HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz’un katılımıyla partinin il teşkilatı tarafından iftar programı düzenlendi. Halkın yoğun ilgi gösterdiği iftar programına Mehmet Yavuz’un yanı sıra kentte faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları temsilcileri, siyasi parti temsilcileri de katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan iftar programı, HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat’ın açılış konuşması ile devam etti. Ardından HÜDA PAR sözcüsü Mehmet Yavuz gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Yavuz, Türkiye’yi idare etme makamında bulunan insanların siyaset ürettikleri ve politik bir adım attıkları zaman bunu husumete mi, yoksa selamet mi götüreceğini kestiremediklerinde felaketle karşı karşıya kalınacağını vurguladı.
Suriye’de yaşanan savaşı değerlendiren Yavuz, HÜDA PAR olarak İslami muhalefet misyonunun ve mükellefiyetinin gereği olarak insafsızca ve haksızca eleştirilerin odağı olmayı göze alarak Suriye konusunda öngörülerini defalarca dile getirdiklerini, silahlı bir mücadele ile Esed’in yönetimden uzaklaştırılmasının mümkün olmayacağını önceden ifade ettiklerini ve sonuç olarak bugün Suriye’nin içinde olduğu duruma dikkati çekti.
“Aman ha! Dikkat edin bunların ipiyle kuyuya inilmez”
Amerika ve Suriye’nin dostları olarak ifade edilen grubun Türkiye’yi yalnız bırakacaklarını belirten Yavuz, Beşar Esed’in ve Baas rejiminin güçlü bir yapısı olsa da sonuçları itibari ile Esad’ın arkasında uluslararası bir desteğin olduğunu ve bunun çok kolay olmayacağını daha önceden dile getirdiklerini söyledi.
Yavuz, “Suriye’nin başında halkına zulmeden bir diktatör vardı. Doğrudur, halen var. Bu diktatörün yerine halkın yönetime yansıması çok tabi bir durum. Çok masumane bir durum. Ama bunu yaparken, biz HÜDA PAR olarak avazımız çıktığı kadar bağırdık. Doğru bir şey yapıyorsunuz ama yanlış yol var. Yanlış yöntemler var. ABD’nin başını çektiği Suriye dostları denilen bu ülkelerin hiç biri ne Suriye’nin dostudur. Ne de Türkiye’nin dostudur. Aman ha! Dikkat edin bunların ipiyle kuyuya inilmez. Vallahi, billahi ve tallahi sizi satarlar. Yarı yolda bırakırlar. Defalarca Müslümanları yarı yolda bırakmışlar. Merhum Özal, Irak meselesinde ne demişti? ‘ Bir koyar üç alırız’ demişti. Ne oldu, felaket oldu. HÜDA PAR olarak üç yıldan beri aynı şeyi söylüyoruz. Lütfen sonuca bakın. Seni bir örgüt ile değiştirdi mi, seni sattı mı? Evet, net bir şekilde bu meydana geldi.” dedi.
HÜDA PAR’ın İslami muhalefet misyonunu ve mükellefiyetinin gereği olarak insafsızca ve haksızca eleştirilerin odağı olmayı göze alarak bu hakikati üç yıldır dile getirmeye çalıştığını da belirten Yavuz konuşmasına şöyle devam etti:
“Ey siyaset kurumu, neden bunu fark etmezsin? Niçin atacağın adımın hangi sonuçlara neden olacağını farkına varmazsın? Neden İslamî muhalefeti dinlemezsin? HÜDA PAR İslamî muhalefet misyonunun ve mükellefiyetinin gereği olarak insafsızca ve haksızca eleştirilerin odağı olmayı göze alarak bu hakikati üç yıldır dile getirmeye çalışıyor. Esed’in arkasındaki güçler ve Esed, öyle çok kolay gitmeyecek.”
