Müslümanların gündemi sürekli değişiyor, sorunlar, sıkıntılar birbirini takip ediyor. Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü, en uzak coğrafyalardaki basit bir meselenin bile sosyal medya ve iletişim araçlarının vasıtasıyla gündemimize sokulduğu bu çağda gündemimizin sürekli değişmesi Müslümanlar için asıl gündemlerini unutma riskini de birlikte getiriyor.
Ancak gündemimizi biz kendimiz belirleyebilirsek, ümmet için hayati konuları her zaman gündemde tutabilirsek, sosyal medyanın ve yalan makinesi konumundaki evrensel iletişim araçlarının tuzağına düşmemeyi öğrenebilirsek Müslüman halkların bilinç ve uyanıklık seviyesini yüksek tutmayı başarabiliriz. Müslümanlar için, ümmet için önemli konuları Müslümanların, ümmetin gündemini belirleyen konular haline getirebiliriz.
Mesela bugün Türkiye Müslümanlarının konuşması gereken birkaç önemli konu var. Gençliğin ahlaki anlamda gün geçtikçe ciddi bir yozlaşma bataklığının içinde boğulması, uyuşturucunun çocukları bile tehdit eder duruma gelmesi, gençliği ve toplumu bu ahlaki yozlaşmadan kurtaracak yollar, çareler, reçeteler, konuşulması, gündem olması gereken önemli konulardan biri...
Diğer bir konu iktidarın söyleminin giderek milliyetçi bir renge bürünmesi, milliyetçi içeriğe sahip dizilerin üç beş dini söylemle harmanlanarak halka pazarlanması, İslam kardeşliğinin zayıflama tehlikesinin belirmesi, MHP'nin ülkenin kaderinde giderek belirleyici bir rol alması, milliyetçilik tehlikesinin özellikle Türk ve Kürt halkını, bu iki Müslüman halkı birbirinden uzaklaştırabilme potansiyelini barındırması... Türkiye Müslümanları, özellikle halkı etkileme ve yönlendirebilme gücüne sahip Müslüman âlim ve aydınlar bu tehlike konusunda halkı aydınlatıp bilinçlendirmeli, gün geçtikçe MHP'lileşen iktidarı uyarmalı, İslam kardeşliğinin ve ümmet olma şuurunun güçlenmesi için çaba sarf etmelidir. Ülke Müslümanlarının gündemlerinden biri de bu olmalıdır.
Gündemimizde olması gereken önemli konulardan biri de Yusufiler meselesidir. 28 Şubat ve FETÖ mağduru dindar tutukluların hala zindanda esir tutuluyor olmasının büyük bir zulüm ve adaletsizlik olduğu yüksek sesle dile getirilmelidir. Vicdan sahibi, hak ve adalete inanan herkes Yusufi mahkumlara sahip çıkmalı, iktidarı bu konuda uyarmalı, vebalin büyüklüğü sürekli hatırlatılmalıdır.
Ümmetin vahdeti, birliği, emperyalist güçler karşısında mazlum Müslümanların desteklenmesi, milliyetçilik, mezhepçilik gibi tuzaklar karşısında İslam âleminin uyanık olması gerektiği, Müslüman ülke ve halkların kendi sorunlarını dış güçleri işe karıştırmadan adalet içerisinde barışçı yöntemlerle çözmeleri gerektiği konusu da sürekli önemli gündemlerimizden biri olmalı.
Bu kısıtlı köşeye sığmayacak daha birçok önemli gündem konularımız var. Bunlar Müslümanların gündeminde olmalı ki zihin ve kalplerimiz sürekli bu konularla meşgul olsun, çözüm için bizleri harekete geçirsin.
Ama asıl gündemimiz, ana gündemimiz, baş gündemimiz her zaman kesinlikle Filistin olsun, Kudüs davası olsun. Çünkü ümmeti bir araya getiren, küskün kardeşleri barıştıran, ümmetin gücünü düşmana gösteren en önemli konu Kudüs konusudur. Kudüs davası vahdet ve uhuvvet için bir köprü görevi görmektedir. Kudüs davası, gücümüzü pekiştirecek, bizleri uyandıracak, asıl düşman karşısında birleştirecek, ümmet olduğumuzu bize hatırlatacak, acı ve dağınıklıklarımızın sorumlularını bize tanıtacak, kurtuluşumuz için kandil görevi görecek bir davadır.
Hiçbir gündem, hiç bir olay Kudüs'ü bize unutturmasın. Gözümüz, kulağımız hep Kudüs'ün üzerinde olsun. Kudüs dost ve düşmanlarımızı belirlemede bir ölçüt olsun.
Şunu asla unutmayalım Kudüs'ün dostları bizim de dostlarımızdır. Kudüs için ağlayan bizim için de ağlıyor demektir. Kudüs'ün kurtuluşu için savaşan bizim için de savaşıyordur. Kudüs'ün dostları dostumuz, düşmanları düşmanlarımızdır. Bunu asla unutmayalım!