Hamd, Seni bize bahşedene… Hamd Sana kendi ismini verene… Salât ve selâm da O Vehhab'ın, O Rahmân'ın pak Rasûlüne olsun…
Yâ Şehr-i Ramazan! Hoş geldin hanemize, beldemize, şehrimize, ülkemize, dünyamıza…
Ey özelden de özel Yâr... Hoş geldin içimize, dışımıza, yazımıza, kışımıza…
Ey Rabbin kendi ismiyle isimlendirdiği Sevgili… Hoş geldin hüznümüze, neşemize, darlığımıza, varlığımıza… Hoş geldin yâ Şehr-i Ramazan, aşk ve muhabbet, bolluk ve bereket getirdin.
“Sadece ‘Ramazan' demeyiniz. Allah-ü Teala nasıl şehr-i Ramazan (Ramazan ayı) buyurmuş ise siz de öyle deyiniz.” buyurmuş Nebî (asv) senin için. Allah'ın isimlerindendir çünkü ismin, adına bile hürmetsizlik edilmez. Ve bu özel mevkiye rağmen bu kadar mütevazısın ya, işte bu tevazu müminleri Sana âşık ediyor.
Ey Sevgili! Sen gelince açılıyor göklerin kapıları… Kur'an senin içinde iniyor an be an… Melekler ve Ruh (as), senin içindeki bir gecede teşrif ediyorlar dünyaya. Sende oluyor her hikmetli iş… Ve sende gülüyor mazlumların yüzü. Zekât, fıtır sadakası, bir kap yemek, bir bardak su, bir sıcak ekmek derken gülümsüyor muhtaçlar, kâinata tebessüm tohumları saçılıyor seninle…
Ey güzellerden güzel yâr! İsminin bir anlamı da ‘yakan' demek. Ramazan'sın sen; Ramda vadisinin kızgın kumlarında işkenceden inleyen ve dilinden ‘Ehad! Ehad!” sözünden başka bir şey dökülmeyen Bilallerin hem ateşi, hem sabrısın. Bilal de Sana aşık olduğu için katlanmadı mı zaten bütün acılara? Tamam, özür dilerim, katlanmak dememeliydim. Bilal (r.a) Sana âşık olduğu için haz aldı Ramda vadisinde gördüğü işkencelerden.
Ey Ramazan! Ey yakan! Gel de yak, bizi yakmaya niyet etmiş nefsimizi, günahlarımızı, kötü amellerimizi. Ateş en iyi temizleyicidir, kirden iz bırakmaz. Gel de tertemiz et amel defterimizin kirlenmiş sayfalarını, gönüllerimizin kirli paslı yerlerini…
Ey Şehr-i Ramazan! Senin isminin bir anlamı da ‘yağmur'dur. İsminin tecellisini göster üzerimizde, temizle bizi… Serinlet ısınan, hararetlenen, yoldan çıkmaya meyilli nefsimizi… Sonra yeşert, içimizin toprağına attığımız salih amelli niyetlerimizi… Habbeyi ve nevayı çatlatan sensin. İçimizdeki muhabbet ve niyet tohumlarını meyveye döndür.
Ey Sevgili Ramazan! Ey manası yağmur olan… İşe yaramaz kayaçları eritip yollar açtığın, doğal güzellikler meydana getirdiğin gibi, erit içimizdeki gereksiz tüm sevgileri, duyguları, düşünceleri… Dağların arasından yollar, mağaraların içinde meskenler var ettiğin gibi, şerh et kalplerimizi ve davet et kalbimize, asıl Sahibini… O(cc) seni kırmaz. Et ki, inşirah olsun, iman olsun, huşu olsun, itaat olsun, aşk ve muhabbet olsun.
Hoş geldin, çok hoş geldin ey yakan yağmur ve ey serinleten ateş…