Hukukçu Necmettin Aydın, Yunanistan'da inşa edilen ve cezaevi koşulları uygulanan mülteci kampı konusunda İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine konuştu.
Aydın, bir şekilde evini, köyünü, vatanını terk edip başka ülkeye göç eden insan sayısının çok yüksek olduğunu belirterek mültecilere kol kanat gerilmesi gerektiğini söyledi.
Aydın, "Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi normlarının tamamında, sığınmacılar için 'mülteciler hukuku' gibi maddeler vardır. Onların her türlü sıkıntılarında, ülkelerinde yaşadıkları zulümlerden dolayı korunmasına yönelik kendi kabul gerekçelerini Avrupalıların yeniden okumaları lazım. Zira yaptıkları ile yazdıkları metinleriyle hiç bağdaşmıyorlar. Avrupa bu konuda fevkalade ikiyüzlü ve insanlık dışı davranmaktadır ki bunu da en çok Yunanistan yapmaktadır. Yunanistan, ülkesine gelen sığınmacılara yönelik, Avrupa hukukunun kabul ettiği 'itme'yi vahşice insanları denize dökerek ve her türlü gayri insani muameleleri yaparak yapmaktadır." dedi.
"Avrupa bu kadar büyük zenginliği, Ortadoğu ve Afrika sayesinde elde etti"
Avrupa'nın tüm zenginlikleri Ortadoğu ve Afrika'dan elde ettiğini söyleyen Aydın, şöyle konuştu:
Avrupa bu kadar büyük zenginliği, Ortadoğu sayesinde, Afrika sayesinde elde etti. Onları sömürerek, onları çalıştırarak bu zenginliğe ulaştı ve hala onları çalıştırarak bu zenginliğin üzerinde sefa sürüyor. Ve maalesef oradaki karışıklıkların ve kavgaların sebebi de kendisi. Silah sanayisi kurmak için Ruanda'dan Suriye'ye kadar oradaki bütün kavgaları kendisi destekliyor, kendisi besliyor. Hem oradaki bütün katliamların suçlusudur hem de bu katliamların mağduru olan kitlelerin korunmasına yönelik yaptıkları işlem ve eylemler de insanlık dışıdır. Bu durum, insan haklarına, Birleşmiş Milletler Mülteciler Sözleşmesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel normlarına kesinlikle aykırıdır. Tabii bunu kabul etmek mümkün değil.
"Yunanistan'ın yaptıkları yüz karası bir insan suçudur"
Mültecilere yönelik insanlık dışı muamelesiyle sıkça adını duyuran Yunanistan'ın yaptıklarının bir insanlık suçu olduğunu kaydeden Aydın, "Yunanistan'ın hem itme noktasındaki uygulamaları hem de en son televizyonlara yansıyan 'mülteci kampı' adı altında hapishane yapmış olması tamamen bir vahşet halidir, izolasyon sistemidir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu Avrupa'nın yüz karasıdır. Tüm bu uygulamalar, yaptıkları ve yaşattıkları bütün zulümler, sonuçları itibariyle de maalesef mağdur insanların daha da mağdur olmasına sebep olmaktadır. Bu bir yüz karasıdır, suçtur, insanlık suçudur." ifadelerini kullandı.
