Kıymetli dostlar.şu anlatacaklarımın şakası yok. Günler,aylar,yıllar birbirlerini kovalarcasına bir bir gelip geçiyor. Dahada önemlisi bütün gelişmeler ve değişimlerin hepsi gözlerimizin önünde oluyor. Çocuklar gençleşiyor, gençler yaşlanıyor, yaşlılarda ha bire bir bir vefat ediyor. Hatta kimisi bu süreçlerden ya çocukluğu veya gençliği yaşarken birden göçüp gidiyor. Şuan hayatta olanlarımızın yaşam süreçlerinin ne kadarı kaldığını bilmiyorum ama, bu sonucun yada başka ifadeyle bu girdabın ha bire bize de hızlıca yaklaştığını hissediyor ve ürküyorum.
Peki bu gidişat nereye sonumuz ne olacak? Bugüne kadar okuduklarımdan, dinlediklerimden ve edindiğim tecrübelerden anladığım kadarıyla, bu kainatın Rabbine iman edenler, kesinlikle Ahirete doğru gidiyorlar. Fakat iman etmiyenlere gelince, keyifleri bilir. Tercih onların, akibetlerine de kendileri katlanacak.
Bununla birlikte hakikat olan şu ki, dünyaya gelip belli bir yükümlülük sürecini yaşayan herkes, yaşadığı süre boyunca gün gün, saat saat, dakika dakika, daha azı daha çoğu kısacası ne kadar yasamışsak, her bir parçasının nimetine veya nikmetine göre doldurduğunuz heybemizin, içindekilerinden bir bir hesaba yani sorguya çekileceğiz. Şayet heybemizi Allah ve Resulunun istekleriyle, yani farzlar sünnetlerle, onun davası uğruna çalişarak doldurmuşsak ne ala. Ama yok eğer nefsimize göre bir hayat geçirmişsek, yani tamamıyla dünya menfaati uğruna koşuşturmuşsak, vay halimize.
Kısacası durum ciddidir! Şimdiden hesabı iyi yapmak lazım. Peki hesap vermeye hazır mıyız?