HÜDA PAR Eğitim İşleri Başkanlığı, Coronavirus salgını sürecinde verilen eğitim-öğretim ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.
Beraberinde birçok 'endişe, tartışma ve değerlendirme' getiren EBA TV, mesleki liselerin gerekliliği, imam hatip liselerin durumu ve telafi eğitim ile ilgili önemli açıklamalarda ve önerilerde bulunan HÜDA PAR, telafi eğitiminin 1-30 Eylül arası, yeni eğitim yılının ise 1 Ekim'de başlamasının uygun olacağını kaydetti.
Eğitimin sadece okuma, yazma ve sınava hazırlanmaktan ibaret olmadığını, hayatın her alanını kuşattığı için eğitimin, her ortam ve şartlarda verilebileceği ifade eden HÜDA PAR, süreç içerisinde sadece EBA TV ile yetinildiğini, resmi ve özel TV'lerin eğitim sürecine dâhil edilmemesinin doğru olmadığını belirtti.
Uzaktan eğitimin örgün eğitim gibi olmadığına işaret edilen açıklamada, "Küresel çapta maruz kaldığımız Coronavirus salgını dünya genelinde alınan tedbirler çerçevesinde iş, eğitim ve sosyal ilişkiyi büyük oranda değiştirdi. Bu değişikliğe bağlı olarak aceleye getirilmiş veya kısmen düşünülmüş alternatifler üzerinden yeni düzenlemeler oluştu. Çalışma sistemi daha çok uzaktan ve online olarak ayarlandı, ayarlanmaya çalışıldı. Bu süreç, en çok eğitim akışını etkiledi. Okulların tedbirler çerçevesinde yüz yüze eğitime ara vermesi sebebiyle online ve EBA çerçeveli bir eğitim süreci hayatımıza ve evlerimize dahil oldu. Bu, beraberinde birçok 'endişe, tartışma ve değerlendirmeyi' getirdi. Okulların tatil edilmesiyle başlayan uzaktan eğitim süreci öğrencilere bir nebze fayda sağlasa da hiçbir zaman örgün eğitimin yerini tutamaz. Ayrıca öğretmenlerin uzaktan öğrencilere yaptığı destek çalışmasına öğrencilerin ilgisi az olmuştur. Yani uzaktan eğitim, normal eğitimin verdiği verimin çok altında bir verim sağlayabilmiştir." denildi.
"Şu an öğrencilerin yarısından azı EBA TV'ye ulaşabilmektedir"
EBA TV'ye ulaşamayan çok öğrencinin olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede, "EBA üzerinden yapılan uzaktan eğitim, yüz yüze eğitim gibi olmamakla beraber bu şartlarda yapılabilecek en iyi eğitim şeklidir. Ancak bu eğitim sisteminde de fırsat eşitliği çok azdır. Şu an öğrencilerin yarısından azı EBA TV'ye ulaşabilmektedir. Herkes internet, bilgisayar veya akıllı telefona sahip olmadığı için verilen imkânlardan yararlanamamaktadır." diye tespitte bulunuldu.
Değerlendirmede, "Ülkede TV yayınlarının yaygın olduğu göz önüne alınarak uydudan yayın yapmaya başlayan EBA ile birlikte resmi ve özel kanallar bu süreçte aktif hale getirilmeliydi. Çünkü her öğrencimizin evinde uydu olmadığından karasal yayın yapan resmi ve özel kanallardan da yayın yapılmalıydı. Bu dönemde TRT ve özel TV kanalları çocuklara yönelik moral-motivasyon programlarına ağırlık verebilirdi. Bu amaçla bazı müzelerin online ortamda gezintiye açılması olumlu bir adım olmuştur." ifadelerine yer verildi.
"Meslek liselerinin alt yapısı güçlendirilip cazip hale getirilmelidir"
Meslek liselerinin önemine vurgu yapılan açıklamada, "Meslek liselerinin önemi bu salgın hastalıktan dolayı bir kez daha ortaya çıktı. Mesleki dersler atölyelerde yapıldığı ve uygulamalı olduğu için uzaktan eğitimle bunu gerçekleştirme imkânı olamadı. Bunun için yapılması gereken, meslek odalarıyla anlaşıp, usta öğreticilerin gözetiminde öğrencilerin beceri derslerini telafi etmelerini sağlamaktır. Bu konuda öğrencilere maddi destek de verilmelidir. Meslek öğretiminin sadece mesleki liselerde değil, diğer liselerin de ders programlarına alınması, öğrencinin bir meslek edinebilmesi ve sorumluluk bilincini kazanması açısından önemlidir." diye ifade edildi.
Parti programında da bunu değinildiği hatırlatılan açıklamada, 'İlkokuldan sonra öğrencinin meslek seçimine yönlendirilmesi sağlanmalıdır.' ifadesi bu gerçeği ortaya koymaktadır. Hükümetin bu konuya ciddi anlamda eğilmesi gerekir. Bu amaçla meslek liselerinin alt yapısı güçlendirilip cazip hale getirilmelidir. Bunun veli ve öğrencilere iyi anlatılması çok önemlidir. Veliyi ve öğrenciyi 'niçin meslek lisesini tercih etmesi gerektiği' konusunda ikna etmelidir." denildi.
"Kur'an-ı Kerim ve Arapça derslerinde mutlaka telafi eğitimi görmeleri elzemdir"
İmam hatip okullarına ilişkin de değerlendirmelerin yapıldığı açıklama şöyle devam edildi:
İmam hatip okullarında dini eğitimin temeli olacak 9. sınıfların eğitimi ciddi manada eksik kaldı ve bir dönemin eksikliği ile bir üst sınıfa geçecek olan öğrencilerin özellikle Kur'an-ı Kerim ve Arapça derslerinde mutlaka telafi eğitimi görmeleri elzemdir. Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ve vakıflar bu konuda sorumluluk alıp tatilde belirlenecek bir program dâhilinde eksikliği telafi edebilirler.
Açıklamada, telafi eğitimi ile ilgili olarak şu öneriler sunuldu:
"-Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un 'Tüm öğrencilerin sınıf tekrarı yapmadan bir üst sınıfa geçecekler' açıklamasını şimdiden yapması talihsiz ve erken bir açıklama olarak görüyoruz.
-Okullar açılsa bile bu açıklama, öğrenciler üzerinde bir rehavet oluşturacağı için öğrenciyi derse motive etmeyi güçleştirecektir. Ayrıca okulların açılmasıyla oluşacak rehavet ortamı süreç içerisinde elde edilen kazanımları yok edebilir.
-Okulların temizlik durumu, sınıftaki oturma şekli, servislerle gidiş gelişlerdeki sıkıntılar, maske takmanın öğrenci üzerinde oluşturacağı psikolojik durum ve başka bölgelere mevsimlik işçi olarak çalışmaya gidecek ailelerin çocuklarının durumu göz önüne alındığında telafi eğitimi için Eylül ayı uygun olanıdır. Pandeminin gelecek eğitim-öğretim yılında da devam edebileceği ihtimali göz önünde bulundurulup, buna göre tedbirlerin alınması elzemdir.
-Telafi eğitiminin 1-30 Eylül arası yapılması ve 2020-2021 Eğitim-Öğretimi yılının 1 Ekim'de başlaması daha uygun olacaktır."