"Türkiye mültecileri korumak zorunda, zira tüm ümmetin bu topraklarda hakkı vardır"
Türkiye'nin, zorda kalan, mülteci durumuna düşenler için güvenilir bir ülke olduğunu kaydeden Aydın, "Bu topraklar gerçekten dünyanın en kıymetli, en önemli, en hareketli topraklarıdır. Tarih boyunca insanların en çok geçtikleri, geldikleri, gittikleri, geçerken uğradıkları yerdir Anadolu toprakları. Son bin yılda da biz geldik bu topraklara. Bu topraklarda yaşayanların hepsi de sonunda bir yerden buralara geldi. Avrupalılar da böyle bir yerlerden oraya geldiler. Herkes geçmişine baktığı zaman sonuçta kendisinin de göçmen olduğunu görecektir. Neticede kimisi 500 yıl önce, kimisi bin yıl önce bulunduğu yere gitmiştir. Gittiği zaman orada bir sürü haksızlıklar ve yanlışlar da yapmışlardır. Anadolu toprağı İslam alemi için bin yıldır bir nevi en güvenilir topraklardır. Yine öyle olmalıdır. Başı sıkışan, dara düşen bütün ümmetin evlatlarının bu topraklara gelme hakkını mutlaka korumalıyız. Türkiye bunu yapmak mecburiyetinde. Bu topraklarda aslında tüm ümmetin hakkı da vardır. Neden Çanakkale'ye gidin, oradaki şehitliğe bakın. Oradaki şehitlikte yatanlar Suriyelisi, Iraklısı, Mısırlısı, Faslısı, Cezayirlisi İslam ümmetinin her kesiminden orada şehitler vardır. İslam ümmeti bu Anadolu toprakları için kan dökmüştür. Kurtuluş Savaşımızda da yine tüm ümmetin ekseri şekilde desteği vardır." dedi.
"İslam kimliğini biz Afganistan'da, Buhara'da, Semerkant'ta kazandık"
Afganistanlı mültecilerin reddiyesinin üzücü bir durum olduğunu söyleyen Aydın, "Mesela televizyonlarda Afgan mültecilere yönelik bir reddiye düzülmektedir. Bakınız! Afganistan; Semerkant'tır, Buhara'dır. Mevlâna Belhlidir, Mevlâna Afganistan'dır. Biz Türkler, özellikle Türk soyundan gelen insanların, siyaset yapıyor oluşu da fevkalade bana göre ayıp bir şeydir. Çünkü biz İslam kimliğini Afganistan'da, Buhara'da, Semerkant'ta kazandık. Afganlar, gelinlerinin, kızlarının kollarındaki bilezikleri satarak Kurtuluş Savaşı'na gönderdiler. Hindistan'dan geldi denilen paraların büyük çoğunluğu Afganistan ve Pakistan coğrafyasından geldi. Dolayısıyla Afganistan'dan gelen mağdur olmuş insanlara sahip çıkmak mecburiyeteyiz." ifadelerini kullandı.
"Bu topraklar ümmetin güvenli bölgesidir"
Mültecilere karşı muhalefetin üslubunu kınadığını dile getiren Aydın, "Muhalefeti kınıyorum. Göçmen karşıtı söylemleri kınıyorum. Özellikle AK Parti'nin Sayın Cumhurbaşkanının göçmenleri koruyan, onları kabul eden tutumunu fevkalade destekliyorum. Son zamanlarda kamuoyundaki bu göçmen karşıtı oluşan dalgadan kısmen etkilendiler. Buna da kapılmamalarını öğütlüyorum. Çünkü bu topraklar ümmetin güvenli bölgesidir. İstismar edenler var, kaçak gelenler var, suçlusu var. Her toplumun yüzde 10'u, yüzde 5'i bir şekilde sıkıntılı olabilir. Orada yüzde 3-5'lik insanlar yüzünden mağdur bir kitleyi can, mal, ırz, namus tehdidinden dolayı gelmiş insanları kesinlikle reddedemeyiz. Buraya geldikleri zaman da onları insan gibi yaşatmak mecburiyetindeyiz." şeklinde konuştu.
