Coronavirus salgını yüzünden en çok kaygı duyulan konuların başında tarımsal üretim ve gıda tedarik zincirinde yaşanması muhtemel sıkıntılar geliyor.
Birleşik Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yılın verimli geçeceğinin düşünülmesine rağmen Coronavirus’e karşı alınan önlemler yüzünden kimi ülkelerde gıda sıkıntısının yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Uzmanlar, tarım sektörüne yönelik alınması gereken önlemler ve ortaya çıkabilecek sorunlar hakkında uyarılarda bulunuyor.
HÜDA PAR Mardin İl Başkanı İsmail Çevik, konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu. İl Başkanı Çevik, tarladan sofraya uzanan zincirin en temel halkasının tarım alanı olduğuna dikkat çekerek bu halkanın sağlamlaştırmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Çevik, “Coronavirus sebebiyle birçok sektörde üretim neredeyse durma noktasına geldi. Ancak en önemli sektör olan tarımın geleceği hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle salgının ne kadar süreceği belli olmadığı için tarımda üretimin aksamaması ve tedbir almak bir gerekliliktir. Türkiye’de yazlık ürünlerin ‘ekim’ döneminin başladığı bugünlerde sokağa çıkmayı azaltmaya yönelik önlemler alındığını görüyoruz. Elbette halkımızın genel selameti için bu gerekli ve yapılması gerekir. Tabi bunu yaparken geleceği ilgilendiren meselelere yönelmek de gerekir. Toplumun temel ihtiyacı olan tarım alanında, özellikle çiftçilerimizin temel ihtiyacı olan gübre, tohum ve ilaç gibi maliyetlerin tedariki konusunda çiftçilerimiz desteklenmelidir.” dedi.
Özellikle virüsle birlikte dövizdeki kur yükselişine bağlı olarak artan üretim maliyetlerine karşı üreticilerin desteklenmesi gerektiğini belirten Çevik, yurtiçinde hasadı yapılan ürünlerin de zamanında ve uygun fiyata tüketiciye ulaştırılması gerektiğini anlattı.
Çevik, “Örneğin yurt içindeki ucuza mal olan mazotun bedava verilmesi, elektrik gibi kangren haline gelen borçların silinmesi, tarım sektörüne canlılık ve ivme kazandıracaktır. Tarımsal üretim için ekim ve sulama mevsiminin başladığı bu zaman diliminde tarımsal elektrik birim fiyatları da gözden geçirilerek düşürülmeli, en azından bu sezona mahsus olmak üzere elektrik faturaları bedava olmalıdır.” diye konuştu.
Salgın dönemlerinde toplum için sağlıktan sonra belki de en önemli alanın tarım geldiğini kaydeden Çevik, şöyle dedi:
“Salgınla birlikte bazı sektörlere yönelik vergi ve borç ötelemeleri, maddi destek gibi maddeler içeren Ekonomik destek Paketi’nde tarıma yer verilmemesi bir öngörüsüzlük olarak değerlendirilebilir. Özellikle bu mevsimde tarım sektörü açısından tam da ‘ekim’ zamanıdır. Dolayısıyla bu faaliyetlerin, ekimin bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Eğer bu konuda yetersiz kalınır ve yapılmazsa birkaç ay sonra raflarda bu sektöre bağlı birçok ürün sıkıntısı olacaktır.”
“Hasat zamanı gelmiş ürünlerin mutlaka hasat edilmesi ve pazara sunulması gerekiyor.” diyen Çevik, “Aynı şekilde yaz sezonunda tüketeceğimiz tahılın, sebzenin şu anda ekim ve dikiminin yapılması lazım. Eğer biz tahılın ekimini yapmazsak, tahıl ürünlerine bağlı tüm mahsullerde bir dar boğazlık yaşarız. Bunun yanında biber, domates, patlıcan, kabak, salatalık gibi ürünlerin dikimini şu dönemde yapamazsak iki ay sonra üç ay sonra bunların sıkıntısını yaşayacağız. Piyasaya çıkacak olan da yetersiz olacağı için halkın bütçesini çok aşacaktır.” dedi.
Şu an ürünü elinde olan çiftçinin de bir şekilde desteklenmesi gerektiğini aktaran Çevik, “Zira üretici ancak kendi ürününü satarsa üretime devam edebilir. Para kazanması lazım ki işini devam ettirebilsin. Şimdi ise çiftçiler için alınan temel ihtiyaçlar daha da pahalı hale geldi. Onları alıp üretime devam edecek gücü bulacak pozisyonda değildir. Bu nedenle devletin bu aşamada özellikle tohum, fide, gübre, ilaç, mazot gibi ekim işinde temel giderleri olan ana kalemleri destekleyerek karşılaması sadece çiftçiler için değil, toplum için de hayati önem taşımaktadır.” dedi.
HÜDA PAR olarak; tarımda kendine ‘yeterliliğin’ çok mühim olduğunu hep ifade ettiklerini hatırlatan Çevik, bu önemin bugün bir kat daha arttığını söyledi.
Çevik, “Bu virüs, bunu bir kez daha göstermiş oldu. Tarımsal üretim, paylaşım ve dağıtım sadece belirli şirketlere bırakılamayacak kadar önemli bir faaliyetken bugün buna çok daha fazla yönelmek gerekir. Yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Sosyal dokuya baktığımızda; küçük çiftçi ‘ekim’ işinden çekilmek zorunda kalıyor. Çünkü şu anda tohum, gübre, elektrik ve işçilik maliyeti neredeyse bir çiftçinin toplam gelirinin yüzde 80’ine denk geliyor. Bunun üzerine; özelde tahıl ambarı olan bölgenin çiftçilerine verilen elektrik cezalarıyla birlikte kâr yerine zarara dönüşüyor. Küçük çiftçi doğal olarak bunu karşılayamıyor ve çekilmek zorunda kalıyor.” dedi.
Çevik, son olarak, “Sonuç olarak; HÜDA PAR, kendisine düşecek her türlü fedakârlığa hazır olduğunu ifade eder. Milletimizi rahatlatacak ve atılması gereken tüm adımlar halkımızın geleceği ve zorluk çekmemeleri adına yapılması gerekir. Bu konuda tüm siyasi partiler ve özelde devlet kademesinin işleyişini elinde bulunduranlar çok daha sorumluluk altındadırlar. Bu yönüyle tarımdaki sıkıntıları nazarlara sunmaya çalışıyoruz. Çiftçi çalışmazsa tarım olmaz, tarım olmazsa yaşam olmaz.” ifadelerini kullandı.
İLKHA