Bitlis’in Hizan ilçesinde, yaklaşık 8 bin dekar alanda yetiştirilen fındığın hasadına başlandı. İri tanesi, lezzeti ve aromasıyla damakların vazgeçilmezi olan fındığın bu yılki rekoltesi, üreticiyi memnun etti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sadece Bitlis’in Hizan ilçesinde yetişen fındık, bölgenin fındık ihtiyacını karşılamakla birlikte batı illerine de ihraç ediliyor.
Her yıl yaklaşık 600 ile 750 ton arasında üretilen fındığın ilçe ekonomisine katkısı ise yaklaşık 3 milyon TL’dir. Hasadın başlamasıyla birlikte üreticiler, sabahın erken saatlerinden itibaren bahçelere inerek fındık hasadı yapıyor.
7’den 70’e herkesin katılımıyla hasat yapan üreticiler, fındık ağaçlarıyla kaplı arazilerde büyük bir özveriyle çalışıyor. Ağaç boylarının uzun olması, fındık toplayan üreticilerin işini bir hayli zorlaştırıyor.
Ağustos ayının son haftasından itibaren başlayan fındık hasadı, eylül ayının ortalarına kadar devam ediyor. Toplanan fındıklar, 4-5 gün güneşte kurutulduktan sonra pazara sunuluyor. Fındık tarlalarında hasat yapan Yaylacık (Akunus) köyü Sarıbal mezrasından Resul Bartu, bu yıl rekoltenin yüksek olmasına rağmen, iç piyasadaki talebi karşılayamayacaklarını belirtti.
“Üretimimiz bu bölgeye ancak yetiyor”
Ürettikleri fındığı iç piyasada tüketmekle birlikte bölgenin farklı illerine de gönderdiklerini belirten Bartu, “Fındık hasadı ağustos ayının son haftasında başlayıp, eylül ayının sonun kadar devam ediyor. Diyarbakır, Batman, Van, Siirt illerine gönderiyoruz. Üretimimiz ancak bu bölgeye ancak yetiyor. Talep çok olduğu için yetiştiremiyoruz.” dedi.
“Yıllık 700-750 ton üretiyoruz”
Yıllık 700-750 ton civarında üretilen fındığın ilçe ekonomisine yıllık yaklaşık 3 milyon TL katkı sağladığını dile getiren Bartu, şunları kaydetti,
“Kilosu 20-25 TL arasında alıcı buluyor. Hizan fındığının, Karadeniz fındığından farkı biraz daha iri, kabuğu kalın, daha yağlı olmasıdır. Lezzeti Gaziantep ve Siirt fıstığından farksızdır. Güzel bir tadı var. Yaklaşık 15 köyde 5 bin dönüm üzerinde, yıllık 700-750 ton elde ediyoruz. İlçe ekonomisine katkısı yaklaşık 3 milyon TL’dir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sadece burada yetişiyor. Her iki bölgenin iklimine sahip olmasından dolayı Allah’ın bize verdiği bir nimettir. Haneye göre işçi sayısı değişiyor. Dışardan da mevsimlik işçi getiriyoruz. İşçiliği zor olsa da, severek topluyoruz. Yaylada şenlik yapar gibi çalışıyoruz. Satarken de sıkıntı çekmiyoruz. Talep çok olduğu için yetiştiremiyoruz. Verimler yıllara göre değişiyor. Bu yıl çok güzel bir verim aldık.”
İLKHA