Dünya müstekbirlerinin İslam coğrafyasına fiili saldırıları yanında bir de fitne fesat yöntemleriyle hep müdahale ettikleri olmuştur. Genelde de bu yöntem kullanılmıştır. Fakat fiili saldırı her zaman müvahhid Müslümanların tepkisiyle karşılaşmış, şöyle veya böyle Müslümanların birlik içinde karşı duruşuna ve her zamandan daha çok ittihatlarına sebep olmuştur.
Gelin görün ki zalimler son zamanlarda birincil olan saldırı stratejilerini geri çekip fitne fesat yöntemiyle istediklerini elde etme yöntemini ön plana çıkardılar ve bu yöntemin de onlar açısından pek de fena olmadığı görüldü.
Büyük şeytan Amerikan, cani conilerin canlarını tehlikeye atacağına ve milyon dolar paralar harcayarak emellerine ulaşacağına, Irak’ta İslam’dan bihaber, Dünya siyasetinden yoksun, ferasetsiz, kurmalı oyuncak gibi kullanılmaya hazır yerli savaşçıları devreye koyarak onun elleriyle kardeşlerini, vatandaşlarını, arkadaşlarını etkisiz hale getirerek ne yazık ki amacına ulaşabiliyor. Bir de bunlar yapılırken “Allah’u Ekber” nidalarıyla yapılıyor. Yazıklar olsun size! Çünkü yazık ediyorsunuz verdiğiniz mücadeleye!
Pazar yerleri ve camilerde patlattığınız bombalarla aslında Allah’ın İslam’ına değil başka mihrakların İslam’ına bilerek veya bilmeyerek teslim olduğunuz aşikar. Irak’ta İslam adına bu mübarek bayram günlerinde patlatılan bombaları duyunca tüylerim diken diken oldu ve ‘kim yapmışsa Allah lanet etsin!’ dedim.
Müslüman kanı dökmek bu kadar kolay mı? İslam’a hizmet adına yaptığınızı söylemeyin bari! Çünkü siz katilsiniz! Çünkü siz Müslüman halkın kadın-çocuk, genç-yaşlı demeden kanına girdiniz. Çünkü siz müstekbirler karşısında İslam coğrafyasında tabiri caizse duracak adam bırakmadınız. Bütün bir halkı bitirmekle İslam’a hizmet ettiğini düşünenler, hangi halka hangi İslam’ı getireceksiniz! Bu gidişle halkı bitireceksiniz çünkü.
Rusya; Çeçenistan’a asker göndererek o kıymettar(!) canlarını niye heder etsin ki, onları bir birine düşürerek seyretmek varken. Çeçenistan’ın dışında bile yaşanan su-i kastları öyle Rus ajanları eylemleri şeklinde şahsen düşünmüyorum. Siz bilmiyor musunuz ki birbirimize kin güttüğünüzde en son yapacak şeyi en başta yapıyoruz. “Kâfirdir, mürtettir, haindir” deyip başkasının canına girerek neredeyse mallarını ganimet, çocuk ve ailesini cariye ve köle alabilen bir zihniyetle karşı karşıyayız, maalesef.
Ya Mısır darbesi… Halkın onayıyla iktidara gelmiş bir yönetimi yine sözüm ona alimlerin fetvalarıyla ve hanımları başörtülülerin silah zoruyla derdest etmek… Bu da Müstekbirlerin İslam coğrafyası için düşledikleri bir planın sonucu değil mi? Müslüman bir halkı ve Müslüman bir iktidarı, direk müdahale etme ihtiyacı duymadan kendi içinden hain ve zalimler eliyle tasfiye etmeye çalışmak… Şiddetsiz gösterileri silah ve ateş zoruyla dağıtmaya çalışmak… Ve bütün bu çirkin emellerini, halkları birbirine düşürerek gerçekleştirmek…
Bu keşmekeşlik sadece İslam coğrafyasındaki İslami geçinen örgütler arasında değil. Yıllardır başkaların zulmü altında mağduriyet yaşamış halkın güya temsilcisi olanlar arasında da aynen bu adavet vardır. Sözüm ona Kürtleri temsil ettiklerini iddia eden hangi örgütler arasında kan davası yoktur.
Ve en nihayet, bu saldırganlık aynı diktatörden zulüm görmüşlerin arasında da tüm şiddetiyle devam etmiyor mu? Nusra ve PYD’nin şuan ki hali gibi... İki güç birbirlerini yiyip bitirmeye ant içmişler sanki. Zalim Esat dururken birkaç köyü daha alayım veya efendime daha fazla kan ve can sunayım diye yapılan çatışma ve savaşların bölge halkına hiçbir faydası yoktur.
Burada sadece güçsüz düşürme, parçalama ve zalimlere küçük lokmalar halinde İslam coğrafyasını sunma vardır. Bakın PYD ve en-Nusra çatışması sadece Rojavayla da sınırlı tutulmuyor. Müstekbirlerin haince bir planı olarak bu alaylar bir de Türkiye’ye aksettiriliyor. Bir iki hafta içerisinde Özgür-Der’e ait iki yerin silahlı ve Molotoflu saldırılara maruz kalması ve hiçbir dahli olmadığı halde PKK/PYD cenahının Hizbullah Cemaati’yle ilgili yersiz açıklamaları, iftiraları ve sözlü saldırıları bir akıl tutulması veya yukarıda bahsini ettiğimiz planın bir parçası olması dışında başka neyle izah edilebilir ki?
Kendi derneklerine yapılan saldırıları ve ortada hiçbir şey yokken dernek yöneticilerinin katledilişlerini bile Müslüman Kürt halkının selameti için sineye çeken bir camiayı her fırsatta çatışma ortamına çekmek isteyenlerin niyetleri gerçekleşmeyecek ve o efendileriyle yaptıkları planlar akim kalacaktır diye düşünüyorum. Günlerdir PKK’nın kendi sitelerinde Hizbullah Cemaati’yle ilgili yaptığı yalan yanlış haberler ve en son Cizre’de 2-3 Müslüman’ın evine atılan bombalar bir çatışma ortamını oluşturmaya hizmetten başka neye yarar, anlayanınız var mı? Bu kötülüğü artık Kürt halkına yapmayın! Sizin aranızda aklıselim düşünen hiç mi kimse yok! Bu halkları çatışma ortamından uzak tutacak, başkalarının oyuncağı olmaktan kurtaracak, bir birlerine saygıyla ve sevgiyle bakmalarını sağlayacak hiç mi bir yol olmayacak/olamayacak?
Sonuç olarak; hey, halklar uyanın artık! Zalim ve Firavunlara karşı izzetli duruşu sergileyenlere destek çıkın ve böylece dünya istikbarının oyun ve desiselerini boşa çıkarın! diyorum.
Mısır firavunlarına karşı verdikleri haklı mücadelede şahadete kavuşan Müslümanların şehadetlerini tebrik eder, şefaatlerine nail olmayı dilerim!
Selam ve dua ile…