Hicri takvimin başlangıcı olarak esas alınan Hazreti Muhammed'in (Salallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'den Medine'ye hicretinin yıldönümü olan Muharrem ayı Müslümanlar arasında ihya edilmeye devam ediyor.
Batman'da İslami ve kültürel faaliyetlerde bulunan Hak ve Özgürlükler Platformu üyesi Sevgi, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği (Sevgi-Der) tarafından hicretin 1440'ıncı yıl dönümü münasebetiyle bir program düzenledi.
Dernek binasında düzenlenen ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşların katıldığı etkinlikte, Kur'an-ı Kerim okundu, ilahi ve şiirler seslendirildi.
Programda selamla konuşması yapan Sevgi-Der Genel Sekreteri Mehmet Emin Uraz, hicretin bir kaçış değil, aslında zalimlere karşı bir başkaldırı, kıyam olduğunu söyledi. Uraz, "Hicret Peygamberimizin emriyle gerçekleşmiştir. Eğer ki hicret bir kaçış olsaydı müşriklerin zulmüne uğrayanlar kendince bir yerlere kaçıp sığınırdı. Ama onlar Allah'ın emrini beklediler. İşte o sahabeler ahiretlerini dünyalarına tercih ettiler ve o yüzden hedeflerini gerçekleştirdiler. Eğer ki biz de ahiretimizi dünyamıza tercih edersek bizler de onlar gibi hedefimize ulaşacağız." dedi.
Programa katılan İttihad-ul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Altun, burada yaptığı konuşmada, hicretin Müslümanlar için önemine değindi.
"Ne yazık ki bizleri hicretin şuurundan mahrum ettiler, onu unutturdular"
Hicretin, İslam tarihindeki en büyük inkılap olduğuna işaret eden Altun, "Sevgili Peygamberimizin hayatındaki en büyük olay, devrim, hadise ve İslam için yeni bir sayfa açan hicretin mutlaka ama mutlaka Müslümanların gündeminde olması bir zarurettir. Hicret bir ruh, şuur, cihat, tap taze bir kandır. Ne yazık ki yıllarca bizleri hicretin şuurundan mahrum ettiler, onu unutturdular; kültürümüzden, kitaplarımızdan hicreti sildiler ve kendilerine ait olup bizim kültürümüzde, inancımızda hiçbir şekilde yeri olmayan yılbaşlarını başımıza bela ettiler. Her türlü pisliğin işlendiği o günleri bizlere hediye(!) etiler." diye konuştu.
Hicretin Müslümanlar için sıradan bir olay olmadığına dikkat çeken Altun, konuşmasına şöyle devam etti: "İşte bu yüzden Müslümanlar bu geleneğimizi, örfümüzü, âdetimizi, kültürümüzü ayakta tutmanın mücadelesini vermek zorundadırlar. Hicret Müslümanlar için sıradan bir olay değil. Hicret fethidir. Eğer ki hicret olmasaydı emin olun bugün buraya, neslimize, atalarımıza İslam gelmeyecekti. Şayet hicret hadisesi yaşanmamış olsaydı İslam bu topraklara kadar belki gelmeyecek, Mekke'de imha edilecek, o inanca mensup insanların belki varlıkları ortadan kaldırılacaktı."
"Hayatımıza hicret şuurunu yerleştirmek zorundayız"
Tüm Müslümanların Peygamberimizin dönemindeki gibi hicret şuuruna çok muhtaç olduğuna vurgu yapan Altun, "Sevgili Peygamberimiz, güzide sahabeleriyle birlikte cefa ve sıkıntıları göğüsleyerek, İslam'ın nesillere aktarılması adına bu güzel hicreti gerçekleştirdiler. Cenab-ı Allah da o hicretin bereketiyle inayetini indirerek Müslümanları zafere ulaştırdı. Bizler hicret şuuruna çok muhtacız. Kendi değerimiz olan, Peygamberimizin bir eylemi olan ve İslam'ın, Mekke'nin fethinin anahtarı olan hicreti en ince ayrıntılarına kadar anlamak, öğrenmek ve hayatımıza hicret şuurunu yerleştirmek zorundayız. Sadece hicrete de değil, İslam'ın bütün değerlerine sahip çıkalım. Onları ayakta tutmaya, onları ihya etmeye çalışalım. Biz onları ihya edersek Allah'ın izniyle ümmet ihya olacak, can bulacaktır." ifadelerini kullandı.
İLKHA