Başlığa aldığım “Hey on beşli on beşli” Çanakkale Savaşları üzerine söylenmiş bir türkünün girişidir. “Tokat yolları taşlı, On beşliler gidiyor, Kızların gözü yaşlı” diye devam ediyor.
Konusu ile ilgili çeşitli rivayetler var. Ama İngiliz General Aspinal Oglander'in şu sözleri sanki işin özünü bize sunuyor: “Gelibolu'daki kanlı muharebeler, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir.”
Bir ölüm değirmenine benzetilen Çanakkale Savaşı, bizden o kadar çok okumuş, bilinçli genç götürdü ki, elin İngiliz'i kıyılan bunca gence “Çiçek” benzetmesi yapmış. İslam'ı yaşatıp, yaşayacak ve bir sonraki nesle aktaracak, çiçeği burnunda yüzbinlerce gencimizi kurban ettik. Bu anlamda İngiliz'ler amaçlarına ulaştı diyebilirim. Tabi “Sizlere savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” sözünü de buraya not almış olalım.
Tabi ölenlerin haddi hesabı olmadığından, komutanlar savaştakileri ara ara evlerine göndermek zorunda kalmışlar. Maksat nüfus bitip tükenmesin. Ayrıca 1315 doğumlular dâhil, bu yaştakilerin askere alınmaları ve boylarından büyük silahlarla savaş arenasına sürülmeleri kararı alınmış. Tabi buradaki on beşli, 1315'in sonundaki rakam anlamına gelmektedir. Yoksa yaş olarak 15 anlamında değil. 1315 doğumlu olanlar, o zamanlar 18 yaşında olmuş oluyordu.
Birinci Dünya Savaşı hezimet ile bitip, Batı'nın kirli eli Anadolu'da dolaşmaya başlayınca, vatan evlatlarının kalan bakiyesi, cepheden cepheye koşup, memleketi kurtarma derdine düştüler. Öyle ki Maraş'ı kahraman, Antep'i gazi ve Urfa'yı da şanlı hale getirdiler.
Tabi işin bir de parazitleri vardı. Bunların tarihteki ismi “Tufeyli”dir.
Hani derler ya; “Falenkesin evi yanmış, falankes de ateşin közünde kebabını pişirmiş” diye. Memleketi kurtaranların bu günkü CHP'lilerle pek bir benzerlikleri yok. İş lafa, söze gelince kendileri memleketin kurtarıcılarıdır ya. Hani şu on beşliler meselesi, günümüzde 15 milletvekilinin bir kahraman edası ile parti değiştirmesi haline dönüşmüş.
Şu tarafsızlık meselesi çok az kişi tarafından gösterilen erdemli bir davranıştır. Yani haksız olan benden yana olansa eğer, “Ben benden yana değilim” diyen insan sayısı çok azdır.
Eskiden kendi kendime şunu derdim: Şu köşe yazarlarının hepsi mi haklı? Çünkü kimi okusan kendince haklıdır. Yani bugün 500 köşe yazısı yazılmış olsa, 500 haklı kişi var demekti bu.
Ama CHP'nin şu on beşliler meselesinde iyice su yüzüne çıktılar. Çünkü partiler arası geçişler, benzer partiler arasında olursa biraz zoraki de olsa makul sayılabilir. Ama zıt partilere geçişler, çok affedersiniz “Döneklikle” açıklana gelmiştir.
Şimdi CHP ve İyi Parti, sol ve sağ diye örgütlenen, kadroları bu yönde belirlenen partilerdir. Ama bu on beşlilerin istifa edip, İyi Parti'ye geçmelerini kahramanlık (!) olarak göstermeye çalışan bir yığın köşe yazarı var. Tabi bunu ilkesizlik olarak değerlendirenler de mevcut.
Yarın bu davranış başka partiler tarafından icra edilirse bu kez, durumu yorumlayan köşe yazarlarında keskin dönüşlerin olacağı muhakkaktır.
Ey erdem, geldiysen üç kere vur!