28 Şubat 1987 darbesi için “bin yıl sürecek” diyordu cürüm sahipleri. Ancak kimi mağdura 5 yıl sürdü, kimine 10 yıl, kimine 15 yıl… Kimine ise 979 yıl kaldı.
Ve bu gün, 28 Şubatçıların o gün işgal ettiği koltukların tamamına o günün mağdurları oturuyor. Ve bu gün ne acıdır ki, ne hazindir ki, ne ibret vericidir ki, ne tarihidir ki, o günün kimi Müslüman mağdurlarına zaman halen 28 Şubat'tır. 600 kadar 28 Şubat ve FETÖ mağduru mazlum mahkum var içerde 20 yılı aşkındır. 600 deyip geçmeyin dışarıda en az 600 bin seveni de var bunların. Ve belki de tamamı potansiyel suçlu olarak görülüyor bu günün karar vericileri tarafından.
Peki neden? Hiç 28 Şubat mağduru birileri başka 28 Şubat mağdurunu mağdur eder mi? Hayır etmez. Etmemeli de. Ancak oluyor işte. Ele güne karşı bu mesele açıldığında hemen sözü değiştirip başka konuya atlıyoruz. Zira bir cevap bulamıyoruz. “Bu gün 28 Şubatçıların koltuğunda o günün mağdurları yok mu? Neden hala içerdeler” diye sorduklarında verecek cevap bulamıyoruz. Utancımızdan yüzümüz kızarıyor. Bu koltuktaki kardeşlerimize halel gelmesin diye de yutkunup konuyu değiştiriyoruz. “Kızılcık şerbetine” olan sevdamızı anlatıyoruz.
Doğrusu biz de ne düşüneceğimizi bilmiyoruz. Bu mesele ile ilgili her kafadan bir ses çıkıyor.
Kimi; “kardeşim bunlar kimden gelirse gelsin doğruya doğru, eğriye eğri dedikleri için kimseye yaranamıyorlar ve tehlikeli görülüyorlar da ondan” diyor.
Başkası “hayır kardeşim bunlara maslahat icabı el atılmıyor. Laik cenahı ürkütmemek adına… Eğer yeniden yargılanırlarsa laiklere malzeme vermiş olurlar” diyor.
Bir başkası “Ne alaka! Bunlar bahane! Bunlar gibi onlarca gurubun mağduriyeti giderildi de hiçbir şey olmadı.” diyor.
Kimi de diyor ki “ Bunların ‘güç merkezlerinde' koruyup kollayanı yok. Ondan halen mağdurlar.”
“Yukarıya” sevdası tavan yapan, “aşağıya” da yüreği isyan eden kimileri de “ Hayır canım yaaa! Reisin haberi yok. Yoksam bir dakikam bilem içerde tutmazdı bu mağdurları. Etrafını saran bir ‘çeper' bunu Reis'e ulaştırmıyor” diyor.
Yine arka sıralardan biri “ Bunları destekleyen bir dış devlet yok. Olsaydı şimdiye çoktaaaan çıkmışlardı. Bak ‘Alman ajanı' bir saatte çıktı ya!” diyor.
Öz güveni daha fazla olan kimileri de “Kardeşim bunlar hak ediyorlar! Her dönemin mağduru oldukları halde ‘maslahat, ıslahat' deyip hiçbir tepki vermiyorlar. Bu kadar uslu olursan olacağı bu olur” diyor.
Yine hem ‘sağdan', hem ‘soldan' hem de ‘ortadan' birkaçı birden “Ya siz bunları bilmezsiniz. Bunlar çok tehlikeli çoook!” diyor.
Ha keza “bizim köyden” çoğu da “Ya siz boş yere konuşuyorsunuz! Bunlar Kürd olduğu için halen mağdurlar. Bakın 28 Şubat'ın ve FETÖ'nün başka Türk mağduru kaldı mı? Hatta yakın zamanın Balyoz ve Ergenekoncuları tazminatlarını lüks tatil beldelerinde harcadılar bile” diyor.
Hemen komşu köyden birileri de atılarak “Co bu sizin evhaminuz da! Ne farkumuz var. Hepimuz tek milletuz daa!” diyor.
Doğrusu bu kadar farklı görüşleri anlamakta güçlük çekiyorum. Hangisi doğru bilemiyorum. Ancak yukarıdaki görüşlerin hepsi yorum. Bir tanesi ise kesin bilgi; mağdurların Kürd olduğu. Yine de sebebin bu olduğuna inanmak istemiyorum.
Neyse zaten ben bu işlerden pek anlamam. Ama matematiğim iyidir:
1000-21= 979
Yani kaldı 979 yıl.
Ha gayret!