Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam'a yönelik hadsiz ifadelerini kınamak üzere HÜDA PAR Ankara İl Başkanlığı, Hacı Bayram Veli Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasına HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir de katıldı.
Basın açıklaması HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Şehzade Demir'in, yaptığı açılış konuşmasıyla başladı.
Demir, "Geldiğimiz süreç itibarıyla Müslümanlar bu dönemde ancak acılar üzerine bir araya gelmektedir. Bu da bizim en fazla üzüntüsünü duyduğumuz hususlardan bir tanesidir. Fransa şahsında Avrupa ve Avrupa ülkeleri İslam’a büyük bir savaş açmışlardır. Bu tür olaylar aslında İslam ümmetinin durumunu ortaya koyan birer aynadır çünkü biz bu olaylar üzerinden kendi dağınıklığımızı, parçalanmışlığımızı ve zayıflığımızı okuyabiliyoruz. İslam’a hakaret etmek haşa İslam dinini sorunların temeli olarak görmek, Peygamber Efendimize hakaret etmek, İslam’ın en kutsi değerlerini hiçe saymak kadar büyük bir olay var mıdır ki bugün İslam ümmeti hiçbir şekilde bu konuda tepki ortaya koyamamaktadır. Böyle ciddi olaylar için dahi bir araya gelememektedir. Bu bizim durumumuzu gösteren net bir aynadır. Çözüm bulmamız gereken husus budur. Avrupa, Amerika, Emperyalizm, küresel güçler her zaman bizim düşmanımız olmuştur. Her zaman düşmanımız olarak kalmaya devam edecektir." dedi.
"Avrupa medeniyetleri başka toplumların felaketleri üzerine kuruludur"
Aliya İzzetbegoviç’in "Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır." sözünü hatırlatan Demir, "Onların medeniyetleri sadece kenti toplumlarının medeniyeti üzerinedir. Onlar kendi medeniyetlerini kendi toplumların saadeti, mutluluğu ve refahı için inşa ederler. Onların medeniyetleri başka toplumların felaketleri üzerine kuruludur. Fransa’nın bu gün geldiği nokta yüzyıllardan beri yaptığı sömürü ve zulümlerden dolayıdır. Halen Afrika’nın kaç tane ülkesinden sömürü ve haraç aldığını hepimiz biliyoruz. Cezayir ve Afrika’nın birçok ülkesinde yaptığı zülüm ve katliamları hepimiz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla onlar hiçbir zaman medeni olmamıştır. Onlar hiçbir zaman insanlığın dostu olmamıştır. Onlar sadece kendi insanlarının dostlarıdırlar. Bunu hepimizin iyi görmesi lazım, Avrupa’nın hiçbir zaman İslam dostu olamayacağını hepimizin net bir şekilde görmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Demir, "İslam ümmetinden neredeyse hiçbir tepki yoktur aslında üzülmemiz gereken budur. Bizleri üzen Fransa’nın hakareti, Charlie Hebdo dergisinin yaptığı hakaretler, Amerika’nın yaptıkları değildir. Üzüntümüz en önemli husus İslam ümmetinin içeresinde bulunduğu acizlik ve zaaftır. Sayın Erdoğan’ın bu husus üzerine ‘İslam ümmeti istişare yapmalıdır’ sözü anlamlıdır. Biz de bunun altına imzamızı atıyoruz ancak bu sözün gereğini yerine getirmek lazım. İslam ümmetini bir araya getirebilecek, çok ciddi tepkileri doğurabilecek birliktelikleri oluşturabilmek adına Türkiye’nin çok daha ciddi ve çok daha etkin adımlar atması lazım."
"Söz konusu İslam olunca Fransa’nın bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşür"
Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Ankara İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Muhammed Bilmez ise Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve engellemelerin, fiziki saldırılara ve aleni bir düşmanlığa dönüştüğünü kaydetti.
Bilmez, "Sözde demokrasisi ve özgürlükleri ile övünen Fransa, bu düşmanlık ve ötekileştirme furyasının başını çekmektedir. Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca, bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları haklarından mahrum edebilmektedir. Fransa’nın Toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam’a karşı olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüştür." dedi.
