Time Türk yazarı Adil Gülmez, bugünkü yazısında HDP'nin tehdit ve baskı siyasetini eleştirerek, "Diyorlar ki ya bizi meclise taşırsınız ya da bizim meskenimiz dağlardır. Açıkça bir tehdit ve bir dayama değil mi? Say ki baraj altında kaldınız ne yapacaksınız?" diye soruyor.
Bu seçimlerden çıkacak hayırlı neticelerden birinin de HÜDA PAR adaylarının meclise girmesi olacağını ifade eden Gülmez, HÜDA PAR adaylarının daha sonra Meclis Grubu kurmasının ihtimal dâhilinde olduğunu belirtti.
Bu durum bölgeyi ilgilendiren yeni süreçleri başlatacağına dikkat çeken Gülmez, Meclis'e girecek HÜDA PAR'ın açılım sürecinde önemli bir ortak olacağı değerlendirmesinde bulunuyor.
Adil Gülmez'in Hizbullah Meclis'e başlıklı yazısının tamamı
Seçim sürecinde son noktaya ramak kaldı. Şöyle geriye doğru baktığımızda bu süreçte de istenmeyen şeylerin yaşandığını görmekteyiz. Gerilim düzeyinin yüksekliği olumsuz gelişmelerin en önemli nedeni. Olması gereken bu değildi. Kimlerin işlerimizi deruhte edeceğine keşke daha sükûnetli ortamlarda karar verebilseydik. Cinayetlerin işlenmediği, evlerden ağıtların yükselmediği, kırgınlıkların oluşmadığı bir seçim olabilirdi. Seçmenin düşünerek tercih yaptığı bir seçim herkes için daha iyi olurdu.
İdeal olan gerçekleşmediğinde vakıayla yetinilir. Başkaca da çare yoktur. Bu minvalde bazı tahminlerde bulunacağım.
Malum, ülkemizin en ağır baş ağrılarından biri olan terör hal yoluna girmiş, silahlar susmuştu. Tek muhatap olan terör örgütü kendisinden beklenen performansı gösteremedi. Dağda silahlı teröristler gezerken bu ülkede seçim yapmak acayip bir durum. Kendinizi Güneydoğu illerinin bir şehrinde veya köyünde yaşayan bir Kürt vatandaşı olarak kabul edin. Dağda gezen eşkıya zaman zaman köylere şehirlere iniyor. İnmese de sivil hayatın içinde dolaşan adamları seni gözlüyor. Katıldığın siyasi toplantılar kayda alınıyor. Ve sen kime oy vereceğin yönünde canın pahasına tehditler alıyorsun. Böyle bir ortamda seçim yapmak büyük risk.
Hükümet bütün kötü ihtimalleri hesaba katarak devlet çarkını işletmeye çalışıyor. Terör örgütü destekli parti ise seçim sırasında sergilediği söylem ve eylemlerle bir hakikati adeta gözümüzün içine soktu. Diyorlar ki ya bizi meclise taşırsınız ya da bizim meskenimiz dağlardır. Açıkça bir tehdit ve bir dayama değil mi? Say ki baraj altında kaldınız ne yapacaksınız? Dağa çıkacaklar ve yeniden dağ kanunlarına sarılacaklar.
Dağdan yönetilen partinin kurallara uymadığı için seçime katılması yasal olarak engellenmeliydi, belki seçimden sonra bir dava açılır da bu partinin oyları iptal edilir. Konu hukukçuların gündemine girmeli.
Şimdi size seçimlerden çıkabilecek başka bir ihtimalden söz edeceğim. HDP'nin seçimlerde barajı aşamayacağına inanıyorum. Bu durumda bölgede sağlam bir alt yapısı bulunan Hüda Par destekli bağımsız adayların bir kısmının veya tamamının Meclise girebileceğini düşünüyorum. Daha sonra onların da Meclis Grubu kurabilecekleri ihtimal dâhilindedir. Bu durum bölgeyi ilgilendiren yeni süreçleri başlatacaktır.
Başbakan Davutoğlu Diyarbakır Mitingi'nde muhatabı gözden geçireceğiz demişti. Sanırım bu konuyu demek istedi. Gelişmeleri yaşayıp göreceğiz.
Açılım sürecinin gerçek muhatabı İmralı Sakini idi. Ama bir çorbaya dönen HDP, özellikle Türk Komünistler ve son zamanlarda kendine yanaşan fırsatçı gruplar tarafından Apo by-pas edildi. Meclis'e girecek Hüda Par açılım sürecinde önemli bir ortak olacaktır. Bu seçimlerden çıkacak hayırlı neticelerden biri de sanırım bu olacaktır.
Bu yazıyı da yalın bir soruyla bitirelim. Pkk temsilcilerinin, çeşitli komünist fraksiyonların temsilcilerle girdiği Meclis'e Hizbullah tandanslı vekillerin girme hakkı var mı?
Elbette var, halktan yetkiyi alan herkes Meclis'e.