Ekonomi gündemine dair HÜDA PAR İktisat Başkanlığı tarafından yayımlanan açıklamada, son süreçte yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıların aşılmasına dair çözüm önerilerini içeren değerlendirmelerde bulunuldu.
TL'nin değer kaybı ve ekonomik panik, asgari ücret, israf ekonomisi, borç yapılandırması ve son zamanlarda artan işsizlik konularına değinilen açıklamada, ekonomik sorunların çözümü konusunda siyasi irade ve ekonomi idaresinin önleyici tedbirler almada geç kaldığına dikkat çekildi.
TL'nin değer kaybı ve ekonomik panik
Uzun süredir estirilen panik havasının piyasayı sardığı ve bu olumsuz havanın bir türlü dağıtılamadığına vurgu yapılan açıklamada, muhtemel olumsuz sonuçların kabul edilmiş olduğunun görüldüğüne dikkat çekildi.
Açıklamada devamla, “Siyasi irade ve ekonomi idaresinin önleyici tedbirler almada geç kaldığı, piyasanın kendi kendini düzelteceği inancına fazlasıyla ve abartılı bir şekilde teslim olduğundan beklenen adımları atmadığı anlaşılmaktadır. Siyasi söylem ve yaklaşımlarda mesuliyeti dışarıya atma kolaycılığı bünyeye o derece nüfuz etmiş ki, temel ekonomik sorunların sebepleri de dışarıda aranıyor. Oysa sıkıntıların temel sebebi sorumluluk makamındaki kişi ve kurumların işin gereği olan adımları zamanında, cesaret ve ferasetle atamamalarıdır.” ifadeleri kullanıldı.
Son dönemdeki hızlı ve beklenmedik gelişmelerin küresel emperyalist sistemin ekonomik bir darbe girişimi olduğunun açık olduğu belirtilen açıklamada, “Ancak ekonomi idaresinin bu gelişmelerin tamamen dış kaynaklı olduğu yönündeki beyanı sorumluluk makamının mesuliyet ağırlığı ile bağdaşmamaktadır. Bu bakış açısı çözüm iradesini zayıflatıcı bir yaklaşımla sorumluluktan kaçma olup, ortak akıl çerçevesinde çözüm üretme istek ve kabiliyetini de sakatlar. Yanlış ekonomi politikalarının sorun üretme noktasına geldiği, bundan ders çıkarma gereği göz ardı edilmemelidir.” denildi.
Asgari ücret
Asgari ücret tespit komisyonunun 2017 yılında geçerli olacak asgari ücreti tespit edeceği belirtilen açıklamada, Asgari ücretin belirlenirken bu durumun rant ve ikbal aracı olarak kullanılmasının emeğe saygısızlık olacağı uyarısında bulunuldu.
Asgari ücret tespit edilirken; bakış açısının ahlaki, rakamın ise gerçekçi olması gerektiği belirtilen açıklamada, “Asgari ücret tespit edilirken çalışanın geçimini sağlamakla yükümlü olduğu ailesi de göz önünde bulundurulmalı ve asgari ücretin vergiden muafiyeti öncelenmelidir. Asgari ücretin tespiti, kimsenin çalışanın emeğini, siyasetine, ideolojisine malzeme yapamayacağı temel kıstaslara bağlanmalıdır.” denildi.
İsraf ekonomisi
İsrafın kamuda ve toplumda çok ciddi bir şekilde yaygınlaştığına dikkat çekilen açıklamada, çeşitli reklam ve kitle iletişim araçları üzerinden yayılmaya çalışılan bu tehlikenin toplumda ciddi bir şekilde yer bulduğu uyarısında bulunuldu.
Bünyeye sirayet etmiş bu zararlı alışkanlığın izalesi için uzun dönemli bir mücadelenin ortaya konulması gerektiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
“Gelecekteki muhakkak zararlarını minimize etmek için el birliği ile mücadele gerekmektedir. Toplum adına harcama yapan kamu otoritesi daha dikkatli davranmalı, bu işte topluma öncü ve örnek olmalıdır. Son dönemdeki sıkıntıların bir nedenini de bu kamu kaynaklarının israfı oluşturmaktadır.”
Borç yapılandırması
Uzun zamandır halk tarafından beklenen borç yapılandırması girişimlerinin de gerekli ve yerinde atılmış bir adım olduğuna vurgu yapılan açıklamada, vatandaşı mağdur eden, bir tehdit unsuru olarak iktisadi hayatı olumsuz etkileyen sistemin vatandaşın lehine normalleştirmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Açıklamada devamla; “Bu vergi barışından ve vatandaşın ilgisinden çıkarılması gereken sonuç şudur: Vatandaşı tehdit ve tedirgin eden mali mevzuatın sadeleştirilmesi, vatandaşın uykusunu kaçıran durumdan çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca inceleme korkusunun vatandaşa kâbus olmaktan çıkması gerekir.” önerilerinde bulunuldu.
İşsizlik ve genç işsizlik
Türkiye’nin temel sorunlarından birisinin de işsizlik ve istihdam sorunu olduğu belirtilen açıklamada, işsizliğin son dönemde kronikleşmiş bir hal aldığı ve bu sorunun ivedilikle çözülmesi gerektiği ifade edildi.
Özellikle istihdam konusunda siyasi otoritenin çözüm noktasında tatminkâr adımlar atmadığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:
“Genç işsizlik olarak adlandırılan 15-24 yaş arası kesimdeki işsizliğin boyutunun daha yüksek olduğu, mutlaka çözüme kavuşturulması gereken en önemli konuların başında geldiği şüphesizdir. Sosyal barış ve refah için aciliyet kesbeden bir konu olduğu göz ardı edilmemelidir. Kamu otoritesinin bu konuyu acil bir şekilde değerlendirmeye alması gerekmektedir. Yerinde ve zamanında yapılmayan müdahalelerin beklenen etkiyi doğurmayacağı unutulmamalıdır.” (Fikret Özkan - İLKHA)