Yavuz, Kur’an’dan uzaklaşıldığı zamanlarda savaşların, kan, gözyaşı, kaos ve çatışmanın insanlık aleminde eksik olmadığını vurgulayarak, “Kur’an-ı Kerim’in bir diğer adı da Furkan’dır. Furkan fark etmektir. Doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etmektir. Dolayısıyla bizler Kur’an-ı Kerim’e iman eden insanlar olarak sorunlarımızı fark etmek zorundayız. Bizim sorunlarımız nasıl, bunların çözüm yolları nelerdir diye mutlaka bunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bunu da Kur’an-ı Kerim’in bir diğer adı olan Furkan kelimesinin vasfının ve bir özelliğinin bir gereği olarak dile getirmek zorundayız.” diye konuştu.
“Siyaset kurumu atacağı adımın sonuçlarını kestiremezse felaket olur”
Yavuz, “Siyaset kurumu atacağı adımın sonuçlarını kestiremezse felaket olur. İdare makamında bulunan insanlar, siyaset ürettikleri zaman bir politik adım attıkları zaman bunu husumete mi yoksa selamet mi Götüreceğini kestiremezlerse felaketle karşı karşıya kalırız. Çok fazla uzağa gitmeden önce kendi evimizin içinden başlayalım. Çözüm süreci için politik bir adım atıldı. Silahlı örgütün silahları bırakması üzerine bir anlayış bir siyaset geliştirildi. Hem Türkiye kamuoyu buna inandırıldı hem de hükümet bunun üzerinden bir siyaset inşa etti. Ancak gelinen aşamada gördük ki, bütün uyarılarımıza rağmen bu coğrafyayı çok iyi tanıdığını düşünen siyaset sahnesinde yerini alan HÜDA PAR’ın ve diğer çevrelerin çok şiddetli uyarılarına rağmen bu siyaset üzerine adımlar atıldı. İşte sonucu hep beraber görüyoruz. Maalesef felaket oldu.” ifadelerini kullandı.
Sadece bir ırk, sadece bir dil ön plana çıkarıldı
İsim vermeden PKK ve yandaşlarının Kürt meselesinin sadece bir sonucu olduğunu belirten Yavuz, “Silahlı örgüt veyahut yandaşları bu meselenin sadece sonuçlardır, sebepleri değildir. Onun için HÜDA PAR olarak başından beri diyoruz ki mesele yanlış bir zemin üzerinden yürüyor. Siz bu meseleyi sadece bir örgütün silah bırakmasına endekslerseniz ve bu halkın 93 yıl önce bozulan kardeşliğini yeniden tesis etmek için sorunu kaynağından çözmeye çalışmazsanız işte böyle çözümsüzlük olur. Sistem iki sacayağı üzerine oturdu: Laiklik ve Türkçülük. Maalesef yanlış uygulanan, dine karşı konumlanan anlayışı içerisinde Laiklik uygulaması altında memleketin hem batısında hem de doğusunda İslamî kesimlere ağır baskılar uygulandı. Birçok insan hak etmediği halde yargısız infazlara tabi tutuldu. İdam ve darağaçlarına gönderildi. Türkçülük üzerinden ise maalesef bu memleketin ana gerçekleri, dokusunu sağlayan farklılıklar yok sayıldı. Sadece bir ırk, sadece bir dil ön plana çıkarıldı. Zenginliğimizin kaynağı olan ve bin yıldan beridir kardeşliğin esasını teşkil eden farklılıklar ise yok sayıldı. İşte meselenin özü ve esası budur.” değerlendirmesinde bulundu.
Son olarak ebeveynlere de seslenen Yavuz, “Çocuklarınız sizinle 10 dakika sohbet etmekten sıkılırken, saatlerce bilgisayar başında oturabiliyorsa, burada bir sıkıntı vardır. O yüzden çocuklarımızla daha fazla ilgilenelim. Çünkü geleceğimizi inşa edecek olan çocuklarımızdır.” diye konuştu.
Özlem Ajans sanatçılarının ilahiler seslendirdiği program, yapılan dua ile sona erdi (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)