Hizbullah Olmadan Asla…!
Biri bana, Hizbullah Cemaati'nin en önemli özelliklerinden ilk aklına geleni söyle diyecek olursa, derim ki; Hizbullah Cemaati'nin en önemli özelliklerinden birisi, az ama öz konuşmasıdır.
İletişim imkânlarının her geçen gün daha da artmasına rağmen gözlemlediğim kadarıyla Hizbullah Cemaati, Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz, dercesine gerekmedikçe açıklama yapma ihtiyacı hissetmiyor.
Açıklama yapma ihtiyacı duyulduğu zaman ise, yapılan etkili açıklamalarla hem kendini çok iyi ifade ediyor hem de gerekli yerlere gerekli mesajları verme konusunda mahir bir üslup sergiliyor. Nitekim 6 Ekim'de başlayan olaylar yaşandığı günlerde 7 ve 12 Ekim tarihlerinde üst üste yapılan iki açıklama sonrası, özellikle PKK kesiminin gerekli mesajı aldığı aşikârdır.
Son olarak, yine Hizbullah Cemaati'nin resmi yayın organı olan Hüseyni Sevda İnternet Sitesi'nde, Hizbullah Cemaati'nin önde gelen isimlerinden Sayın İsa Bagasi ile gerçekleştirilmiş olan bir röportaj yayınlandı.
Gerçekleştirilen röportaj ile ilgili değerlendirmelere girmeden önce bu konudaki bir talep ve gözlemimi ifade etmek isterim. Gerek kendi düşüncem ve gerekse de Hizbullah Cemaati'ne gönül verenlerin söz ve yorumlarından hareketle diyorum ki; Hizbullah Cemaati bu tür aydınlatıcı ve kafalardaki karışıklıkları izale edici açıklama, yazı, beyanat ve röportaj konusunda daha lütufkâr davranabilmelidir.
Fiziki olarak olmasa bile, fikri olarak Hizbullahi Rehber ve idarecilerin daha görünür olmaları, kendilerine gönül verenlerin en büyük arzularından biridir.
Nitekim başta Hizbullah Cemaati Rehberi'nin zaman zaman yaptığı açıklamalar olmak üzere, Cemaat'in önde gelen yöneticilerince verilen beyanatlar hem kamuoyu tarafından ilgi ile karşılanmakta hem de sevenlerin gönüllerinde umut yeşertmektedir.
Şunu açıkça belirtelim ki; İslam Âlemi'nin mezhep kavgaları içine sürüklendiği şu günlerde halklar, Hizbullah Cemaati'nin vasat duruşu ve kapsayıcı açıklamalarına her zamankinden daha fazla muhtaçtır.
Son olarak Sayın Bagasi ile yapılan röportaj da bunu göstermiştir.
Sayın Bagasi'nin sözlerinden çıkardığım en temel mana şudur ki; Hizbullah Cemaati hiçbir grup ya da zümreyi dışlamadan sadece dindarların değil, bütün bir Kürdistan Halkı'nın sigortası ve güvencesidir.
Bahse konu röportajın en sonunda,'Hizbullah Cemaati olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürekli olarak Müslüman halkımızın ve kardeşlerimizin din ve dünyalarının selameti, güvenlik ve huzuru için tüm imkânlarımızı seferber ederek elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Bunun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağımızı ve anın gereklerini yerine getireceğimizi herkesin bilmesini isteriz. Tüm kardeşlerimiz bu konuda müsterih olsunlar." Diyen Sayın Bagasi de bu durumu açıkça ifade etmiştir.
PKK ve Devlet'in ya da AKP ile PKK-HDP'nin yürütmeye çalıştıkları adına süreç denen ve halka çoğunlukla zulüm olarak yansıyan olayda, halkın üçüncü bir yola ya da güvenceye ihtiyacı olduğu aşikârdır. Gelişmelere bakınca, bu güvencenin Hizbullah Cemaati olacağının işaretlerini görmek mümkün.
