HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları Teşkilatı, "Gençlik Şöleni" kapsamında Belgrad Ormanı'nda düzenlediği programda gençleri bir araya getirdi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun da katıldığı programda gençler, gönüllerince eğlendi.
Güllerle karşılanan Yapıcıoğlu; masa tenisi oynadı, penaltı atışı düzenledi. Gençlerle muhabbet eden Yapıcıoğlu, daha sonra gençlerin sorularını yanıtladı.
"Kendi kıymetinizin farkında olun çünkü gerçekten bu işin şuurunda, bilincinde olan ve bu işi yapmaya çalışan insanların sayısı çok azdır"
Yapılan programda gençlerle bir araya gelen Yapıcıoğlu yaptığı konuşmada, "Sevgili gençler, durumun farkında olalım. İfsad projelerinin ne yapmaya çalıştığını bilen gençler olarak sizin sorumluluğunuz büyüktür. Samimiytin azaldığı, insanların alabildiğince dünyevileştiği ve maddileştiği bir zaman diliminde insanın iki yönlü olduğunu bilen gençler olarak yani iki kanatla ancak uçabileceğini bilen gençler olarak; insanın sadece maddeden ibaret olmadığını bir de işin manevi olduğu, ruhunun doyurulması gerektiğini bilen gençler olarak sizin en büyük sorumluluğunuz ortaya iyi bir örneklik koymaktır, koyabilmektir. Kendi kıymetinizin farkında olun çünkü gerçekten bu işin şuurunda, bilincinde olan ve bu işi yapmaya çalışan insanların sayısı çok azdır. Az olan şey değerlidir. Çakıl taşı çoktur, kıymeti yoktur. Ama yakut, zümrüt gibi değerli taşlar çok az olduğu için değerlidir. Altın belki diğer bazı madenlere göre daha yumuşaktır; onun değeri sadece renginin sarı olmasından gelmiyor. Altının değerli olmasının nedeni onun az bulunur birşey olmasıdır. Siz kendi değerinizin farkında olun. İşin bilincinde olan, kendisini tamamen akıntıya bırakmamış ya da rüzgarın önündeki kuru yaprak gibi sağa sola savrulmayan gençler değerli gençlerdir. Sadece bedenini doyurmaya çalışan maddi yönden meselelere yaklaşıp o yönüyle kendisini geliştirmeye ya da o yöndeki ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan gençlerden farklı olarak işin mana ve manevi boyutunu idrak eden ve o yönde kendisini geliştirmeye çalışan gençler olarak ayrışıyorsunuz. Bu duruşunuzu, renginizi, kokunuzu diğer gençlere vermek gibi bir sorumluluğunuz var. Bunu nasıl yapabileceğiz? Bunun için şunu unutmayın; insanlara bu durumu sözle anlatmaktan ziyade yaşantınızla yani kavli değil fiili olarak kendi davranışlarınızla bunu topluma ve kendi akranlarınıza göstermeniz gerekir." dedi.
"Günde en az bir saatinizi okumaya ayırın"
Gençlerin kendilerini iyi yetiştirmek için her gün okumaya zaman ayırması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Az da olsa iki sayfadan ne çıkar demeyin. Az da olsa mutlaka ama mutlaka hergün birşeyler okuyun. 2 sayfa demişken bunu tembelliğe vurup iki sayfa yeter demeyin. Okumaya zaman bulmadığınızda minimum iki sayfa ama eğer zamanınız varsa günde en az bir saatinizi okumaya ayırın. Bir saatlik hızınız neye yetiyorsa okuyun. Hem kendinizi hem toplumu hem de akranlarınzla bir araya geldiğinizde onların teşhis edebildiğiniz kadarıyla ihtiyaç hissettikleri şeyler neyse o konuda kendinizi iyi yetiştirin." ifadelerini kullandı. (İLKHA)