HÜDA PAR'dan "Meclis İçtüzüğü Değişikliği" değerlendirmesi

HÜDA PAR Genel Merkezi, "Meclis İçtüzüğü Değişikliği" hakkında değerlendirmelerde bulunularak, bazı değişiklikler hakkında uyarılarda bulundu.

HÜDA PAR Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Başkanlığı, AK Parti ve MHP'nin ortak çalışması neticesinde TBMM'ye getirilen "Meclis İçtüzüğü Değişikliği" hakkında yazılı bir açıklamada bulundu.

Meclise sunulan içtüzük taslağında, özellikle birinci ve 15'inci maddelerdeki düzenlemelerin sorunlu olduğunun belirtildiği açıklamada, söz konusu maddelerin bu şekliyle Meclisten geçmesi durumunda yeni sorunlara ve tartışmalara neden olacağı ifade edildi.

Taslağın birinci maddesindeki değişiklikle milletvekilinin yemin metnini okumaması ve yemin etmemesine müeyyideler getirildiğinin bildirildiği açıklamada, "Yemin metni ile ilgili yemin etmemiş sayılma ve haklardan yoksun bırakma düzenlemesini sorunlu bulmaktayız. Anayasada yazılı olan mevcut yemin metni içeriği toplumun inancıyla ve ülke gerçekliğiyle uyuşmamaktadır. Mevcut yemin metni CHP'nin milli şef döneminde dayattığı ötekileştirici laik Kemalist sisteme ve CHP'nin ilkelerine bağlılık üzerine yapılacak bir yemin olup, toplumsal barışa hizmet etmeyen bir yemindir. Farklı etnik unsurlardan oluşan toplum yapımıza aykırı olan ve bir etnisiteyi yücelten, diğerlerini ise payanda gören ve yok sayan bir metindir.  Anayasadaki yemin metni, toplumsal yapımız göz önüne alınarak değiştirilmelidir. Bu yemin metni değişmedikçe yemin metninin aynen okunmamasının yemin edilmemiş sayılması ve milletvekillerine tanınan hakların kullandırılmaması yaptırımını doğru bulmuyoruz. Halk tarafından seçilerek parlamentoya gönderilmiş bir temsilcinin haklarını kullanmasının engellenmesi, halkın iradesine saygı göstermemektir." denildi.

"Kemalist sistem tabulaştırılmakta adeta kutsallık izafe edilmektedir"

İçtüzük taslağının 15'inci maddesindeki değişikliğin de sorunlu olduğunun kaydedildiği açıklamada, şöyle denildi:

"Türk milletinin tarihine, ortak geçmişine, anayasanın ilk 4 maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzene hakaret etmek ve sövmek' denerek, resmi tarihin dayattığı bilgilerin yanlışlığını dile getirme, hakaret ve sövmek olarak nitelendirilerek resmi tezlerin doğruluğunun sorgulanması engellenmek istenmektedir. Anayasanın değiştirilemez denilen maddeleri aleyhinde konuşma yapılması veya tartışılması yasaklanmaktadır. Bu maddelerin tartışılmasının yasaklanması ile Kemalist sistem tabulaştırılmakta adeta kutsallık izafe edilmektedir. Milletvekilliği sisteminin temel mantığına ve temsil ettiği misyona aykırı bir düzenlemedir. Bu durum yasama faaliyetine müdahale olup, milletvekillerinin ifade özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Halk istiyorsa değiştirilemez maddeler dâhil anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilmelidir. Bu değişiklik talebinin tartışılacağı ve karara bağlanacağı yer meclistir. Bunu tartışmak ve değiştirmesini istemek en başta milletvekillerinin hakkı ve görevidir."

Teklifin 15'inci maddesinde yer alan "Türkiye Cumhuriyeti'nin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında anayasada düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak" cümlesindeki "idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak" ibaresi ile resmi literatürde yer almayan ama halk arasında kullanılan bölgesel isimlendirmelere yasak getirildiğinin belirtildiği açıklamada, "Bu yasak özellikle Kürtlerin yaşadığı coğrafya ile ilgilidir. Kürt illeri tabirinin kullanılması veya il ve ilçe gibi yerleşim yerlerinin, dağların, ovaların isimlerinin Kürtçedeki karşılığının kullanılması engellenmektedir. Buna aykırı söylemde bulunulması cezai müeyyideye bağlanmıştır. Meclis gibi yasama dokunulmazlığının bulunduğu ve her türlü aykırı fikrin tartışıldığı bir kurumda toplumun gerçekliğine aykırı olarak konan bu gibi yasaklar milletvekilliğinin ruhuna aykırıdır. Halkın temsilcisi olan milletvekillerinin iradesine ipotek koymaktır. Ağızlarına kilit vurmaktır." ifadelerine yer verildi. 

"Bu bir hukuki garabettir"

Milli şef döneminde Kürtçe konuşan vatandaşa para cezası verildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, bugün ise Mecliste yerleşim yerlerinin adının Kürtçe ifade edilmesinin karşılığı olarak milletvekillerine ceza verilmek istendiği kaydedildi.

Açıklamada devamla, "İşin garip tarafı, milletvekillerinin dile getiremeyeceği ve aksini yaptığında ceza alacağı söylemleri Meclis dışındaki kişiler kullanabilecek, tartışabilecek ve eleştiri getirebilecektir. Bu bir hukuki garabettir. Millet konuşabilecek, tartışabilecek ama vekilleri mecliste bunları konuşamayacak, tartışamayacak. Ülkeyi milli şef döneminin inkarcı ve tek tipçi jakoben anlayışına geri götürecek bu düzenlemenin geri çekilmesi veya toplumsal gerçekliğimize uygun hale getirilmesi gerekmektedir." denildi.

"Vicdan sahibi tüm milletvekillerini ret oyu vermeye davet ediyoruz"

Ayrıca açıklamada, TBMM içtüzük değişikliği tasarısının bu haliyle yasallaşmaması için milletvekillerine bir çağrıda bulunularak, "Vicdan sahibi tüm milletvekillerini bu düzenlemeye karşı çıkmaya ve ret oyu vermeye davet ediyoruz." ifadeleri yer aldı.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri

HÜDA PAR'dan 23 Aralık Dünya Şehit Çocuklar Günü mesajı
Gündemimizdeki asıl kriz ekonomik değil, ahlak krizidir
HÜDA PAR: Devlet, kumarı teşvik etmekten vazgeçmeli!
Yapıcıoğlu’ndan HÜDA PAR’ın 12’nci yıl dönümüne ilişkin mesaj
Emiroğlu: "Koltuk davası değil, kulluk davası için yola çıktık"