Sayın Bagasi 6-7 Ekim olaylarını değerlendirirken açık açık, PKK ve bileşenlerinin, Müslüman kurum ve şahsiyetlere savaş açtığını ifade ediyor. Yine biz bu röportajın satır aralarından anlıyoruz ki; açılan bu savaşın başarıya ulaşamamasındaki en etkin güç Hizbullah Cemaati olmuştur.
Kobani savaşını ise, PKK ve IŞİD arasındaki bir alan kapma mücadelesi olarak tanımlayan Bagasi, savaşın kesinlikle İslam-Kürt savaşı olmadığını beyan ediyor.
Hatırlanacağı üzere başta PKK olmak üzere birçok kesim, PYD-PKK ile IŞİD arasındaki savaşı Kürtlerle Müslümanların savaşı diye yansıtarak Kürtleri İslam'dan İslam'ı ise Kürtlerden soyutlama çabası içine girmişti.
Bu konuda, PKK eğer bu savaşı İslam–Kürd savaşı olarak görüyorsa bu çok yanlış ve hiçbir Müslüman tarafından kabul edilemez bir söylem olur. Böyle bir söylemin kabul edilmesi ve tolere edilmesi mümkün değildir. Dünyada hiçbir örgüt veya ideoloji mensubu taktik gereği veya politik çıkarları için bile olsa iddia edildiği şekilde bir kavmin tümünü karşısına almaz ve ona savaş ilan ettiği şeklinde bir deliliği yapmaz. Eğer bunu doğru kabul edersek, bu durumda PKK’yi Kürd halkının temsilcisi ve IŞİD’ı da İslam’ın temsilcisi olarak kabul etme gibi bir sonuca varmamız gerekecek. Oysaki biz PKK’yi Kürd halkının temsilcisi ve IŞİD’i İslam’ın temsilcisi olarak kabul etmiyoruz. Diyen Sayın Bagasi özellikle son cümlesiyle konuyu açıklığa kavuşturmuş oluyor.
Evet, tıpkı Sayın Bagasi'nin dediği gibi, Ne PKK tüm Kürtlerin temsilcisi veya sahibidir ne de IŞİD İslam Âleminin temsilcisi ya da ordusudur. Dolayısıyla bu savaş ne Kürtlerin İslam'a ilan ettikleri bir savaştır ne de İslam'ın Kürtlere karşı bir savaşıdır. Aksine batılılar tarafından desteklenen iki gücün Suriye topraklarında alan kapma savaşıdır.
Röportajdan öne çıkan başlıkları tek tek özetleyecek olursak şunları diyebiliriz.
1) Hizbullah Cemaati, Kürdistan'ın ve ülkenin tamamının göz ardı edilemeyecek bir gerçeğidir.
2) Kürdistan'ı İslam'dan uzaklaştırmak ve Müslüman halka zulmetmek isteyen herkes karşısında Hizbullah Cemaatini görecektir.
3) Bölge'de, Hizbullah'ın dışarıda bırakıldığı hiçbir denklem ve çözümün başarıya ulaşma şansı yoktur.
4) Halkın zararına olan hiçbir çözümü kabul etmeyecek olan Hizbullah Cemaati, halkın selamet ve barışı için atılacak her adımın destekçisi olacaktır.
5) Hizbullah Cemaati de en azından PKK kadar, Kürt Halkı'nın temsilcisidir ve Kürt Halkıyla ilgili her süreç ve adımın içerisinde olmalıdır.
6) Sayın Bagasi'nin de ifade ettiği gibi, Hizbullah Cemaati ile PKK arasında kimi açık kanallar mevcuttur. Ben, bu kanallar aracılığıyla sağlıklı görüşmelerin yürütülmesi ve gerginliklere son verecek bir noktada buluşulması konusunda ümit var olmak istiyorum.
7) Hizbullah Cemaati için çözüm sürecinin hedefi, Kürt Halkı'nın İslami ve insani haklarını elde etmesi olmalıdır. Bunu hedeflemeyen süreçlerin ise başarı şansı yoktur.
