Hiç kimse Yusufiler kadar uzun süre cezaevinde kalmadı

28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileler İnisiyatifi düzenlediği basın açıklamasında, hiç kimsenin Yusufiler kadar uzun süre cezaevinde kalmadığına dikkat çekerek, adalet çağrısında bulundu.

28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileler İnisiyatifi, İstanbul Küçükçekmece Sefaköy Atatürk Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasında, hiç kimsenin Yusufiler kadar uzun süre cezaevinde kalmadığına dikkat çekerek, adalet çağrısında bulundu.

Darbecilerin mahkûm edilerek, bunların mahkûm ettiklerinin görülmemesinin büyük bir çelişki olduğuna vurgu yapılan kitlesel basın açıklamasında, söz konusu haksızlık ve hukuksuzluğun sürmesine rıza gösterenlerin akıbetlerinden korkmaları gerektiğinin altı çizildi.

Basın açıklaması öncesinde bir konuşma yapan Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Cemal Çınar, "28 Şubat kararları sözün bittiği yerdir. Delillerle beraber mağdurların haklı olduğu ortaya çıkmıştır. 28 Şubat mağdurlarının davaları hukuki değil, artık ahlaki bir boyut aldı. Biz buradan sayın Cumhurbaşkanına, meclise, insan hakları savunuculuğu yapan herkese sesleniyoruz! 20 yıldan beridir içerde olan bu mağdur insanların haline biraz acıyalım. Kişi kendisini mağdur olan insanın yerine koyduğunda ancak adaletle hükmedebilir. Kıyası nefs, mizanı adalettir! Bu mağdur insanların sadece kendileri değil, aileleri de dışarıda mağdur durumdalar. 28 Şubat mağdurlarına zulmeden yargıçların birçoğu şu anda içerdeler. Bu kardeşlerimizin mutlaka dışarı çıkması gerekiyor. Elinde yetki olan herkesi göreve çağırıyoruz." dedi.

"Ne Yusuf'u kuyuya atanlar ne de zindana atanlar payidar oldu"

Basın açıklamasını Ashap Der üyesi Ali Bozkurt okudu.    

"Bizler çeyrek asrı aşkındır eşleri, babaları, kardeşleri, oğulları dört duvar arasında olan mağdurlarız." diyen Bozkurt, "Yakınlarımız adil bir yargılamayla suçlu bulunarak cezaevine atılmadılar. Kimisi 28 Şubat Darbe sürecinin o meşum döneminde Müslümanlara karşı yürütülen cadı avıyla gözaltına alındılar, haftalarca işkence gördüler, basın ve medyada afişe edildiler, düzmece ifadeler kendilerine zorla imzalattırıldı ve dönemin DGM'lerinde yargılanarak uzun süreli cezalar verildi. 'Andolsun ki, Yusuf ve kardeşlerinde, soranlar için dersler vardır.' Tarih boyu nice zulümler yaşandı. Ders ve ibret alınmadığı için bu zulümlerin bedeli ağır oldu. Ne Yusuf'u kuyuya atanlar ne de zindana atanlar payidar oldu. Yusuf'un maruz kaldığı iftirayı, mazlumiyeti ve mağduriyeti bile O'nun zindanda yıllarca kalmasına göz yumanlar da zulme sessiz kalmanın bedelini ödedi. Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ders ve ibretlerle dolu Yusuf kıssasından gereken dersi bugün dahi çıkaramayanlar, Yusuf aleyhisselamın maruz kaldığı haksızlığın, hukuksuzluğun bugün bir benzerinin sürmesine rıza gösterenler de akıbetlerinden endişe etmelidir. En nihayetinde Yusuflar muhakkak ki bu dünyada aziz kılınacak, ahirette de bahtiyar olacaklardır." ifadelerini kullandı.

