Batı kaynaklı bir ifadede Birinci Dünya Savaşı’nın tüm savaşların anası olduğu ve “Tüm savaşları bitirecek son savaş olduğu!” söylenir.”
Tabii ki yaşanan gelişmeler öyle olmadığını herkese gösterdi. Birinci Dünya Savaşından sonra
ikincisi çıktı, akabinde “Soğuk Savaş (1945-1989)” denilen diplomasi ve istihbarat savaşları devri başladı. Sonrası herkesçe malum
ABD dış siyasetinde halen etkin olan Henry Kissinger birkaç yıl önce “III. Dünya Savaşı geliyor! Bunu görmemek için aptal olmak lazım!” değerlendirmesinde bulunmuştu. Kissinger devamında “Beklenen savaşta ABD, Rusya ve Çin’e karşı savaşacak, İsrail de İslam Ülkelerine karşı savaşacak… Bu savaşlarda ABD ve İsrail galip gelecek!” tespitinde bulunuyordu. Bu söylemler birer tespit miydi, yoksa ileriye dönük projeksiyon muydu anlamak için günbegün yaşanan gelişmelere bakmak gerekir.
Arap Baharı’yla başlayan süreçle yeni demografik oluşumlar ve yeni yapay haritalar belirdi. Bu yapay oluşumların yeni sorunlara yol açacağını herkes biliyor buna göre konumlanıyordu
Türkiye de Kuzey Suriye’de oluşturulan yeni yapıyı “ Ulusal tehdit” kategorisinde değerlendirerek kendi tezleri doğrultusunda büyük bir operasyona başlamış bulunuyor.
Buraya kadar her şey Uluslararası Siyaset çerçevesinde anlamlandırılabilecek gelişmeler.
Kissenger’in söylemleri hatırlandığında tüm bölgenin göz göre göre kaotik bir geleceğe doğru yürüdüğü görülüyor. Türkiye ulusal güvenliği ve ulusal çıkarları çerçevesinde Kuzey Suriye’de yeni bir “KUŞAK” oluşturmaya çalışırken birçok ülkenin birden çok çıkarına balta vurmuş oluyor.
Her ne kadar ABD ve Rusya yönetimleri şimdilik bu operasyona göz yumuyorlarsa da bu onların memnun olduğu anlamına gelmez. Tam aksine şimdiden hesapladıkları üçüncü-beşince hamlelerin uygulamasına geçmişlerdir. Hakeza bölge ülkelerinin ve Arap Birliği gibi kurumların eleştirileri ileride daha farklı hazırlıklara yol açacaktır.
Karar merkezleri ve karar mercileri başka başkentler ve başka insanlar olsa da dünya siyasetinin merkezi tarih boyunca Ortadoğu oldu. Büyük oyunlar hep burada oynandı.Bugün de aynı durum söz konusu. Tüm büyük güçler siyasetlerinin odağına Ortadoğu’yu alarak hareket ediyorlar.
Bir yanda Türkiye’nin Kuzey Suriye operasyonu tüm hızıyla sürerken bir yandan da yeni yeni kaynamaya başlayan bir kazanın başında bulunuyor. Kısacası Türkiye için “her şey daha yeni başlıyor!” dersek yanılmış olmayız.
Her ülke kendi ulusal çıkarları çerçevesinde hesaplar yapıyor ona göre adımlar atıyor. Bu büyük oyundan elbette ki oyunu en güzel hesaplayan, ilerisini en iyi görebilen, rakibinin planını kendi hesabına kullanabilen galip gelecektir.
Kadim Yunan’da “Pandora’nın kutusu açıldı!” diye ünlü bir deyim vardır. Bu sözle “Kutunun açılmasıyla tüm kötülüklerin dünyaya yayıldığı” vurgulanır.
Üçüncü Dünya Savaşının ayak seslerinin geldiği söylenen son birkaç yıldır bu tezi doğrulayacak olaylardan biri daha yaşanmış oldu. İnşallah bu harekât kötülüklerin değil güzelliklerin, iyiliklerin habercisi olur
ALLAH azze ve celle’den daha iyi hesap yapan var mı? Plan yapanların en hayırlısı ALLAH (c.c) değil mi? İşlerin dönüp dolaşıp varacağı yer O’nun huzuru değil mi? Yaşanacak tüm gelişmelerin Ümmet-i İslam için hayırlara vesile olmasını dilemek dışında bir çizginin aşırılığa savrulmak olacağı için Rabbimizden her gelişmeyi Ümmet için hayırlara dönüştürmesini diliyoruz.