Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne Türkiye'nin tarihi darbeler tarihi olmuştur. Her on yılda bir darbe yaşanmış, her darbe ile halka büyük acılar yaşatılmıştır. 28 Şubat darbesi Türkiye tarihinin kara bir lekesidir. Bu darbe döneminde yüz binlerce mütedeyyin insana büyük zulümlere uğramıştır.
Yıllar sonra açılan 28 Şubat davasından da herhangi bir tutuklu kalmayışı bu davaların, darbecileri cezalandırmaktan ziyade darbeleri ve darbecileri aklamaya yönelik davalar olduğu izlenimi vermektedir.
28 Şubat darbesi sorgulanıp, darbeciler cezalandırılmadığı gibi darbenin mağduriyetleri de giderilmedi. Darbecilerin cezalandırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi bir tarafa etkisi hala devam etmekte ve inanç kesimlerine yönelik mağduriyetler devam etmektedir. Maalesef bazı dindar örgütlenmeler ve şahsiyetler için Şubat soğuğu hala sürmektedir.
Bu bağlamda İslami kimliğinden dolayı tahammül edilmeyen, meşru hakkı darbe yoluyla elinden alınan ve mağdur edilen merhum Erbakan’ın ilahi hikmetle 28 Şubat Darbesi'nin arifesinde vefatı da manidardır. Bu vesile ile kendisine Allah’tan rahmet ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Türkiye bugünlerde farklı süreçlerden geçiyor. Darbelerin acısını birçok kez yaşamış ülkemizde toplum üzerinde etkili ve yetkili olan herkes bulunduğu makamın sorumluluğu ile hareket etmelidir. Liderleri veya müntesipleri oldukları parti, grup, örgüt veya cemaat çıkarları uğruna hiç kimse ülkeyi kaosa, halkı da ateşe sürüklememelidir.
Her darbe döneminde olduğu gibi 28 Şubat döneminde de darbeye karşı durmayan, açık veya örtülü destek verenleri her ne kadar mahkemeler cezalandırmamış olsalar da halkımız vicdanında mahkum etmekle birlikte ilahi adalet cezalarını mutlaka tastamam verecektir.