AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bürokrasi başta olmak üzere pek çok yerde sorumluluğunun yükünü taşıyamayan birilerinin ‘Cumhurbaşkanımız böyle istiyor’ veya ‘Külliye böyle istiyor’ diye işin içinden sıyrılmaya çalıştığını belirterek, "Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda, şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar-kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen bizzat ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.
2017’de yapımı tamamlanmış elektrik santrallerinin toplu açılış törenine katılımını hatırlatarak, 1.583 santralin hizmete alındığını, yılsonuna kadar 1.191 santralin daha hizmete alınacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjideki dışa bağımlılığı en aza indirmek için yerli kaynakları değerlendirmeye öncelik verdiklerini söyledi.
Türkiye’nin, yeni yatırımlarla yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 32’lik payla; Fransa, Almanya, Belçika, Avustralya, Güney Kore, Hindistan, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin önüne geçtiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 10 yıl içerisinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat rüzgâr enerjisini devreye almayı hedeflediklerini açıkladı.
İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi İSEDAK’ın 33’üncü Bakanlar Oturumuna katılımının ardından, Rusya’nın Soçi kentinde Rusya ve İran liderleriyle üçlü zirve yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de siyasi çözüme dayalı bir barış ikliminin tesisi hususunda çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurguladı.
"ABD Başkanı Trump ile yeniden görüşeceğim"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesini ise "Uzun zamandır ilk defa, Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme" olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PYD-YPG meselesinden FETÖ’ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi işbirliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz bu görüşmenin devamını, inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız." açıklamasını yaptı.
Pazar günü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ vesilesiyle düzenlediği toplantıda, ana muhalefet partisi liderinin, şahsı ve ailesi hakkındaki iftiralarına da cevap verme imkânı bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Kendisine, ya iddialarını ispat etmesi, ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. Bununla da kalmadım, iddialarını ispat ederse benim siyaseti bırakacağımı ve Cumhurbaşkanlığından ayrılacağımı, ispatlayamazsa da kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği, yalan ve yanlışlığı, bizimle ilgisi olmadığı defalarca ispatlanmış konuları, ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir. Biliyorsunuz müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış."
Ana muhalefet partisi liderinin, kendisine bir yerlerden gönderilen şeylerle uğraştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim çağrım açık: Elinde benim yurt dışına milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası. Bu çağrılarımın beyhude bir uğraş olduğunun farkındayım; ama müfterilere meydanı bırakmamak gerektiğini de biliyorum" şeklinde konuştu.
"Birisine bir şey söyleyeceksem, bunu bizzat kendim yaparım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, "Bugün sizlerle, eskiden beri yaşanan, ancak son zamanlarda giderek daha sık kulağıma gelmeye başlayan, beni de son derece rahatsız eden bir hususu paylaşmak istiyorum" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bürokrasi başta olmak üzere pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşıyamayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor: ‘Beyefendi böyle istiyor’ veya ‘Cumhurbaşkanımız böyle istiyor’ veya "Külliye böyle istiyor.’ Bu yöntemin, basit bir bürokratik işlemden herhangi bir yatırımın detaylarıyla ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim-tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. Peki, bunun ispatı var mı, yani benim ağzımdan çıkan böyle bir söz var mı? Yok. Daha önce medyada ve özellikle sosyal medyada benim adıma ahkâm kesenlerle ilgili rahatsızlığımı belirtmiştim. Şimdi burada bir kez daha tekrarlıyorum: Ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem, kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok; bunu bizzat kendim yaparım."
"Biz yıllarca bürokratik oligarşiyle mücadele ettik, ama şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir" vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: "Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar-kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen bizzat ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun. Tüm bakan arkadaşlarıma şu 15 yıllık süre içerisinde her zaman bunu söylemişimdir; adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa, lütfen eğer benden bir telefon almıyorsanız, bana sorun ve bunu teyit etmiyorsam, bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak? Bu bir defa bizim adabımıza, bizim edebimize, bizim siyaset etme anlayışımıza temeliyle terstir. Onlar kolaycılıktır ve bunu yapanlar, açık söylüyorum; hepsi sahtekârdır, dolandırıcıdır, bunlara yol vermeyin."
Adını ve unvanını, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkışan hiç kimseyi affedemeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarz davranışların, TBMM, AK Parti ve Cumhurbaşkanlığındaki özel kalem görevlileri aracılığıyla kendisine iletilmesini istedi. (İLKHA)