HÜDA PAR Sözcüsü Demir: "Yaşanan ekonomik sorunlar ciddi travmalara yol açıyor"

Ekonomi politikaları toplum gerçekliğine göre belirlenmesi gerektiğini belirten HÜDA PAR Sözcüsü ve Genel Sekreteri Şehzade Demir, "Devlet, vatandaşın yaşadığı sıkıntıları görmeli ve çözüme yönelik politikalar geliştirmelidir." dedi.

HÜDA PAR Sözcüsü ve Genel Sekreteri Şehzade Demir, iç gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Değerlendirmede hükümetin ekonomi politikası eleştirilirken sorunların çözümüne yönelik önemli çağrılara yer verildi.

HÜDA PAR Sözcüsü Demir, yaptığı haftalık iç gündem değerlendirmesinde ayrıca işsizlik ve toplumsal neticeleri, aile bakanlığının yanlış politikaları, Bahçesaray'da yaşanan çığ felaketi ve alınacak tedbirler ilgili tavsiyelerde bulundu.

"Kamu zamları ve vatandaşın düşen alım gücü"

TÜİK'in açıkladığı aylık enflasyon verilerini değerlendiren Demir, "Açıklanan TÜİK verilerine göre yılın ilk aylık enflasyonu yüzde 1,35'le beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 12,15 oranında yükselen enflasyon oranını gıda ürünleri ve özellikle sebze fiyatları arttırdı. Bu arada kamu kaynaklı zamlar da yağmaya devam etmektedir. Ulaşım sektöründen köprü, tünel ve otobanlara yapılan yüksek zamların ardından YKS sınavı ücretlerine de yüzde 40 oranında bir zam yapıldı. Ulaşıma yapılan bu astronomik zamlar, maliyet boyutu itibarıyla gıda enflasyonunu da etkileyecek ve vatandaşın sofrasına yansıyacaktır. Ekonomik kriz ve işsizlikle boğuşan toplumdan bu zamlara ciddi tepkiler gelmektedir. Enflasyonu tek haneye indirmeyi, akabinde yüzde 5'lere kadar düşürmeyi taahhüt eden hükümet, yaptığı zamlarla bu hedefin önünü bizzat kendisi kesmektedir." dedi.

"Ekonomi politikaları toplum gerçekliğine göre belirlenmelidir"

Hayat pahalılığının dar gelirli vatandaşları zorladığına dikkatleri çeken Demir, "Özellikle düşük gelirli kesimlerin hayat pahalılığı nedeniyle yaşadığı zorlukların önüne geçmesi beklenen hükümet, her geçen gün bu pozisyonundan uzaklaşmaktadır. Dar gelirli kesimlerin alım gücü her geçen gün düşerken, millî gelirden yüksek miktarda pay alan kesimin payı daha da büyümektedir. Gelir dağılımı ve vergi toplanmasındaki adaletsizlik de her geçen büyüyerek tahammül edilemez bir noktaya çıkmaktadır. Bunun paralelinde toplumsal huzursuzluk da ciddi olarak büyümektedir. Hayat pahalılığının iç huzuru tehdit eden bir boyutunun olduğu hakikatinden hareketle; ekonomi yönetimini dar gelirli insanlarımızın halini görmeye ve anlamaya davet ediyoruz. Ekonomi politikaları toplum gerçekliğine göre belirlenmelidir." ifadelerini kullandı.

İşsizlik ve toplumsal neticeleri

"Çocuklarım aç" diyerek Hatay Valiliği önünde üzerine benzin dökerek kendini ateşe veren şahsı hatırlatan Demir, "Yapılan müdahale sonrasında ilkin kurtarıldıysa da daha sonra yaşadığı kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği ifade edildi. Toplumun vicdanını yaralayan bu olay, kısa bir süre önce yine Türkiye'nin muhtelif yerlerinde yaşanan siyanürlü intihar vakaları ile birlikte değerlendirildiğinde yaşanan ekonomik ve sosyal sorunların artık ciddi travmalara yol açtığı ve trajik olaylara neden olduğu açıkça görülmektedir." şeklinde konuştu.

