HÜDA PAR Dış İlişkilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, Sudan ziyareti kapsamında iktidarda olan Milli Kongre Partisi’nin de bağlı olduğu Sudan İslami Hareketi lideri Zübeyr Ahmed El-Hasan ile Hartum’daki Genel Merkezlerinde bir görüşme gerçekleştirdi.
Zübeyr’in dört vekilinden biri olan ve Sudan’ın en önemli kadın şahsiyetlerinden Hareketin Aile ve Sosyal İlişkilerden Sorumlu başkanı Reca Hasan Halife ile Hareketin Dış İlişkilerden sorumlu başkanı Abdulmunim Sünni Ahmed de görüşmede hazır bulundular.
“Diyaloglar geliştikçe Müslümanlar arasındaki bağlar güçlenecek”
Sıcak bir ortamda gerçekleşen görüşmede Zübeyr, “Türkiye’den ziyaretimize gelmiş olmanıza ve sizleri tanımış olmamıza sevindik. Türkiye bize Osmanlı’nın bakiyesi, Hilafetin merkezi, ancak son zamanlarda hedefte olan bir ülke.” ifadelerini kullandı.
Sudan ziyareti hakkında kısa bir değerlendirme yapan Şahin, İslam ümmeti olarak zor bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek, “Maalesef Müslümanlar arasında zayıf olan diyaloglar, zaman içinde ayrılıkların derinleşmesine sebep oldu ve Batı’nın da etkisi ile bu ayrılıklar ümmet içi çatışmaya dönüştürüldü. Parti olarak Türkiye içinde olduğu kadar, diğer ülkelerdeki İslami partiler ve yapılarla tanışmaya ve diyalog geliştirmeye önem veriyoruz. Diyaloglar geliştikçe Müslümanlar arasındaki ortak noktalar artacak ve bağlar güçlenecektir. Dolayısıyla Batı’nın İslam topraklarındaki planları da boşa çıkarılmış olacak. Bu konuda Sudan ve Türkiye sonuç alıcı önemli adımlar atabilir.” dedi.
“Uluslararası İslami Partiler Birliği oluşturulmalı”
Zubeyr’i ziyareti sonrası Dış İlişkiler Bakanı Yardımcısı ve Türkiye, ABD, Avrupa Direktörü Usame Faysal ile ofisinde görüşen Şahin, ziyareti hakkında değerlendirmelerde bulundu.
HÜDA PAR’ı kurduktan sonra bazı İslam ülkelerine yaptıkları ziyaretlere değinen Şahin, “Uluslararası İslami Partiler Birliği” oluşturulması yönünde düşünceleri olduğunu ve bu düşüncelerini diğer ülkelerde faaliyet yürüten İslam’ı referans alan partilerle görüştüklerini söyledi.
Şahin, “Mısır’da gerçekleşen darbe ve diğer İslam ülkelerindeki gelişmeler bazı olumsuzluklara sebebiyet vermiş olsa da biz, sivil ve bağımsız bir birliğin oluşturulmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Bu adım bugün yaşadığımız sorunların çözümüne de yardımcı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Faysal, bunun önemli ve ihtiyaç duyulan bir proje olduğunu ifade etti.
“Hasan Turabi’nin ölümü Sudan ve İslam âlemi için büyük bir kayıp oldu”
Hasan Turabi’nin vefatından sonra Halk Kongresi Partisi’nin başına geçen İbrahim Senusi ile de bir görüşme yapan Şahin, yeni görevinden dolayı Senusi’yi tebrik etti ve başarılar diledi.
Şahin sözlerinin devamında şunları söyledi: “Hasan Turabi’nin vefatına çok üzüldük. Sudan İslam Devrimi’nin öncü şahsiyeti ve İslam âlemi için bir fikir adamı idi. Ölümü Sudan ve İslam âlemi için büyük bir kayıp oldu. Tekrar taziyelerimizi sunuyoruz. Partiler arası ilişkileri geliştirmek, tanışmak ve diyalogları geliştirmek istiyoruz.” dedi.
Şahin’e, taziye ve ziyaretlerinden dolayı teşekkür eden Senusi, 60 yıllık bir tecrübeye sahip olduklarını, kendilerinin bu tecrübeleri paylaşmak istemekle beraber, diğer ülkelerdeki Müslüman yapılarla ilişki içinde olmanın gerekliliğine ve faydasına inandığını dile getirdi.
“Dünya Müslümanları Güney Sudanlı Müslümanların durumundan haberdar değil”
Güney Sudan’ın ayrılmasından sonra bu ülke sınırları içinde kalan ve faaliyetlerine Güney Sudan sınırları içinde devam eden Güney Sudan Halk Kongre Partisi Genel Sekreteri Musa Almak Kur ile de bir görüşme yapan Şahin, Kur’un dile getirdiği sıkıntılarını dinleyerek Güney Sudan’daki Müslümanların durumu hakkında bilgi aldı.
Güney Sudan’da devlet olgusunun tam olarak teşekkül etmediğini belirten Musa Almak Kur, ülkede bir belirsizliğin olduğunu söyledi ve bu ülkedeki Müslümanların yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.
Kur, dünya Müslümanlarının, Güney Sudan’da yaşananlardan ve Müslümanların durumundan haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.
“Mısırlı Müslümanların darbe sonrası gösterdikleri sabır ve mücadeleleri takdire şayandır”
Mısır’daki darbeden sonra Sudan’a hicret eden Cemaat-i İslami’nin yetkilileri ile de bir araya gelen Şahin, darbe sonrası Sudan’a Hicret etmek zorunda kalanlar hakkında bilgi aldı.
Her biri daha önce de en az 15’er yıl cezaevi yatmış Cemaat-i İslami mensuplarının Sudan sorumlusu olan Ebu’l-Ala Hüseyin, yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen cemaatin Mısır’da aktif olarak çalışmalarına devam ettiğini, Mısır dışına hicret etmek zorunda kalan cemaat yetkili ve mensuplarının da bulundukları ülkelerde bir araya gelip yapılandıklarını söyledi.
Mısırlı Müslümanların darbe sonrası yaşadıkları bütün zulüm ve olumsuzluklara rağmen, gösterdikleri sabır ve mücadelelerinin takdire şayan olduğunu söyleyen Şahin, daha sonra Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS’ın Sudan bürosunu ziyaret etti.
“Müslümanların İslam’ın asıl düşmanlarına odaklanması gerekir”
Şahin burada, HAMAS’ın Büro Şefi Ebu Ubade Maruf Züheyri ile bir araya geldi. Son dönemlerde İsrail’in Gazze’ye ve Filistinli Müslümanlara yönelik baskılarını artırdığını ve çok sayıda Müslümanı şehit ettiğini belirten Züheyri, şunları ifade etti:
“Ama maalesef Müslüman ülkelerden çok fazla tepki yok. Irak, Suriye, Mısır ve Yemen’de yaşananların Filistin davasını ve Gazze’de yaşananları gölgede bıraktığını, birçok yerde Müslümanların yaşadığı iç çatışmaların İsrail’in elini güçlendirdiğini görüyoruz. İsrail belki de tarihinin en rahat dönemini yaşıyor. Müslümanların dâhildeki düşmanlıklara ve çatışmalara son vermesi ve İslam’ın asıl düşmanlarına odaklanması gerekir.”
HÜDA PAR Dış İlişkilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, Sudan’da gerçekleştirdiği ziyaretleri tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri döndü. (İLKHA)