Medrese müktesebatından mahrumiyet kişiyi ilmi disiplin ve terbiyeden koparır. Onu kolaycılığa sevk ederek onun kolayca ahkâm kesmesine yol açar. Bu da medreseyi geleneği koruma refleksiyle hareket ederek açılıma engel olmasına yol açar.
Öte yandan Mektep ruhundan mahrum medrese kökenli kimseler öz güven sorunu yaşar. Gereksiz reflekslerle hem kendilerini hem de başkalarını sınırlandırmaya kalkışırlar.
Mektep ruhundan mahrum medrese, toplumun muhtaç olduğu ilmi yırtılmayı gerçekleştirmeye güç yetirmez. Aksine koruma refleksiyle genelde buna karşı durur.
Mektep ruhu olmadan medrese; adeta sürülmüş, tohum atılmış ve fakat yağmur almayan tarla gibidir.
Kısacası bize muhakkak surette lazım olan mektep-medrese birlikteliğidir. Medreseler ekol olmaya, mektepler de medreseli olmaya çalışmadıkça savrulmalar durmaz. Bunun yol açtığı kronik sorunlar önümüzü tıkamaya, geleceğimizi rehin almaya devam eder. Bizim bu manada tam donanımlı bir “Hikmet Mektebine” hayati derecede ihtiyacımız vardır. Medreselerimiz mektepli, mekteplerimiz medreseli olmalıdır.