"Devlet, vatandaşın yaşadığı sıkıntıları görmeli ve çözüme yönelik politikalar geliştirmelidir"

Verginin halkı yoksullaştırdığına vurgu yapan Demir, "İşsizlik rakamlarındaki yükseliş, nitelikli gençlerin bile iş bulamaması veya atanamaması, ihraçlar, asgari ücretli işçilerin geçinememesi, gıda, enerji, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara yapılan fahiş zamlar, ülkenin vergi cennetine dönüştürülmesi yoksulluğun tavan yapmasına neden olmuş, özellikle dar gelirli vatandaşlar için tahammül sınırlarını zorlamıştır.  Yaşanan sıkıntılara ve toplumsal travmalara rağmen ekonomi yönetiminin krizi görmezden gelmeye devam etmesi, çözüm arayışlarının da önünü kapatmakta ve dar gelirli vatandaşların sıkıntılarını okumalarını engellemektedir. Bu anlamda devlet, bir an önce yanlıştan dönerek vatandaşın yaşadığı sıkıntıları görmeli ve çözüme yönelik politikalar geliştirmelidir." ifadelerine yer verdi.

"Aile Bakanlığı niye harekete geçmiyor?"

Aile kurumunu derinden sarsan aile ile ilgili sorunlu mevzuatın, toplumu tehdit etmeye devam ettiğini hatırlatan Demir, "6284 sayılı yasanın sınırsız nafaka, kadının beyanının esas alınması ve erken yaşta evlenenlerin cezalandırılması gibi düzenlemeleri toplumumuzun kimyasını bozmaya devam ettiği halde hükümetin halen bu konularda harekete geçme niyetinde olmadığı görülmektedir. Evliliğin zorlaştırılması, evlilik dışı ilişkilerin, ahlaksızlık ve flört kültürünün teşvik edilmesi, anneliğin itici hale getirilmeye çalışılması gibi toplumumuzun asla kabul edemeyeceği hususlar nedeniyle boşanma oranlarında bir patlama yaşanırken evlilik yaşı da her geçen gün biraz daha yükselmektedir." dedi.

Aile bakanlığının aileyi yok eden politikalara karşı suskun kalışını eleştiren Demir, "Görevi aile kurumunu muhafaza etmek olan Aile Bakanlığının bu ciddi sorunlara karşı halen harekete geçmemesi ve aileyi korumaya yönelik tedbirler geliştirmemesi düşündürücüdür. Ne Aile Bakanlığı ne de ilgili diğer kurumlar tarafından evliliğin teşvikine yönelik ekonomik ve sosyal hiçbir çalışma yürütülmemektedir. Yaşanan olumsuz sürecin tahribatlarının telafisi mümkün olmayacak noktaya gelmesini önlemek için Aile Bakanlığı başta olmak üzere hükümeti bir seferberlik anlayışıyla harekete geçmeye davet ediyoruz. Sorunlu mevzuatın değiştirilmesi, ailenin korunmasına yönelik tedbirler alınması, evliliğin teşvik edilerek kolaylaştırılması, evlilik dışı ilişkileri önleyici tedbirler başta olmak üzere bir 'değerler paketi'nin hayata geçirilmesi toplumsal bir taleptir." çağrısında bulundu.

"Bahçesaray'ın adı felaketlerle anılmasın"

Elâzığ'da yaşanan deprem sonrası bu kez Van-Bahçesaray yolunda yaşanan çığ felaketinde hayatını kaybeden 41 kişi ile yaralanan 80 kişinin herkesi derinden üzdüğünü söyleyen Demir, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

Doğal afetleri tümüyle engellemek mümkün değilse de yol açtıkları can ve mal kayıplarını asgari düzeye indirgemek mümkündür. Çığ felaketinin yaşandığı Bahçesaray yolu neredeyse her yıl benzer haberlerle gündeme gelmektedir. Coğrafi şartların çetin kış şartlarıyla birleşmesi, ilçe yolunun kapanmasına ve uzun süre dünya ile bağlantısının kesilmesine sebep olmaktadır. Yol güzergâhındaki kritik noktalarda yaşanan ve her yıl tekrarlanan çığ felaketleri de ölümlere sebebiyet vermektedir.

Son olarak tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Demir, "Hem afetlerin önüne geçmek hem de Bahçesaray'da yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarının giderilmesi için yol güzergahının değiştirilmesi dahil her türlü tedbirin ivedilikle alınması ve Bahçesaray'ın bu sıkıntıdan kurtarılması gerekir. Bu vesileyle felakete maruz kalıp vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Allah bir daha bu tür felaketler yaşatmasın." şeklinde konuştu.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri

HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi
HÜDA PAR'dan TV dizilerindeki pervasızlığa tepki
HÜDA PAR: Kürt meselesinin araçsallaştırılmasına artık müsaade edilmemeli!
HÜDA PAR, siyonistlerle ticaretin devam ettiği iddialarına ilişkin Meclis'e soru önergesi verdi
CHP'nin bize karşı yapıp ettiklerine karşı onlara yapılana 'oh olsun' demeyiz!