitesi hakkında soruşturma açılması gerektiğini belirten Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Müslüm Göral, Hazreti Muhammed’e hakaretin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Hiçbir özgürlüğün İslam’a ve kutsallarına hakaret etme hakkını vermediğini belirten Göral, söz konusu site hakkında derhal soruşturma açılması gerektiğini söyledi.
Hazreti Muhammed’e hakaretin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurgulayan Göral, “Son günlerde bazı basın kuruluşlarında buna benzer haberler çıkıyor. Öncelikle zamanlama açısından bu haberlerin çıkış zamanına bakmak gerekiyor. Fransa'da şu an bazı olaylar oluyor. Bunları örtbas etmek istiyorlar ve buradaki olayların bir kısmını Türkiye’ye çekmek istiyorlar. Burada bizim tepki gösterdiğimiz konu ve kabul etmediğimiz; bunu İslam’ı kullanarak yapmaları, İslam'a hakaret ederek yapmalarıdır. Bazı siyasi oluşumlar, hareketler yapmak istiyorsunuz. Ama bunu yaparken neden İslam’ı kullanıyorsunuz? Neden İslam’a hakaret ediyorsunuz? Neden bu hak dinin peygamberine hakaret ediyorsunuz? Bizim kabul etmediğimiz ve tepki gösterdiğimiz konu özellikle budur.” dedi.
“Hazreti Muhammed’e hakaret edenler, zelil olmaya mahkûmdur”
Dün olduğu gibi bugünde İslam’a ve Hazreti Muhammed’e hakaret edenlerin zelil olmaya mahkum olduklarının altını çizen Göral, “Bunu yapanlar her zaman tarihte olsun günümüzde olsun zelil olmaya mahkumdur. Biz kesinlikle bunu kabul etmiyoruz, sert dille kınıyoruz ve hiçbir zaman bizim dinimizle, diyanetimizle ve peygamberimizle uğraşan kurumları ve basın kuruluşlarını kesinlikle en ağır şekilde kınıyoruz. Diyanet-Sen olarak bunu kabul etmiyoruz.” diyerek tepki gösterdi.
“Hiç kimse ‘basın özgürlüğü’ adı altında İslam'a, peygambere, sahabelere hakaret edemez”
Göral, “ifade özgürlüğü” adı altında İslam’a ve onun değerlerine hakaret edilmesinin doğru olmadığını belirterek, “Zaten günümüzde de bu gibi şeylerin hepsi ‘ifade özgürlüğü’ adı altında yapıyorlar. Bunu yaparken de ‘bu bizim ifade özgürlüğümüzdür’ diyorlar. Senin ifade özgürlüğün olabilir ama sen diğer taraftan benim din özgürlüğüme karşı çıkmış oluyorsun, dinime hakaret ediyorsun. Yani sen, bir dinin ve hak dinin peygamberine ‘basın özgürlüğüdür’ diyerek hakaret etme hakkına sahip değilsin ve hiç kimse bu hakka sahip değildir. Hiç kimse ‘bu benim basın özgürlüğümdür’ deyip hiçbir dine, hak din olan İslam'a ve onun peygamberine, sahabelerine hakaret etme hakkı yoktur ve hiç kimse bu hakkı kendisinde göremez. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bunlar, hep sipariş üzerine iş yapan basın kuruluşlarıdır”
Oda TV ve buna benzer sözde basın kuruluşlarının birilerinin taşeronluğunu yaptığını belirten Göral, şunları söyledi:
“Zaten bunlar, bazı kesimlerin özellikle de sol kesimin taşeronluğunu yapan haber siteleridir ve basın organlarıdır. Bunlar, sürekli onların taşeronluğunu yapıyor. Sipariş üzerine iş yapan insanlardır. Bunlar, hep sipariş üzerine iş yapan basın kuruluşlarıdır. Şu anda da herhalde bunun ihalesini almışlar, siparişini almışlar. Şu anda da bunu yapıyorlar. Yani bunların nereden beslendiği, kime hizmet ettiği herkes tarafından biliniyor. Bu nedenle bunun da halkımız tarafından bilinmesi ve bu gibi basın kuruluşlarına itibar etmemelerini istiyoruz. Ayrıca bunlar, sırf Müslümanları kışkırtmak ve bu hassas dönemde, şu anda da bir seçim dönemine giriyoruz ve Suriye’ye bir müdahale söz konusu. Böyle bir dönemde bu gibi kişi ve kurumlar bir yerden harekete geçiriliyor. Bir yerlerden bu taşeronlara görev veriliyor. Bunlarda kendi görevlerini yapıyorlar. Önemli olan halkımızın bunu bilmesi ve bu bilinçle hareket etmesidir.”
“Halkı galeyana getirip, sokağa dökmenin hesapları yapılıyor”
Göral, Oda TV’nin toplumsal kaos planlarını devreye koyduğunu ve söz konusu hakaret dolu yazıyı da yayınlamasında bir art niyetin ve kışkırtmanın olduğunu belirterek, “Bunlar, ‘halkı ne şekilde galeyana getirebiliriz, sokağa dökebiliriz?’ bunun hesaplar yapılıyor. Ama Allah'a şükür, o dönemleri atlattığımız kanaatindeyim. Halkımız bilinçlendi, eskisi gibi değil. Ne şekilde olduğunu 15 Temmuz'da gördük. Bu açıdan bu oyunlarında bir sonuç vereceğini tahmin etmiyorum. Buradan şu çağrıyı yapmak istiyorum. Özellikle Adalet Bakanımıza ve diğer hükümet yetkililerine sesleniyoruz. Bu gibi halkı kışkırtan, kin ve nefrete yönlendiren basın kuruluşlarını daha sıkı denetlemelerini, kanunlarında buna göre bu şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Bunu da İslam’ı kullanarak, İslam'a hakaret ederek bu yollara tevessül eden kişilerin de en azından bu şekilde önlerini kesileceğinin buradan belirtmek istiyorum.” diye konuştu.
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali suçlarını örtmeye çalışıyorlar”
Peygamber Efendimize ve İslam'a ağır hakaretlerin yer aldığı yazıyı paylaşarak açıkça suç işlediği halde Oda TV’nin kendisine yapılan eleştirileri de algı operasyonuyla kamuoyuna tehdit olarak yansıtmasına da değinen Göral, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misalinde olduğu gibi kendi bu suçlarını örtmeye çalışıyorlar.” dedi.
“Yazı bazı art niyetli planlar içeriyor”
Peygamberimize yapılan bu saldırılara sivil toplum kuruluşlarının ve Müslümanların tepki göstermesi gerektiğini söyleyen Göral, “Sivil toplum kuruluşlarının tabi ki bu konuda biraz daha inisiyatif almaları gerekir kanaatindeyim. Burada İslam'a, peygamberimize ve sahabelere hakaretler var. Bunun dışında bazı art niyetli planlar içeriyor. Sivil toplum kuruluşlarının da daha bilinçli olup bir birliktelik görüntüsü vermeleri gerekir. ‘Bunlara ve bu tür yapılara karşı biz biriz ve birlikteyiz’ diyerek tepkilerini bu şekilde basın açıklamaları, diğer sosyal paylaşımlarla ve suç duyurusunda bulunmak gerekir.” çağrısında bulundu.
İLKHA