15 Kasım 2012 itibariyle yeni bir Hicri Yılı idrak etmiş olacağız. Allah Azze ve Celle’nin izni ile Hicri 1433 Senesini geride bırakırken Hicri 1434’e kavuşmuş olacağız.
Malumunuz olduğu üzere; Hz. Ömer döneminde yapılan istişareler neticesinde Hz. Ali’nin önerisiyle, Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye Hicret’i, İslam Tarihi’nin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
1 Muharrem, Hicri Yılbaşıdır. İslami Takvimin ilk günüdür. Allah Azze Ve Celle’nin ayı’nın başlangıcıdır. Diğer Kutsal günler gibi bu günün de İslami Disiplin içerisinde anılması; bir hayır vesilesi olacaktır.
Yılbaşı denilince Türkiye’de, Hrıstiyanların Noel kutlamaları canlanmaktadır zihinlerde. Aslında Hrıstiyanlar Aralık ayında Noel kutlamaları yaparlar. Hz. İsa’nın doğduğu güne denk geldiğine inanılan 25 Aralık, Noel Günüdür.
Bu Noel Kutlamaları İslam Âlemi’ne ise Yılbaşı Kutlamaları olarak aktarılmış ve akıllara, işret ve kötülükle kazınan bir gece oluşturulmuştur.
İşte Hicri Yılbaşı Kutlamaları, buna alternatif olarak düzenlenmeli ve İslami disiplin içerisinde idrak edilmelidir. Aslında hepimiz bu anlayışı yerleştirmek adına SMS’lerle, elektronik postalarla Hicri yeni yıl mesajları yazarak ya da bizzat ev ve aileleri, dernek ve vakıfları ziyaret ederek Müslümanların bu gününü tebrik edebiliriz. Böylelikle haberi olmayan, bilmeyen Müslümanların da dikkatlerini bu güne çekmiş olabiliriz. Hepsinden de önemlisi bir İslami geleneğe yani mübarek Muharrem Ayının faziletlerinden istifade etmeye, Hicreti ve Kerbela Faciasını hatırlamaya vesile olabiliriz.
Gelelim asıl konumuz olan, Muharrem Ayı’na ve Faziletlerine. Ayeti Kerime’de de buyrulduğu gibi; Dünya kurulduğundan bu yana, ayların sayısı 12’dir. Bunlardan dördü ise haram aylardır. Bunlardan üçü art arda gelir ki; Biz bunların ikisini yani Zil-Kade ve Zil-Hicce’yi geride bırakırken Muharrem Ayına ise merhaba demekteyiz.
Muharrem Ayı, tüm semavi dinler için kutsiyet ifade etmektedir. Çünkü Muharrem Ayı’nda meydana gelen olaylar her üç semavi din için de dönüm noktasıdır. Muharrem Ayı içerisinde insanlık tarihinin gidişatını yönlendiren olaylar barındırmaktadır. Bu yüzden de büyük bir fazilete sahip olup “Şehrullahi’l Muharrem” olarak da adlandırılmıştır.
Bu ayda gerçekleştiği rivayet edilen değerli olaylar ise hadis kitaplarında şöyle sıralanmaktadır.
1. Allah, Hz. Musa’ya (a.s.) Aşure Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Aşure Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Aşure Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Aşure Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud’un (a.s.) tövbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
İslam Tarihiyle birlikte, tabiri caizse bu ayın önemi daha da artmıştır. Çünkü içerisine Hicret ve Kerbela Faciası gibi iki günü de eklemiştir.
Elbette ki; Allah-u Teâlâ’nın yarattığı her gün kıymetli ve faziletlidir. Ama kimi zamanlar var ki, kendisinde vuku’ bulan hadiselere binaen daha da kıymet kazanır. İşte Muharrem Ayı da o tür zamanlardandır.
Bu mübarek ayın, Aşure olarak adlandırdığımız ve yukarda saydığımız olayların da kedisine denk geldiği 10. Günü ise en faziletli gün olarak ifade edilmektedir.
Muharrem Ayının Faziletini anlatan birçok hadis mevcuttur. Biz burada Kutub-u Sitte kaynaklı hadislerle bu mübarek Ay’ın faziletini bir kez daha zikretmiş olalım.
“Peygamberimiz (AS) Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
“Bu ne orucudur?” diye sordu.
Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Bunun üzerine Resulullah “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti” (Sahih-i Müslim)
Biri Peygamberimizden sual etti: “Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
Peygamberimiz, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu. (Tirmizi)
“Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına kefaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.”(Tirmizi)
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”(İbn-i Mace)
Hadis-i Şerifler’de de görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz, Muharrem Orucunu şiddetle tavsiye etmektedir.
Rabbim Hepimizi Muharrem Ayından ve Aşure gününden Hakkıyla istifade edenlerden eylesin.
Bu Vesileyle Tüm Kardeşlerimizin ve Âlem-i İslam’ın Hicri Yılbaşını tebrik eder yeni yılın İslam Âlemi İçin hayırlar vesile olmasını dilerim.
Rabbimiz!
Bu Yeni yılı Ümmet-i Muhammed için Hayır kapılarının, selamet, esenlik, barış ve zafer kapılarının açılmasıyla müzeyyen kıl. Hicret esnasında Peygamberini ve sadık kulunu koruduğun gibi Ümmet-i Muhammedi de kâfirlerin şerlerinden, tuzaklarından koru.
Rabbimiz!
Atamız Hz. Âdem’in tövbesini Aşure Günü kabul ettiğin gibi, bu mübarek ayın ve günlerin hürmetine bizlerin de tövbesini kabul buyur ve günahlarımız affeyle. Bizlere İsm-i Azamına layık kullar olmayı nasip eyle.
Rabbimiz!
Nuh (AS) ve ümmetini, sahil-i selamete eriştirdiğin gibi bizleri de selamete eriştir. Müslümanların akan kanlarının durması için Müslümanlar güç ve adalet ihsan eyle…
Rabbimiz!
Kulun Hz. Yunus’u balığın karnından kurtardığın gibi, Ümmet-i Muhammed’e de küfrün işgalinden, desisesinden kurtulmayı nasip eyle. Müslüman ülkelerini işgal eden kâfirlerin ve onlara uşaklık edenlerin tahtlarını başlarına geçir. Bize takat ve Tevhid sancağı altında bir ve diri olabilmeyi nasip eyle..
Rabbimiz!
Kitabında ‘Güzel Kul’ diye övdüğün ve hastalıklardan sağlığa kavuşturduğun Hz. Eyyub gibi bizim de maddi ve manevi hastalıklarımıza şifa nasip eyle. Bedenlerimizdeki hastalıkları, kalplerimizdeki kirleri rahmet yağmurlarınla temizle, par-u pak eyle..
Rabbimiz!
İsmail’i İbrahim’e bağışladığın Aşure Gününün hürmetine bizim de İsmaillerimizi bizlere bağışla. Bizim de evlatlarımıza Allah Rızası için candan, anadan babadan vazgeçebilme şuuru, bizlere ise hayırlı ana babalar olabilmeyi nasip eyle.
Rabbimiz!
Yusuf’u kuyudan, kötülerin desiselerinden ve zindanlardan Kurtardığın gibi, bu asırda da sırf Rabbimiz Allah’tır dedikleri için zindanlara düşen kardeşlerimize de hayır kapılarını, cennet kapıları gibi aç ve onları da kendilerini bekleyen Yakuplarına, analarına, babalarına, evlad-u ıyallerine kavuştur.
Hicret yurtlarında sevdiklerinden uzak hasret çeken bu asrın muhacirlerine de vuslatı ve zaferi nasip eyle.
Rabbimiz!
Peygamberinin can paresi Hz. Hüseyin gibi, bu asırda senin davan için mücadele eden tüm mücahitleri de Bedir’e gelen o nişanlı meleklerinle destekle ve zafere kavuştur. Filistin’ de her gün kardeşlerimizi şehid eden Siyonistlerin kökünü, Hz. Nuh’un duasına icabet ettiğin gibi kurut. Suriye’de akan kardeş kanının durmasını ve orada Dininin hâkim kılınmasını nasip eyle.
Rabbimiz!
Bu Yeni Hicri yılın ve senin ayın olan Muharrem Ayı’nın hürmetine, ülkemizde akan kanın ve savaşın durmasını ve kardeşlikle ikame edilmiş, adil ve İslami bir barışın gelmesini nasip eyle.
Coğrafyamızı Peygamber Sevdalılarının, Mustazafların zaferiyle bereketlendir. Aziz Şehitlerimize rahmetinle yüce makamlar nasip eyle. (ÂMİN)
SELAM VE DUA İLE
(HÜRSEDA HABER)