8) Hizbullah Cemaati, halkın canını, malını, namusunu, dinini ve yaşam hürriyetini korumak adına her adımı atmaya hazırdır.
Elbette her okuyan bu röportajdan daha fazla sonuç çıkarabilir.
Ama şunu açıkça söyleyebiliriz ki; Kürdistan halkı asla ve asla PKK ve türevlerine muhtaç değildir. Belli ki Hizbullah Cemaati, Sayın Bagasi'nin de dediği gibi, Kürt Halkı'nın, İslami ve İnsani haklarını elde edebilmesi adına elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır.
PKK ve türevlerini korkutan en büyük gerçeklik de budur. O yüzden sürekli olarak Hizbullahilerin, Kürdi yönlerini gizlemeye ve bu yönde bir algı oluşturmaya devam ediyor.
Zaman içerisinde Hizbullah Cemaati kendini daha iyi ifade edebilme fırsatı buldukça PKK'nın elindeki kimi argümanları, Kürt Halkı'nın selameti adına kendi uhdesine aldıkça Kürdistan Halkı tarafından daha net anlaşılacak ve sahiplenilecektir.
Bunu görenler ise güçlü bir algı operasyonu oluşturarak Hizbullah Cemaati'ni kimi zaman devletçi, kimi zaman ise IŞİD'çi gibi iftiralarla yaftalamaya çalışmaktadırlar. İşte tam da bu noktadan hareketle Hizbullah Cemaati'nin kendini daha fazla ifade edecek platformları kullanması ve ideal fikirlerini beyan etmesi çok önemlidir.
Ayrıca Hizbullah Cemaati'nden yapılan açıklamalardaki, ahlaki üslup da takdire şayandır. Kendisine saldıranlara bile hakaret etmeyen bu tarz, İslami ahlakın bir yansıması olmakla beraber ilerideki Hizbullahi yönetim hakkında da karineler taşımaktadır. Kendisine düşmanlık besleyenler hakkında açıklama yaparken bile adaletten şaşmayan Hizbullah Cemaati, elbette kendi yönetiminde de adalet ve Hürriyeti ikame edecektir.
Sayın Bagasi'nin beyanatları her kesim için mesajlarla doludur. Belli ki, Hizbullah Cemaati dimdik ve güçlü bir şekilde kaimdir. Bunu herkesten önce PKK bilmektedir.
Devlet adeta koca bir halkın sorunlarını getirip, PKK ya da İmralı sorunu mesabesine indirgeyerek Kürtleri uzun süreli bir iç kaosun derinliklerine itmektedir. Bu bir tür hinlikten başka bir şey değildir. Halkı ve bölgeninin başta Hizbullah Cemaati olmak üzere diğer dinamikleri dışlayarak sadece PKK'yı muhatap almak PKK ve onun eylemlerini meşrulaştırmaktır.
İşte anlaşılan o ki; Hizbullah Cemaati de asıl buna karşıdır. Çünkü geçmiş tecrübelere dayanarak gelecek de olabileceklerini ön görebilmektedirler.
Evet Sayın Bagasi'nin de dediği gibi; Hizbullah Cemaati Kürdistan'ın aslı, özü ve gerçeğidir.
Hizbullah’ın temsil ettiği Müslüman halkın misyonu görmezden gelinerek Hizbullah’a rağmen Kürdistan’da hiç kimsenin, hiçbir plan, proje ve sürecin başarı ve hayat bulma şansı yoktur. Hizbullah, Müslüman halkımızın çıkarına aykırı veya İslam ve Müslümanların aleyhine olacak tüm planları, şeytani hile ve tuzakları bozacak, etkisiz hale getirecek güç ve imkâna sahiptir.
Sayın Bagasi'nin bu son sözlerinden sonra ben de diyorum ki; Geçmiş de olduğu gibi gelecekte de Zaman, Hizbullah'ın haklılığını ispatlayacak ve buna inanmayanlar şapka çıkarıp diz çökerek Hizbullah Cemaati'nden özür dileyeceklerdir.
Haydi kalın selametle…
(Metin Gökmen / Hürseda Haber)