Siyonist işgal rejiminin katliamlarına, Türkiye'nin de somut adım atarak karşılık vermesi gerektiğini belirten Dinç, Filistin için harekette geçilmesi çağrısında bulundu.
Terörist işgal rejiminin Gazze ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırı ve katliamlarına verilen karşılığın sadece kınamayla sınırlı tutulmaması gerektiğinin altını çizen Dinç, bu konuda daha somut adımların atılması gerektiğine vurgu yaptı.
"Kürecik ve İncirlik üssü kapatılsın, diplomat kılıklı siyonist ajanlar defolup gitsin"
Terör şebekesine yönelik misillemelerin ABD'nin Türkiye'de bulunan üsleri tarafından engellendiğini belirten Dinç, ABD'nin Türkiye'de bulunan üslerinin varlığının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Dinç, başta Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılması olmak üzere Türkiye'nin bazı önemli adımlara öncülük yapması gerektiğini söyledi.
Adana ve Malatya'daki üslerin siyonist terör rejimini koruduğunu ifade eden Dinç, "Siyonist çetelere öfkemiz bitmeyecek. Yöneticilere çağrımız şudur: Başta Kürecik ve İncirlik üssü kapatılsın. Mısır'da Refah Sınır Kapısı açık kalsın. Siyonizm bir ırkçılık olarak kabul edilsin. Diplomat kılıklı siyonist ajanlar defolup gitsin. İşgalcilerle siyasi ve ekonomik ilişkiler kesilsin!" dedi.
"İmzalanan anlaşmalar askıya alınmalı, süreç içerisinde siyasi, askeri, ekonomik bütün ilişkiler kesilmelidir"
Türkiye hava sahası ve limanlarının siyonizmin hamisi ABD'ye kapatılması gerektiğini söyleyen Dinç, konuya ilişkin tavsiyelerini şu sözlerle sıraladı:
"Sınırsız ve şartsız her zaman verdiği destekten dolayı Malatya/Kürecik ve İncirlik başta olmak üzere tüm ABD üslerinin kapatılması ve işlenen cürümlerin üstünü örttüğü ve verdiği desteklerden dolayı kapatıldığının ilan edilmesi,
Siyonizm'in en kötü ırkçılık olduğunun, yaptıklarının insanlığa karşı suç ve soykırım olduğunun uluslararası platformlarda ısrarla dillendirilmesi ve bu suçlarının delillendirilmesi için uzman hukukçulardan oluşan ekipler oluşturulması,
İşledikleri cürümlerin uluslararası kamuoyuna duyurulması çalışmalarının kesintisiz devam ettirilmesi,
İşgalcilerin Türkiye'ye gönderdikleri diplomat kılıklı siyonist ajanların sınırdışı edilmesi ve işgal altındaki topraklara atanan diplomatların geri çağrılması,
İmzalanan anlaşmaların askıya alınması ve süreç içerisinde siyasi, diplomatik, askeri, ekonomik bütün ilişkilerin kesilmesi,
Hava sahasının ve limanlarının kapatılması,
Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısının sürekli açık tutulması konusunda Mısır yönetimine baskı yapılması,
Bütün İslam ülkelerinin 'Mescid-i Aksa ilk kıblemiz ve ortak davamızdır, oraya saldırıyı kendi topraklarımıza yapılmış saldırı olarak kabul ederiz' şeklinde açıklama yapması,
Müslüman halkların, yöneticilerine Kudüs'e ve el-Aksa'ya sahip çıkması için talepkâr ve ısrarlı olmaları gerekir."