Türkler, Araplar ve Farslar, Kürtlerin abisi değildirler. Dördü de eşit kardeşler ve aynı statüye sahiptirler. Başta Rabbimiz bizi eşit yaratmış ve “üstünlük ancak takva'dadır” diye buyurmuştur. Birbirimizi eşit gördüğümüzde ümmetçe izzet kazanmışız, kardeşçe yaşamış ve tarih yazmışız. Yüz yıl önceye kadar olan tarihimiz buna şahittir. Ancak Küresel Emperyalizmin “Ulusçuluk” tuzaklarına düştüğümüz günden beri parçalanıp zelil olmuşuz ve vahşi batının sofrasına kolay lokma oluvermişiz. Son yüz yıllık tarihimiz de buna şahitlik eder.
Yüz yıllık Kürt meselesine adil çözüm için HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, iki gün önce Diyarbakır'da bir basın toplantısı düzenledi. Başkan'ın açıklamasındaki önemli tespitler ve somut çözüm önerileri yetkililerce dikkate alınmalı, iyi tahlil edilmeli ve konu ile ilgili somut adım atılmalıdır.
Birileri “Seçim havasına girdik, şimdi sırası mı?” diyebilir. Evet, tam da sırasıdır ve bu mesele hiç gündemden düşürülmemelidir. Belki seçim çalışması boyunca sürekli gündemde tutulmalı ve miting meydanlarında sürekli dillendirilmelidir. İlgili basın açıklaması belki erken/baskın seçim kararından önce planlanmıştı ancak zamanlama tevâfuk ve isabetli oldu.
Açıklamanın içeriğine gelince; “Kürt meselesinin diğer birçok önemli sorunları tetiklediğini, kardeşçe yaşandığı tarihlerde tarihin akışını değiştirdiklerini, ulus devlet anlayışından sonra Kürtlerin kimlikleri ve varlıklarının inkâr edildiğini” ve daha birçok önemli tespit yapıldı. Meselenin çözümü için ise; “Ulus devlet paradigmasının terk edilmesi, Kürtlerin de asli kurucu halk olarak kimliklerinin anayasal olarak tanınması, herkese anadilinde eğitim hakkı verilmesi ve Kürtçe'nin de resmi dil olabilmesinin yolu açılmalı” şeklinde önerilerde bulunuldu.
Yapılan tespitler ve çözüm önerileri, Kemalistler, ulusalcılar ve kafatasçılar için bir anlam ifade etmeyebilir. Aynı şekilde iplerini emperyalist AB(D)'nin eline veren Marksist ve Leninistler için de bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak bu meseleye objektif bakan ve adalet çerçevesinde çözmek isteyen herkes, mezkur tespitler ve çözüm önerileri konusunda kafa yormalı, muhtelif çevrelerle istişare etmeli ve ortak paydada bir araya gelip çözüm konusunda konsensüs sağlanmalıdır.
Tespit edilen sorunlar hoşumuza gitse veya gitmese bir hakikattir. Gözümüzü kapamakla gece olmayacağı gibi, bu hakikatleri görmemezlikten gelmekle de hakikat olmaktan çıkmaz.
Ayrıca bu realiteleri dile getirmekten çekinen iktidar ve muhtelif çevreler için HÜDA PAR cesaretle yol açmış, tespitlerde bulunmuş ve çözüm önerileri sıralamıştır. İktidar ve konuya duyarlı kanaat önderleri, STK'lar, yazar-çizerler ve bilumum ilgili çevreler konuyu ivedilikle gündemlerine almalıdırlar.
İktidar ve ilgili çevreler konuya duyarsız kalıp çözüm konusunda inisiyatif almadıkları takdirde HÜDA PAR'ın konuyu Irak, İran ve Suriye'deki uygun muhataplarla da istişare edip farklı bir alana taşımalıdır.
Unutulmamalıdır ki müzminleşen Kürt meselesi, bir ümmet meselesidir. Çözüldüğü takdirde; Ümmet rahatlar, bölgemiz rahatlar ve toplumumuz rahatlar. Aynı zamanda emperyalist AB(D)'nin Türk, Arap, Fars ve Kürt halkının üzerindeki desiseleri de suya düşmüş olur. Bu çözümün öncülüğünü ancak hür, adil ve müstakil düşünen HÜDA PAR gibi camialar yapabilir.