Türkiye Âlemi İslam İlişkileri Merkezi (TAİM) ve Uluslararası Kudüs Ve Filistin'e Destek Birliği'nin birlikte düzenlediği "11'inci Beytül Makdis Kanaat Önderleri Forumu" birçok İslam ülkesinden âlim ve kanaat önderlerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Foruma video konferans aracılığıyla katılan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, Yüzyılın Anlaşmasının içerdiği tehlikelere dikkat çekti.
Konuşmasının başında forumu düzenleyenlere teşekkürlerini ileten Heniye, forumun hayırlara vesile olmasının temenni etti.
"Kudüs, siyonist projeye karşı yürütülen mücadelenin ana cevherini temsil ediyor"
Kudüs'ün; ümmetin bütün grup, ırk ve mezheplerin ortak paydasını sembolize ettiğini söyleyen Heniye, "Kudüs, tarih boyunca ümmeti birleştirici bir görev görmüştür. Hâlâ da öyledir. Ve Kudüs, siyonist projeye karşı yürütülen mücadelenin ana cevherini temsil ediyor. Kudüs olmadan Filistin diye bir şey olamaz. Bundan dolayı Kudüs geçmişte olduğu gibi bugün de ümmet olarak bizim mücadelemizin ana merkezinde yer alıyor." dedi.
İslam ümmetinin, bir çok sorunla boğuştuğunu belirten Heniye, ancak söz konusu forumun ümmet için hâlâ Filistin meselesinin esas mesele olduğunu vurguladığını belirterek, "İnsanlar kendi aralarında bazı meseleler, sorunlar ve gündemler üzerinde ihtilafa düşebilir. Ancak mübarek Kudüs ve Filistin davası üzerinde birlik sağlayabiliyorlar." diye belirtti.
"Anlaşmanın düşürülmesi için çalışmak şeri bir görev halini almıştır"
ABD'nin, Filistin meselesini hedef alan Yüzyılın Anlaşmasının içerdiği tehlikelere dikkat çeken Heniye, "Filistin ve Kudüs’te ümmeti hedef alan Yüzyılın Anlaşması, genel anlamda bölgede tehlikeler barındırıyor. Bu anlaşma öncelikle Kudüs’ü, geri dönüş, kimlik ve toprak hakkını, hedef alıyor. Aynı zamanda ümmetin içerisinde birçok oluşum, Arap ve İslam devletleriyle geniş bir 'normalleşme' kapısını açmayı hedefliyor. Bundan dolayı en büyük görevimiz bu anlaşmaya karşı birleşmektir. Hatta bu anlaşmanın düşürülmesi için çalışmak vatani, ümmeti ve şeri bir görev halini almıştır. Biz Filistin topraklarında bu alanda birçok adım attık. Ümmet; Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya destek stratejisinden Kudüs ve 'tüm Filistin topraklarının özgürleştirilmesi', 'Filistin halkının kendi toprağına dönüşü' için gerekli planları ortaya koyma stratejisine geçiş yapmalıdır.
Heniye, foruma şu çağrılarda bulundu:
"Öncelikle Filistin, Kudüs ve mukaddesatlarının tasfiyesi için başlatılan Amerika ve işgalci siyonist arasında imzalanan Yüzyılın Anlaşması başta olmak üzere tüm projelere karşı bir proje, çalışma planı ve tek bir görüş ortaya koyulmalı.
İkinci olarak; Siyonist oluşumla normalleşme projelerine karşı bir halk inisiyatifi oluşturulmalı. Bu anlamda normalleşmeye karşı duran, reddeden ve (yeni seçilen Tunus Başkanı Kays Said’in ifade ettiği gibi) bu normalleşmeyi büyük bir ihanet olarak gören tüm devlet ve halkların bu duruşlarını kıymetli buluyoruz.
Üçüncü olarak; Filistin ve özellikle Kudüs halkının kararlılığı desteklenmelidir. Çünkü, kale ve mızrağın başını temsil eden Kudüs’teki halkımız (erkek ve kadın murabıtlar) şüphesiz ki onlar Kudüs ve Aksa’yı canlarıyla, başlarıyla ve çıplak elleriyle müdafaa ediyorlar. Sabah akşam Mescid-i Aksa’nın içinde kalarak orayı işgal eden siyonist yerleşimcilere karşı mücadele ediyorlar. Bu kahramanlar şu anda ciddi manada siyasi, basın, maddi ve her alanda desteğe, yardıma ve sahiplenmeye ihtiyaçları var. Yardım edelim ki Kudüs’teki halkımız Siyonistlerin, mübarek Mescid-i Aksa’yı hedefleyen en tehlikeli proje ve planlarına karşı tek başlarına mücadele etmiş olmasınlar.
Bununla beraber mübarek Mescid-i Aksa’yı siyonist proje ve planlara karşı müdafaa etmek için Kudüs’teki halkımıza maddi bir halk fonu oluşturulmalı."
İLKHA