Medeniyetin beşiği olduğu belirtilen Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Hilar Mağaraları, tarihi ihtişamıyla görenleri cezbediyor. Mağaralar, göçebelikten yerleşik köy yaşantısına, avcılık ve toplayıcılıktan besin üretimine geçilen önemli bir tarihsel döneme şahitlik ediyor.
10 bin yıllık geçmişi bulunan Hilar Mağaralarının, eskisi kadar olmasa da ziyaretçileri eksik olmuyor. Özellikle hafta sonu ziyaretçi akınına uğrayan mağaralar, Diyarbakır ve çevre illerden gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapıyor.
Hilar Mağaralarının tarihinin 10 bin yıl öncesine dayandığını hatırlatan ziyaretçilerden Muhammed Kara, “Ben de bu tarihi mağaraları görmek için geldim. Hem gezmek, hem ziyaret etmek ve hem de piknik yapmak için uygun bir yer burası. Aileler için de uygundur. Böyle bir tarihe sahip olduğumuz için çok mutluyuz. Gerçekten burası çok güzel ve ihtişamlıdır. Sadece bölgemizden değil dünyanın her tarafından insanlar buraya gelip bu tarihi dokuyu görüyorlar.” dedi.
Bir başka ziyaretçi Orhan Aslan ise duygularını şöyle paylaştı: “Buraya hafta sonları gezip stres atmak için geliyoruz. Burası çok güzel ve tarihi bir yerdir. Mağaraların içi gezilecek ve görülecek bir yerdir. Bazen turistler de buraya geliyor. Mağaraları ve çevredeki tarihi yerleri geziyorlar. Burası çok güzel, herkesin gelmesini isteriz.”
Hilar Mağaralarının tarihi
Yukarı Mezopotamya’nın sayılı yerleşim birimlerinden biri olan Ergani, Hilar Köyü’ndeki Hilar Mağaraları, 10 bin yıl öncesinin izlerini taşıyor. MÖ. 7250- 6750 yılları arasında insanların yerleşik düzene geçtiği bu bölgede, neolitik çağa ait birçok eser bulunuyor. Yerleşik düzene geçen insanların burada ilk kez toprağı ekip-biçerek tarımsal alanda bir milat oluşturduğu belirlendi. Aynı şekilde insanları 4 duvar arasında yaşama kültürünü de yine burada oluşturmuş. Kemikten yaptıkları kaşık ve çatal görevi gören aletlerin günümüze kadar geldiği bu bölgede, medeniyetin ilk tohumlarının burada atılarak dünyaya yayıldığı açıklanmıştı.
Ergani, M.Ö. 11’inci yüzyılda Asurlular’ın egemenliğinden sonra, Makedonyalılar buraya hakim olmuş, İskender’in ölümünden sonra da yöre, Seleukosların, Partların ve Romalıların arasında el değiştirmiştir. Bizanslılar ve Araplar çoğu kez burasını ele geçirmek sürekli savaş halinde oldukları biliniyor. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, 1240’da Anadolu Selçukluları buraya egemen olmuştur. Timur’un Anadolu istilasından sonra Ergani Akkoyunlular’ın başkenti olmuş, 16’ncı yüzyılda kısa bir süre Safevi egemenliğinde kalmış, 1515’te de Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştı. (M. Hüseyin Temel- İLKHA)