Çoğumuz partinin yeterince tanıtım yapamayışından, insanların partinin amaçlarını bilmeyişinden şikâyetçi olurduk. Ama görülüyor ki hiç beklemediğimiz kendisine muhtemelen hiç tebliğ yapılmamış bir siyasetçi bile Hüda Par'ı çok iyi tanıyormuş.
1979 da Ayasofya'yı gezerken Pakistanlı bir turist grubu ile karşılaştım. İngilizcemi geliştirmek için turistlerle konuşmayı seviyordum. Asıl maksat konuşup İngilizceyi geliştirmek olsa da gücümüz yettiğince tebliğ yapmayı da ihmal etmiyordum.
Pakistanlıya “Sen Ziyaül Hak'tan yana mısın? yoksa Butto'dan mı?” Dedim. Cevaben “yoksa sen şunu mu sormak istiyorsun. Demirel mi yoksa Erbakan mı desteklenmeli”. Evet dedim, fark etmez dediğin gibi olsun. Erbakan mı Demirel mi? dedim. Tabi ki, Demirel dedi. Daha ben nedenini sormadan başladı anlatmaya “Erbakan çok iyi bir Müslümandır, İslamiyet için çalışır. Fakat iktidar olma şansı nerdeyse yok gibi. Erbakan'a verilecek oylar boşuna gider. Demirel bu yüzden desteklenmeli” dedi.
O zaman hayret etmiştim. Demek ki dünyanın her yerinde aynı durum mevcutmuş. Demirelciler, yani ABD'ciler, yani liberal laik Müslümanlar(!) ile Erbakancılar, yani Şeriat-ı garrayı Muhammediyeyi her şeyin üstünde tutanlar.
Şeriatın gelmesinden korkanlar bunu şantaj aracı olarak kullanmaya kalkıyor. Sanki “şeriat” yokmuş gibi. Sanki bu ülkede “şeriat” uygulanmıyor da şeriatın gelmesinden sakındırıyorlar. Hukukçu kimliğimle söylüyorum, Türkiye zaten şeriatla idare ediliyor. Zira her devletin bir şeriatı (hukuku) olma mecburiyeti vardır. Bu yüzden bu devlet hiçbir zaman şeriatsız kalmadı, kalamaz da. Şeriatın kaldırıldığını savunanlar yalan söyleyip halkı kandırıyorlar. Şeriat sadece değiştirildi. Hz. Muhammedin şeriatı ilga edilerek yerine muharref Hristiyanlık şeriatı tatbikata konuldu.
Basit bir örnek; madem laiklik uygulanacak ve hiçbir din yönetimde esas alınmayacaktı, neden Cuma tatil olmaktan çıkartılınca yerine PERŞEMBE tatil ilan edilmedi. Perşembe bildiğim kadarı ile hiçbir dinin tatil günü değildir. Bu da laiklik dininin özel tatil günü olurdu!
Madem bütün dinlere mesafeli olunacak yani dinsizlik esas alınacak neden bu toplum kendine sıfırdan kanunlar ihdas etmedi? Ya da Afrika'da bildiğim kadarı ile hala hiçbir dini tanımayan topluluklar var onların kanunları getirilmedi? Onlar alınmış olsaydı gerçekten hiçbir dinin şeriatına uyulmadığına inanabilirdik.
Kısaca ben Hüda Par'ın çok da tanınıp bilinmediğini düşünmüyorum. Maalesef birileri bir yandan aziz İslam'ı tahrife çalışırken hazır tahrif edilmiş bir şeriattan ayrılmak istemiyorlar. Ama Müslümanlar bütün güçleri ile kendilerine ait olmayan bir şeriat yerine kendi şeriatları için azami çabayı sürdüreceklerdir. Allah çabalarını arttırsın ve zaferle neticelendirsin. İnşaallah.