Toplumdaki bireyleri en çok yoran konulardan biri uyumdur. Neden ben ona uyayım, o bana uysun; neden ben onun arkasında namaz kılayım, o benim arkamda namaz kılsın; neden ben gideyim, o gelsin gibi sorular zihnimizi hep meşgul eder.
Zihnimize yüklediğimiz bu soru tiplemesini derinlemesine incelediğimizde Ailemiz de böyle siyasetimiz de böyle ekonomi de böyle eğitim de böyle velhasıl hep karşının adım atmasını bekleriz.
Bu yaklaşım biçimini tanımlamaya çalıştığımızda dini, ahlaki ve psikolojik bir dayanağının olmadığını söyleyebilirim. Buna rağmen küçücük şeyleri kafaya takar hasta olur, kanser olur sağlımızı mahvederiz. Yani kısacık olan bu ömrü uyumla değil hep muhalefetle geçirdiğimiz için mutsuz oluruz.
Böyle yaparak doğru mu yapıyoruz? Başkasına gitmekle küçülür müyüz? Tartışılır.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teâlâ Hazretleri diyor ki: Ben, kulumun benim hakkımda yaptığı zanna göreyim. O, beni zikretti mi onunla beraberim. Eğer o beni nefsinde zikrederse ben de onu, onunkinden daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim. O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira' yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim."
Müslüman kardeşlerinden sana zulmedeni, kötülüğü dokunanı affedeceksin. Sana bir zararı dokundu: “İnsandır yahu, kasten yapmaz, Müslüman Müslüman'a zulmetmez, hata etmiştir.” diyeceksin. “Allah, benim sabahtan akşama kadar kaç tane hatamı affediyor!” diye düşüneceksin. Allah'ın ahlâkıyla, Resûlü'nün ahlâkıyla ahlâklanmak vardı ya, işte, sana zulmedeni affedeceksin. Kötülük mü etti? Yanlışlıktır, hatadır diyeceksin.
Sana gelmiyor mu? Sen ona gideceksin. İhtiyacın vardı, istedin vermedi mi? Ona lâzım olunca sen vereceksin. Elinde yoksa arayıp bulacaksın.
Ne güzel bir yaklaşım biçimi, var mı bundan daha güzel bir izah?
Bu yaklaşım biçiminden hareket edilirse egonun yerini süper ego alır: Ben ben diyen insan kardeşlerim demeye başlar. Fakat insan egosunda ısrar ederse egonun fikir babası bellidir. Bu akımın fikir babası olan şeytan insanı hiçbir zaman yalnız bırakmaz. İnsana yanlışı doğru göstererek huzurunu kaçırır.
Güzel bir eğitim alarak hayırlı işlere imza atabilen öğrencilerde de böyledir. Madem ailem bana bunu söyledi ben de çalışmayacağım onlar bunu görür. Namaz da kılmayacam.
O nasıl beni huzursuz ettiyse ben de onun dediklerini yapmayarak onun huzurunu kaçıracam hep hırs intikam dolu cümleler…
Dinde, ahlakta yeri olmayan bu anlayışın psikolojide de yeri yoktur. Psikoloji bilimi zeki olan bir insan uyumlu olur, sorun üretmez, çözüm üretir. Bir insan kendisiyle barışık değilse çevresiyle barışık değilse zekâsını tam kullanmadığını gösterir.
Zeki ve akıllı insan düşünür, taşınır dünyasını ahiretini bir daha gözden geçirir, nerde hata yapmışsa hatasını telafi etmeye çalışır. Hangi anlamda düşünülürse düşünülsün böyledir. Bir düşünürün dediği gibi “Kabul edilen her hata kazanılmış bir zaferdir.”
Selam ve dua ile…