"Fransa, Afrika’nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş"
Fransa’nın hem insanlığa hem de İslam’a karşı sicilinin çok bozuk olduğu belirten Bilmez, "Son iki asırda başta Cezayir olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş, yüzbinlerce Müslümanı katlederek soykırım uygulamıştır. Şu andaki refah ve zenginliğini halen sömürmekte olduğu İslam topraklarına borçludur. Müslümanlar bunların hiç birini unutmuş değildir. Fransa halen bunların hesabını vermemiştir. Aynı şekilde önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon gibi Afrika ülkeleri Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerdir." diye konuştu.
"Fransa, İslam’a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü"
Bilmez, "Afrika’da Müslümanlara karşı uygulamış olduğu tekniklerin bir benzerini kendi ülkesindeki Müslümanlara karşı uygulamaya çalışmaktadır. Her türlü misyonerlik ve ifsat faaliyetleriyle dinlerinden koparamadığı Müslümanlara ‘terör ve aşırılıkla mücadele’ adı altında her türlü baskı ve ayrımcılığı yapmakta, Charlie Hebdo gibi İslam düşmanı basın ve medyayı himaye ederek onları cesaretlendirmektedir. 2015 yılında Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıların ardından çıkarılan OHAL ve Terörle Mücadele Yasası, İslam’a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü. Okullarda başörtü, çarşı ve pazarda ‘burka ve peçe’ yasaklandı. Müslümanların cami, dernek, lokal, okul gibi kurumların kapatılmasını adli makamların elinden alarak valilerin keyfi kararlarına bırakıldı." ifadelerini kullandı.
"Fransa’da onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi"
Fransa’da Müslümanlara karşı yapılan zulümleri aktaran Bilmez, açıklamanın devamında şunları söyledi:
"23 ay süren OHAL ve ardından çıkarılan ‘Ayrımcılıkla Mücadele Kanunu’ ile 152 kafe, 15 mescit, 12 kültür merkezi ve 4 okul kapatıldı. Onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi. Müslümanlar her tarafta ayrımcı şiddet ve tacizlere uğradı. Fransız Kamuoyu Görüşü Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, yaklaşık her iki Müslümandan biri, tesettürlü kadınların yüzde 60’ı hayatlarında en az bir defa ayrımcılığa maruz kalırken, ömürleri boyunca hiç başörtüsü takmayan kadınların yüzde 44’ü de bu ayrımcılığa uğramaktan kurtulamadı. 14 Ekim tarihinde kanunlara uygun faaliyet yürüten İslami yardım kuruluşu Barakacity'in Paris’teki merkezine ve kurumun başkanı İdris Sihamedi'nin evine Fransız polisi şafak vaktinde baskın yaptı. Barakcity’e yapılan baskında merkezin kapıları kırıldı, güvenlik kameraları parçalandı, mescit olarak kullanılan bölüm darmadağın edildi. Evinde ve ailesinin gözü önünde gözaltına alınan Sihamedi'ye, hanımına, 4 ve 9 yaşındaki kızlarına polis şiddet uyguladı. Oysa Barakacity sadece bir yardım kuruluşudur."
"Macron, ‘Fransa Müslümanı’ adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır"
Bilmez, "Fransa’daki bütün cami, lokal, okul ve kurumlar izin, her türlü kontrol ve ağır denetimlere tabi tutulmaktadır. İslam’a ve kutsal değerlerine her türlü hakaret ve düşmanlık himaye görürken, Filistin’i işgal eden, Filistin halkına soykırım uygulayan Siyonist rejimi eleştirmek ise antisemitizm diye yasaklanmıştır. Bununla birlikte Fransa başkanı Macron, ‘Fransa Müslümanı’ adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanı ise market raflarında ‘helal gıda’ reyonunun bulunmasını hazmedemediğini, Charlie Hebdo’nun rezil karikatürlerinin okullarda öğrencilere gösterileceğini ve kitaplara girebileceğini söylemektedir." ifadelerine yer verdi.
"Avrupa ve Fransa, İslam’a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır"
Açıklamanın sonunda Bilmez, "Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekûn bir savaştır. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam’ı Batı’da yok etme projesinin bir parçasıdır. Avrupa ve Fransa, İslam’a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam’a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır. İzzet ve irade sahibi İslam ülkeleri, Fransa’nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçmeli, dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’da artışa geçen İslam düşmanlığını lanetliyoruz. Avrupa İslam’a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir." şeklinde belirtti.
Basın açıklaması Molla Ahmet Gürceğiz’in yaptığı dualarla suna erdi.