"Darbecileri mahkûm edeceksiniz ama onların mahkûm ettiklerini görmeyeceksiniz…"

Bozkurt, şunları söyledi:

"Onlar, 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile FETÖ yapılanmasının emniyet ve yargıdaki unsurlarınca 20 - 25 yılı aşkın zamandır zindanlarda olan Yusufilerdir. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat Darbesinin bugün de etkin oluşuna ve Yusufilerin içinde bulunduğu duruma şahitlik etmekteler. 28 Şubat darbecilerini yargılayacak, mahkûm edeceksiniz! Ama onların brifingleriyle mahkûm ettiklerini görmeyecek, haklarını iade etmeyeceksiniz. FETÖ elemanı polis, asker, savcı, hâkimleri terörist diye derdest edeceksiniz fakat onların terörist diye mahkûm ettiklerini görmeyecek, hepsini aynı zindanda tutacaksınız. Adil ve tarafsız karar vermediklerinden dolayı DGM ve Özel Yetkili Mahkemeleri kapatacaksınız ama vermiş olduğu kararları iptal etmeyeceksiniz. Bunun izah edilir ve savunulabilir hiçbir yanı yoktur!"

"Mağdurların yaşadıklarını tarih yazmıyor mu sanıyorsunuz!"

Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının yaşadıklarını tarih yazmıyor mu sanıyorsunuz! Gelecekte utançla anılacak bugünlerin unutulacağını mı sanıyorsunuz, heyhat! Ey bu zulme sessiz kalan ve ellerinde imkân varken bu zulmü ortadan kaldırmayanlar! Yıllarca dört duvar arasında yaşamanın, hayata tutunma mücadelesi vermenin, evlatlarınızla demir parmaklıklar arkasından kucaklaşmanın, anne ve babaların çocuklarına hasret ile bu dünyadan göçmelerinin ne anlama geldiğini bilir misiniz? Hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayan masumların çığlıkları arş-ı âlâya yükselmişken bugün hâlâ bu çığlıkları duymamak gayretullaha dokunacaktır."

"Hiç kimse bu kadar uzun süre cezaevinde kalmadı"

Yakalandıklarında 18'inde bıyıkları henüz terlememiş gençlerin içerde saçlarının sakallarının ağardığına dikkat çeken Bozkurt, “İçerde baba olanlar, dede oldu. Sağlam ve dinç olanlar kansere, hepatit B ve değişik hastalıklara duçar oldular. Maalesef sağ ve canlı girenlerin cenazeleri çıkmaya başladı. Kimisi de cezaevlerindeki kötü koşullardan dolayı cezaevinden çıktıktan sonra vefat ettiler. Aileleri dışarda orta yerde kaldı. 'Bu cezaevi senin, bu cezaevi benim' diyerek kar kış demeden cezaevleri yolunda ve önlerinde bir ömür tükettiler. Oğullarına hasret anneler-babalar ciğerparelerinin ismini sayıklayarak bu dünyadan göçtüler. Babasız büyüyen yavrular, büyüdü, anne, baba oldular. Yetmez mi? Bu cezaevlerinde kimler bu kadar uzun süreli ve bu kadar sahipsiz kaldı? Darbeciler mi? Katiller mi? Tecavüzcüler mi? 28 Şubatçılar mı? Ajanlar mı? Rahip Brunson mu? Hiç biri… Hiç kimse bu kadar uzun süre kalmadı. Eşlerimiz, oğullarımız, babalarımız ne suç işledi ki bu zulümler onlara ve ailelerine reva görülüyor? Yakınlarımızın çıkması için elinden bir şeyler gelip de yapmayanlar, onları içeri atanlarla aynı vebali taşıyacaklardır. Bu vebalin altından kimse kalkamayacaktır." şeklinde konuştu.

"Biz adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz"

Kimseden af istemediklerini yalnızca adalet talebinde bulunduklarını söyleyen Bozkurt, son olarak şunları kaydetti:

"Beklenti ve isteğimiz yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle işlerinden olan, okullarını bırakmak zorunda kalan, fişlenen ve yıllardır zindanlara mahkûm edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesidir. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ki, kendisi Mısır zindanlarında Muhammet Mursi'nin çıkması için açıklama yapıyor. Elbette ki bunu önemsiyoruz. Fakat kendi ülkesinde dönemin Sisileri tarafından zindana doldurulan Mursileri de görmeli, duymalıdır. Adalet Bakanına, tüm siyasi partilere ve kamuoyu vicdanına sesleniyoruz? Biz, kimseden af istemiyoruz. Biz, adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz. Ayrım yapmadan içerde olan Yusufiler dışarı çıkarılmalıdır."

Mustazaflar Cemiyeti, Ashap Der ile HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığının destek verdiği basın açıklamasına, mağdur aileler ile çok sayıda vatandaş katıldı.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!