Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde başlayan "Dünya Helal Zirvesi 2018 ve 6. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Helal Expo Fuarı"na katılan Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, Müslümanların helal gıda konusunda hassasiyetlerinin yüksek olması ve helal ürüne önem vermesi gerektiğini söyledi
29 Kasım’da başlayan ve 2 Aralık'ta sona erecek olan "Dünya Helal Zirvesi 2018 ve 6. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Helal Expo Fuarı"na katılan ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, İLKHA’ya verdiği demeçte, “Öncelikle Müslümanlar olarak hassasiyetimizin çok yüksek olması gerekiyor. Helal ürüne önem vermemiz, içerisindeki katkı maddelerinin helal olup olmadığına kanaat getirmemiz gerekiyor. Biz Müslümanlar olarak bu konuda ne kadar talep edersek üretici ve pazarlamacılar da helal sertifikası almak için o kadar fazla gayret edecekler ve marketlerde bu ürünü sunacaklar.” diye konuştu.
“Allah Kur’an-ı Kerim'de bize helal ve tayyib ürünlerden yememizi emrediyor”
Cesur, “Helal sertifika denilince ürünün üretim aşamasından sunumuna kadar Allah’ın (Celle Celaluh) bize emrettiği helal yollarla test edilmesi, yapılan uygulamanın tescil edilmesidir. Cenabı Allah Kur’an-ı Kerim'de bize helal ve tayyib ürünlerden yememizi emrediyor. Dolayısıyla helal kazanmak dinimizin esasıdır. Bizim de ASKON olarak haklı yollardan helal zenginlik ilkemiz var. Haklı yollardan, helal yollardan zengin olmak ve aynı zamanda zenginliğin hakkını vermek gibi bir sloganımız var. Helal gıda sertifikası da ürünün her yönüyle helal yollardan elde edilip sunulmasıdır. Bu konuda dünya çapında İslam ülkeleri olarak helal sertifikasına büyük önem vermekteyiz. Bu sertifika gittikçe yaygınlaşmaktadır.” dedi.
Türkiye çapında helal sertifikalı ürünlerin oranı yüzde 20 ile 30 oranlarında olduğunu ve bu oranın Müslüman bir ülkede çok daha fazla yükseltilmesi gerektiğini belirten Cesur, “Tüketicilerin özellikle bu konudaki hassasiyetlerini arttırmaları halinde helal sertifikalı ürünlerin arzı da giderek artacaktır. Bu, arz talep meselesidir.” ifadelerini kullandı.
Helal gıda sertifikası alınırken üretim şeklinin esas alındığını söyleyen Cesur, “Helal ilkesi ve temizlik ilkesine uyarak bir ürün elde ediliyor. Bunun markette sunumuna kadar da takibi yapılıyor. Hem üretim esnasında hem de tüketiciye sunulana kadar da takip edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Müslüman bir ülkedeyseniz yediğinize, içtiğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Ürünlerin helal yollarla sunulmuş olması gerekiyor. Müslüman bir ülkede helal sertifikanın önemi çok büyük ve bu şuur da gittikçe artıyor. Talep arttıkça üreticiler bu sertifikaya önem veriyor.” şeklinde konuştu.
“Biz helal ürünü ne kadar talep edersek üretici de o kadar önem verecek”
“Tüketici ürünün helal olup olmadığını anlamak için ürün etiketine bakacak. Eğer helal sertifikası varsa gönül rahatlığıyla tüketebilirler.” diyen Cesur, son olarak şunları kaydetti;
“Öncelikle Müslümanlar olarak hassasiyetimizin çok yüksek olması gerekiyor. Helal ürüne önem vermemiz, içerisindeki katkı maddelerinin helal olup olmadığına kanaat getirmemiz gerekiyor. Biz Müslümanlar olarak bu konuda ne kadar talep edersek üretici ve pazarlamacılar de helal sertifikası almak için o kadar fazla gayret edecekler ve marketler de bu ürünü sunacaklar.”
İLKHA