HÜDA PAR, 14 Mayıs seçimleri öncesi Türkiye'nin birçok ilinde partilerine ve üyelerine yönelik saldırıların artması üzerine bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu okudu.
Türkiye'nin dört bir yanında partilerine yönelik baş göstermiş bu saldırıların aynı merkezden yönetildiğini ortaya çıkardığını belirten Tanrıkulu, her seçimde olduğu gibi bu seçimde de birilerinin, "bu seçim ölüm-kalım savaşıdır" diyerek gerginlik dolu siyasetini halka yansıtma çabası gösterdiğini vurguladı.
Türkiye'nin birçok farklı ilinde partilerine yönelik saldırıların olduğunu ifade eden Tanrıkulu, "Bu doğrultuda tanıtım stantlarımıza ve seçim lokallerimize yönelik başlatılan saldırılar sahada gençlerimize yönelik önce sözlü saldırılara, ardından silahlı ve bıçaklı saldırılara yerini bıraktı. Bu saldırıların her gün farklı bir şehirde olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında baş göstermiş olması sistemli olarak aynı merkezden yönetildiğini göstermektedir. Adana, Mersin/Tarsus, Edirne, Tekirdağ, Konya, Yalova, Mardin/Kızıltepe saldırıları derken Mersin/Akdeniz'de seçim standımıza yapılan silahlı ve bıçaklı saldırıda üç üyemiz yaralandı." şeklinde konuştu.
"Gelinen aşamada yeni 6-8 Ekimler yaşatma peşinde olanlara karşı Kürt kardeşlerimizi sorumluluk almaya davet ediyoruz"
Seçim adaylarının belirlendiği günden itibaren CHP, İYİ Parti, HDP (Yeşil Sol Parti) ve Ata İttifakı'nın ortak planıyla, partileri aleyhinde sistematik bir algı çalışması yürütüldüğüne dikkat çeken Tanrıkulu, birilerinin yeni 6-8 Ekimler yaşatma çabasında olduğunu belirterek Kürtlere sorumluluk alma çağrısı yaptı.
Tanrıkulu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biri Kemalist, biri faşist, biri sosyalist olan bu partilerin Kürtler arasında ayrıştırma ve çatıştırma amaçlı bir iş birliği içinde hareket ettiklerine şahitlik etmekteyiz. Geçmişte Kürtleri birbirine düşüren mihrakların bugün de işbaşında olduklarını ve Kürtler adına hareket ettiğini iddia edenlerin fitneci odaklarla iş birliği içinde olduklarını görüyorsunuz. Partimizin 'Savaşa değil, seçime gidiyoruz' söylemi ve sürekli huzur ve barışa yönelik çağrıları, fitne peşinde olanlara etki etmemektedir. Gelinen aşamada yeni 6-8 Ekimler yaşatma peşinde olanlara karşı Kürt kardeşlerimizi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Geçmişinde Kürt katliamları bulunan CHP'nin adayını cumhurbaşkanı yapabilmek uğruna Kürtlerin kanını akıtmaktan çekinmeyenlere karşı yapılacak şey bellidir. Sandığa gidip Kürtlere düşmanlık yapan CHP'yi sandığa gömmektir."
"Ey aklı selim sahibi Kürt kardeşim! Çocuklarımız birbirine düşman olarak büyümesin"
Açıklamasında "Ey cesaret ve vicdan sahibi Kürt kardeşim" diyen Tanrıkulu,
"Gelin, yüz yıldır devam eden ve sürekli suiistimal edilen bu meseleyi Mecliste siyasetle çözmek için bize destek verin. Kürtleri birbirine düşürmeye çalışan faşist bloka ve Kürt kanı akıtmaya hazır olanlara prim vermeyin. Ey aklı selim sahibi Kürt kardeşim! Çocuklarımız birbirine düşman olarak büyümesin. Memlekete yayılan huzur ve sükûnet devam etsin. Silahlar kalıcı olarak sussun. Anneler kaçırılan çocuklarının arkasından ağlamasın. Kürtler terörle anılmak yerine eğitimle, bilimle, kültürle, sanatla anılsın. Gelin emperyalistlere karşı yeni yüzyılda refah ve barış zemininde yükselen Kürt tarihini beraber yazalım!" ifadelerini kullandı.
Açıklamasının sonunda Kürtçe çağrıda bulunan Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı:
"Ey xuşk û birayên min ên Kurd ên xwedî wijdan û cesaret! Ji bo ev meseleya ku sed sal e dewam dike û her tim tê sûîstîmalkirin li meclîsê bi rêya siyasetê çareser bikin, werin deng û destekê bidin me. Rê nedin wan kesên ku amade ne xwîna Kurdan biherikînin û firsetê nedin wê bloka faşîst a ku Kurdan berî hev dide. Ey xuşk û birayên min ên Kurd ên xwedî eqlê selîm! Bila zarokên me ji hevdû re nebin dijmin û bi kîna hev mezin nebin.. Bila hizûr û sikûneta mewcûd a li memleket berdewam bike…Bila çek heta ebed bêdeng bimînin…Bila dayik di pey wan zarokên xwe yên ku hatine revandin de negirîn… Bila navê Kurdan ne bi terorê; bi perwerdehî, zanist, çand û hûnerê bê zikirkirin… Werin em li dijî emperyalistan, wê dîroka Kurdan a ku di sedsala nû de li ser bingeha refah û aştîyê bilind dibe ji nû ve bihevre binivîsînin… (İLKHA)