"Mülteci ve sığınmacılar insandır ve insanca yaşama hakları vardır"
Mültecilerin insanca yaşamaya hakları olduğunu söyleyen Aydın, "Mülteciler de insandır, insanca yaşama hakları vardır' düsturu mülteci ve sığınmacıların tüm sözleşmelerdeki en temel hukuki formudur. Her türlü yeme-içme, barınma, insanca evlenme, çoluk-çocuk sahibi olma hakları hem Birleşmiş Milletler Mülteciler Sözleşmesi'nde hem Avrupa Sözleşmesi'nde hem de Türkiye'nin düzenlediği Mülteci Yönetmeliğinde de mevcuttur. Ancak bunun yazılı olması yetmiyor. Bazı uygulamalar maalesef burada zaman zaman yanlış oluyor. Ben tekrar uyarıyorum, muhalefetin özellikle milliyetçi kesimindeki insanlarına sesleniyorum; Afganistan Türkiye'dir, Belh Konya'dır, Semerkant Erzurum'dur, Buhara Kayseri'dir. Zira biz kardeşiz. Bu kardeşlik ruhunu incitecek, kardeşlik kimliğimizi, birlik kavramını, aramızı zedeleyecek davranışlardan kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ediyorum." dedi.
"Avrupa hukuku yere batsın"
Konuşmasının devamında Aydın, şunları aktardı:
Efendim işsiz kaldık! Olabilir. Biz her halükârda buradaki zorluklarla baş edebiliriz. Sonunda can, mal, ırz ve namus emniyetimiz var. Buraya canından, malından, ırzından endişe ettiği için gelen insana sen, nasıl 'gelme' diyebilirsin? Sen bunu nereye göndereceksin? Ben muhalefete soruyorum, tekrar katillerin eline mi göndereceksin? Zalimin eline mi göndereceksin? Efendim oralar suhulete ulaştı, ulaşsın… ulaştı mı zaten kendisi gider, sen misafirperverliğini, alicenaplığını, asaletini bir göster. Ben muhalefetin özellikle bu milliyetçi söylemlerinin temelindeki mülteci karşıtı söylemini kınıyorum ve fevkalade ayıplıyorum. Bunlar fevkalade yanlış şeylerdir. Biz Avrupa gibi olamayız ki. Avrupa diyor ki 'Bu göçmeni ben besleyemem!' Tamam Avrupalı böyle düşünsün. Çünkü Avrupalı materyalisttir, maddecidir. 'Ben vergi veriyorum, o niye yiyor?' diye düşünüyor. Bu korkudan dolayı Türkiye'ye verecekleri yardımı yapamadılar. Avrupalının sözleşmeleri, yazılı hukuku onlar için geçerlidir. Bize gösterilen o şirin kısmı ise tamamen bizi kandırmak içindir. Efendim burada yazdık işte insan hakları… Biz metinlerinizi hiç kıymete almıyoruz ey Avrupa! Sizin yazdığınız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleriniz, Adalet Divanı kararlarınız ve hukukumuz yere batsın, diyeceğiz. Bunların yazılı olan kısmının hiçbir anlamı yok. Uygulamalarına bakıyoruz, uygulamalarında şu var; geçmişleri kan, zulüm ve sömürü… bugün hala aynı anlayış, aynı mantıkla hareket ediyorlar. Binlerce insanı, on binlerce insanı denizlere döktüler. Allah'tan korkmuyor musunuz? Ve illaki Avrupa olarak bunun bedelini ödeyeceksiniz.
"Türkiye'ye mağdur olarak gelmiş herkese sahip çıkalım"
Son olarak Aydın, "Eninde sonunda bu fakir fukaranın, bu garip gurebanın, bu deniz kenarlarındaki resimlerine bakıp da güya üzüldüğünüz o çocukların ahı illa ki gelecek, sizi mutlaka yok edecek. Türkiye'deki 85 milyon vatandaşımıza altını çizerek tekrar söylüyorum, lütfen merhamet duygumuzu, şefkat duygumuzu, birlik beraberlik ruhumuzu kaybetmeyelim. Türkiye'ye mağdur olarak gelmiş herkese sahip çıkalım. Üç beş tane yanlış yapan mülteci üzerinden 5 milyona yakın mağdur insanı, daha da mağdur edecek söylemlerde bulunmayalım ve bu yönde alınacak kararların yanında olmayalım." dedi.