'Hizbullah İçeri, Ergenekon Dışarı' Formülü

Ocak 2011'de yürürlüğe giren CMK’nın 102. maddesi kapsamında tahliye edilen Hizbullah davası sanıklarını yeniden cezaevine gönderen bir formül bulan AK Parti Hükümeti, Demokratikleşme paketi çerçevesinde tutukluluk süresini 5 yıla indirerek Ergenekon sanı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, hükümetin, azami uzun tutukluluk süresini 5 yıl olarak belirlediği açıklaması yeni tartışmaları alevlendirdi.

Başbakan, binlerce kişinin bu sayede cezaevlerinden çıkacağını belirtse de hem sayılar bu kadar yüksek değil hem de Türkiye’deki yargı kararlarının tutarsızlığından kaynaklı ciddi sorunlar var.

Hizbullah mensupları yasadan faydalanınca kıyamet koparılmıştı

Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki, “haklarında henüz karar verilmemiş tutuklu yargılanan sanıkların, karar çıkmadan cezaevinde en fazla ne kadar kalabileceklerini gösteren sınıra ilişkin düzenleme” 2011 başında yürürlüğe girmesiyle cezaevlerinden çıkan tutuklu sayısına nispeten bir kaç Hizbullah Cemaati mensuplarının da yasadan faydalanarak cezaevinden çıkması laik ve sol derin yapıların kıyametleri koparmasına neden olmuştu.  

İçtihat ile Müslümanlar mağdur edildi

Hükümet ve yargıtay hemen hukuki olmayan “Yerel mahkeme bir sanık hakkında karar vermişse, artık o sanık tutuklu değil hükümlü sayılır” yorumu uydurularak serbest bırakılan Hizbullah mensupları ile beraber bir çok müslüman mağdur edildi.

Manidar zamanlama

İslami kesimden olan tutukluların davaları yıldırım hızıyla karara bağlanarak hüküm verildi. Böylece tutuklulara tanınacak imtiyazlardan Müslümanların faydalanması engellendikten sonra Anayasa Mahkemesi 10 yıllık tutukluluk süresini çok bularak, bu sürenin hesaplanmasına yönelik düzenlemeyi iptal ederken, hükümete yeni düzenlemeyi yapması için 1 yıl süre verdi. Yani 1 yıl boyunca, 2 Ağustos 2014’e kadar 10 yıllık süre sınırı yürürlükte kalacaktı.

Aynı statüde olan Balbay serbest bırakıldı

Ancak Ergenekon sanığı CHP’li Mustafa Balbay’ın durumunu görüşen Anayasa Mahkemesi, Ergenekon davasında kısa karar çıkmış olmasına yani gerekçeli karar yazılmasa da teknik olarak “hükümlü” statüsüne girmiş olmasına rağmen Balbay’ın tahliyesinin gerektiğine yönelik bir yorum yaptı. Anayasa Mahkemesi, her ne kadar tazminat ödenmesine hükmettiği Balbay’ın parlamanter olmasına rağmen cezaevinde bulunmasının haksız olduğunu vurgulasa da diğer yandan haksız uzun tutukluluğa atıf yaparak fitili bir kez daha ateşledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de “hükümlü artık, tahliye olamaz” yorumlarına rağmen bu kararı gerekçe gösterip Balbay’ı tahliye etti.

Hükümet Ergenekon sanıklarını dışarı çıkarıyor

Erdoğan’ın açıkladığı düzenleme yürürlüğe girerse, 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan ve yerel mahkemenin hakkında karar vermediği isimlerin tahliyesinde bir sorun yok. Ancak başta Ergenekon sanıkları, hakkında karar çıkan kişilerin durumu ne karar verilirse verilsin çok tartışılacak.
Yenilenen heyetleriyle mahkemeler tahliye kararlarını verirlerse içtihatlar, vermezlerse Balbay örneği karşılarında duracak. “İçtihatları” bile değişebilir nitelikteki yargı sisteminin kişiye göre uygulanacağı kaçınılmazdır.

Tutukluluk süresinin 5 yıla inmesi en çok Ergenekon davasını etkileyecek. 12 Haziran 2007’de başlayan soruşturma kapsamında 2009 yılı Şubat ayına kadar tutuklanan herkes tahliye edilebilir. Bunun yanı sıra Danıştay saldırısı sanıklarından Hrant Dink cinayeti sanıklarına kadar herkese tahliye yolu açılıyor. Hem Ergenekon hem de Hrant Dink cinayeti davalarında sanıklar yerel mahkemelerde mahkum oldu. Yargıtay kararı kesinleşmese bile sanıklar mahkemece mahkum edildi ve hükmen tutuklular. Hukukçular, bu konuda yasada şerh düşülmezse kaos çıkabileceği uyarısında bulunuyor.

Ergenekon davasında en uzun süreli tutuklu bulunan isimler arasında Ümraniye’deki gecekonduda bulunan el bombalarının sahibi olarak adı geçen ve 12 Haziran 2007’de tutuklanan emekli Astsubay Oktay Yıldırım ile aynı tarihte tutuklanan gecekondunun sahibi Mehmet Demirtaş yer alıyor. Emekli Orgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın sözcüsü Sevgi Erenerol, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli Yarbay Mustafa Dönmez, emekli Albay Mustafa Levent Göktaş, eski Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin ve birçok sanık da aynı listede.

Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay davası sanıkları ve sembol ismi olan Alparslan Arslan da çalışmanın yasalaşması halinde tahliye olabilecek. Arslan, 22 Mayıs 2006’da tutuklanmıştı. Ergenekon terör örgütü davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un durumu ise, yasa geçse bile değişmeyecek. 6 Ocak 2012’de tutuklanan Başbuğ’un 5 yıllık süresi 2017’de dolduğundan çıkacak olan yasa onun hukuki durumunu etkilemeyecek.

Balyoz düzenlemeden etkilenmiyor

Demokratikleşme paketinde yer alan çalışmanın yasalaşmanın ardından bu yasadan etkilenmeyecek davalar da var.  KCK’ya yönelik ilk operasyon 14 Nisan 2009’da yapıldığından bu süreçten sonra gözaltına alınan ve tutuklanan sanıklar bu yasadan etkilenmeyecek. 28 Nisan 2010’da Emniyete bir ihbar mailinin gelmesi süreciyle başlayan ‘askeri casusluk ve şantaj davası’, Yargıtay’da onandığı ve tutuklusu olmadığı için yasadan etkilenmeyecek. Tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran yasa, Balyoz davasında hüküm giyen tutukluları da etkilemeyecek. Çünkü Balyoz davasında, mahkeme kararı Yargıtay tarafından onandı.

Yapılan tüm düzenlemeler, bu halkın başına çöreklenmiş laik-sol derin yapıların menfaatine yönelik olduğu, mağdur edilmiş yüzlerce mazlum müslümana faydası olmadığı yorumlarını beraberinde getirdi. (Hürseda Haber)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.