Hür Dava Partisi (Hüda-Par) Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz, halka hizmet için yola çıktıklarını belirterek, "2004'ten önce Hizbullah'ın yetkilerinin bize sorulmasını doğru bulmuyoruz." dedi.
Mustazaflar ile Dayanışma Derneği'nin kapatılmasının ardından Hür Dava Partisi (Hüda-Par) kuruldu. Düzenlenen basın toplantısıyla Hüda-Par yöneticileri kamuoyunun önüne çıktı. 17 Aralık'ta İçişleri Bakanlığı'na dilekçe veren Hüda-Par, 19 Aralık 2012 tarihi itibariyle tüzel kişilik kazandı. Hüda-Par'da 45 kurucu arasında 8 kadın bulunuyor.
Hüda-Par'ın toplantısına, Uludere'de hayatını kaybeden 34 kişi için başsağlığı dilenmesiyle başlandı. Ardından, hayatlarını kaybedenlerin ruhları için Fatiha suresi okundu. Hür Dava Partisi Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz, şimdiye kadar ulus devlet inşası için inkar ve imha politikası uygulandığını savundu. Sorunları çözmesi gerekenlerin sorunların parçası olduğunu dile getiren Yılmaz, iktidarların sorunlarla yüzleşmek, sorunu çözmek yerine sürekli sorunları ertelediğini kaydetti. Yılmaz, mevcut siyasi partilerin temsilcisi olmadığını söyleyen kesimlerin de dikkate alınarak böyle bir parti kurduklarını kaydetti. Adaletin hiçbir şeye feda edilemeyeceğini vurgulayan Yılmaz, partilerinin ilkelerini saydı.Yılmaz, Kürt sorununun çözümünü sağlamak ve manevi yozlaşmayı durdurmaya çalışacaklarını ifade etti.
Parti programının içeriği konusunda bilgi veren Said Şahin ise parti programının 7 bölümden oluştuğunu kaydetti. Kamu alanı dahil olmak üzere tesettüre, kılık kıyafet konusuna devletin karışamayacağını vurgulayan Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerkliğe kavuşturulması gerektiğini belirtti. Bölgesel ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasını isteyen Şahin, herkes için usul ve infaz eşitliği gerektiğini kaydetti. İmam nikahının yasak olmaktan çıkarılıp resmileştirilmesi gerektiğini savunan Şahin, zinanın derhal suç kapsamına alınması ve önlenmesi gerektiğini söyledi.
Hiçbir kimsenin meskeninin dinlenmemesi gerektiği, mahremiyetin korunması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Şahin, seçilme hakkının 18 yaşına indirilmesi gerektiğini ifade etti. Şahin, seçim barajının da kaldırılmasını talep etti. 12 Eylül Anayasası'nın ideoloji ve vesayetten uzak, sivil bir anayasanın çıkarılması gerektiğini belirten Şahin, değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiğini savundu. Profesyonel askerlik oluşturulup mecburi askerliğin kaldırılması gerektiğini öne süren Şahin, vatandaş tanımı yaptı.
Kürt sorunu konusunda ise Şahin, şimdiye kadar yapılan tüm zulümlerden dolayı Kürtler başta olmak üzere tüm etnik gruplardan özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi gerektiğini savundu. Kürtçe'nin, ikinci resmi dil ve eğitim dili olması gerektiğini dile getiren Şahin, isimleri değiştirilen yerleşim yerlerinin eski adlarının geri getirilmesi gerektiğini savundu. Koruculuk sisteminin de kaldırılmasını isteyen Şahin, Ergenekon ve Jitem davalarının Fırat'ın Doğusuna götürülmesi, kaydırılmasını talep etti. Toplumsal barış için genel af çıkarılması gerektiğini vurgulayan Şahin, ekonomik politikalarını anlattı. Şahin, faize dayalı ekonomik vergilerin kaldırılmasını istedi.
Konuşmaların ardından, gazetecilerin soruları cevaplandı. Partinin Hizbullah bağlantısına yönelik bir soruya Genel Başkan Mehmet Hüseyin Yılmaz, basının bu şekil manşet yapmasını, olayı siyasi anlamdaki bir boşluğun doldurulması olarak değil de farklı mecraya çekilmesini doğru bulmadığını söyledi. Mustazaflar ile Dayanışma Derneği'nin 2004 yılından bu yana çalışma yapan bir camia olduğunu hatırlatan Yılmaz, halka hizmet için partileştiklerini ifade etti. Yılmaz, 2004'ten önce Hizbullah'ın yetkilerinin kendilerine sorulmasını doğru bulmadıklarını söyledi.
Ergenekon davası konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine ise Yılmaz, Ergenekon konusunda başından beri tavırlarının net olduğunu söyledi. Devlet olmanın temel şartının şeffaf olması gerektiğini belirten Yılmaz, "Kendi koyduğu kurallara devlet uymalıdır. Buna uymayan devlet olmaz. Derin yapı varsa o devletin ayıbıdır, vatandaş için tehlikelidir. Hiçbir derin yapı olmamalıdır. Yasalara, en başta devletin uyması gerekir." diye konuştu.
Terör örgütü PKK konusunda da Yılmaz, ister kabul edilsin ister edilmesin PKK'nın bu ülkenin bir gerçeği olduğunu savundu. "Ortada bir sorun vardır; PKK bu sorundan doğmuştur." diyen Yılmaz, bu sorunun biran önce halledilmesi gerektiğini belirterek, sorunun çözülmesi halinde PKK diye bir sorun kalmayacağını belirtti. Hukukun dışında bir tanımlama olduğunu dile getiren Yılmaz, yasal çerçeve dışına çıkıp hareket eden, sivil halka eylemi kim yaparsa yapsın, devlet dahi olsa bunun bir terör eylemi olacağını ifade etti.
Suriye konusunda ise Esed rejimine karşı olduklarının altını çizen Yılmaz, mevcut yönetimin gitmesi gerektiğini, ancak Batı'ya hizmet eden bir yönetimin de gelmesini istemediklerini kaydetti. Yılmaz, halkın istediği bir yönetim olması gerektiğini söyledi.
Zorunlu din dersi konusundaki bir soruya karşılık Yılmaz, Türkiye'nin yüzde 99'unun Müslüman olduğunu hatırlatarak, "Dini eğitim kural olmalıdır. Ama bireyler almak istemiyorsa dilekçe vererek bundan muaf tutulmalıdır. Bu hak verilmeli ve bundan dolayı insanlar kınanmamalı." dedi. Cemevlerini ibadet yeri olarak değerlendirmediğini anlatan Yılmaz, buraların bir kültür evi olduğunu ve Aleviliğin de Müslümanlığın içinde yer aldığını kaydetti.
Partilerinin Hizbullah ilişkisi konusundaki ikinci bir soruya Yılmaz, şöyle cevap verdi: "Bununla sürekli karşılaşacağız. Siyasal anlamda bu topluma hizmet etmek istiyoruz. Bizim çözüm önerilerinin bu toplumun menfaatine olduğuna inanıyoruz. Hizbullah, PKK veya başka yapılar, bunlar illegal örgütler. Biz legal örgütleriz. Hizbullah illegal örgütlerdir. Legal olarak yapılacak tarih ele alınmalı. Hizbullah'tan da bir endişemiz yok. Ama PKK, Hizbullah'ın bir tabanı var. Eğer şimdiye kadar bitmediyse bu var." Yılmaz, bunların ortayı çıkmasının sebebinin ise red ve inkar politikaları olduğunu söyledi.
http://www.haberaktuel.com